Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Kasım '14

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Tapınak yaptırma ve yaşatma aşkı

Tapınak yaptırma ve yaşatma aşkı
 

Tapınak dedim diye Müslümanlar, eski kavimlerin ibadet yeri, putlara tapınılan yer olarak algılamasın. Tapınak genel bir isimdir.

Tapınak, tapınılan yer, ibadet edilen mekân anlamındadır. Cami, kilise, sinagog, manastır, mescid, Hinduların, Budistlerin, yeryüzündeki bütün inançların ibadet mekânına tapınak denir.
*
Birkaç ay evveldi, bizim köyün camisinin merdivenlerinde mi neydi, bir düzenleme yapılmış. Bu düzenlemeyi gerçekleştirenler, gerekli yardımı tabii ki köylüden topluyor. Babamdan da istenmiş, babamda bir kısım borcunu üstlenmiş.

Bu konuyu eleştirdim anneme: ‘Kişilerin borcu vardır ama gider başka borçlar da üstlenir; anlamıyorum bu tapınak aşkını, tapınağa yardım etmeyi insana yardımdan öncelikli kılar’ diye.

Camiye tapınak dedim diye annem çıkıştı bana.

Ne yapsın, tapınağın genel bir isim olduğunu bilmiyor, putlara tapınılan yer olarak biliyor.

Tapınak dedim diye bana kızmayın yani.

Hem Fatiha suresinin 4. ayetinde ne diyor: ‘Allah’ım yalnız sana ibadet eder ve yalnız senden yardım dileriz.’ Bazı meal çeviricileri bu ayeti ‘Allah’ım yalnız sana tapar ve yalnız senden yardım dileriz’ diye. Yani ibadet etmek ve tapmak birbirine yakın anlamlı bir sözcük.

Tapınak, ibadet edilen yerdir; bütün dinlerin kendince kutsal saydığı ibadetgâhların genel adıdır.

*

Tapınaklar, dünyanın neresine gidersek gidelim, hangi dine bakarsak bakalım, dünyanın genelinde öylesine yaygındır, din mensuplarınca öylesine benimsenmiştir ki, dikkatli bakanı gerçekten şaşırtır.

Tarihten günümüze doğru bakarsak, yeryüzünde kurulan, feth edilen şehirlerde barınaklardan önce tapınakların inşa edildiğini görürüz.

İnsanlar yoksulluk içerisinde yaşasa da, tapınakların şatafatlı olmasına çok önem vermişlerdir. Bunun en güzel örneği Hindistan’dır; Hintlilerin kendisi yoksul olsa da, tapınakları öylesine zarafet ve ihtişam doludur ki, düşüneni güldürür.

Moğolistan’ın başkenti Ulanbatur’a cami yaptırdı amcamın yönetiminde bulunduğu yardımlaşma derneği. Amcamın anlattığına göre, bu cami Moğolistan’da ilkmiş. Moğolistan nüfusunun %7’si yani 300 bin kişi Müslümanmış; onlarda sadece sözde kalmış, Budistleşmiş Müslüman. Ulanbatur’da Hristiyan misyonerleri de faaliyetteymiş ama pek bir Hristiyanlaştırdıkları olmamış, buna karşın sadece Ulanbatur’un merkezinde kırk küsür kilise varmış.

*

Gelelim bizim ülkeye;

Türkiye’de 80 binin üzerinde cami var, ve sayısı günbegün artmakta…
Sayının çokluğuna bakıp, ibadet eden oranı yüksek sanılmasın. İbadet edenler, camilerin günde ancak yüzde onunu doldurmaktadır. Kullanımları az olmasına rağmen, hız kesilmeksizin yeni camiler inşa edilmektedir, bu inşalar aşkla savunulamakta ve desteklenmektedir. Eski parayla 80 trilyona mâl olacak İstanbul en güzel yerlerin biri olan Çamlıca tepesine yapılacak olan caminin hem doğa tahribatına hem de fahiş fiyata yapılacak olmasını eleştirenlere Tayyip Erdoğan ve destekçileri öfkeyle karşı çıkmış, cami projesini aşkla desteklemiştir. 1.3 katrilyona inşa olan cumhurbaşkanlığı sarayını eleştirenlere, Tayyip Erdoğan ‘Burası milletin malı’ diyerek karşı çıkmış, sarayın yanına halka açık bir cami yapılacağını söyleyerek, kendince bir çeşit meşruiyet sağlamıştır. İstanbul Validebağ korosunda birçok ağacın tahrip edilmesiyle yapılacak olan camiyi eleştirenlere devletçe ve dindarlarca karşı çıkılmış, demokrasiden yoksun, cahilce eleştiriler getirilmiştir.

Ve Tayyip Erdoğan tarafından son bomba patlatılmış, ‘Küba’ya bir cami yapılsın’ fermanı verilmiş.

Allah’ın, yarabbim, sen akıl ver bana, ona, bize, herkese…

Küba’ya cami yapılsa ne, yapılmasa ne? Castro’nun Cuma namazını kılması için mi yapıyorsun? Camilerin yetersiz kaldı da Küba’sı mı eksik?

*

Ey Müslümanlar!

Allah, Kuran’da ‘Yeryüzünü mescitlerle donatın’ demez, ‘Yeryüzü Allah’ın mescididir’ der.

Siz ise, yeryüzü mescidlerle donatmak için can atıyorsunuz, yeryüzünü tahrip ediyorsunuz, inşa atmek için milyon dolarlar harcıyorsunuz.

Halbuki Allah’ın evi insanın kalbidir; insanı sevmek, insanı sevindirmek, insanın derdine derman olmak en büyük ibadettir, en şanlı ibadettir.

Allah, cami yapmanızla, cami yaşatmanızla değil; insanın yüreğini okşamanızdan hoşnut kalacaktır.

*

Tapınak inşa etme aşkı sadece bizde değil, tüm insanlığın düçar olduğu bir aşktır.
Maalesef insanlığa yakışmayan bir aşktır.

-Mustafa Yıldırım – 20.11.2014

 
Toplam blog
: 480
: 715
Kayıt tarihi
: 03.11.12
 
 

Konyalıyım. Edebiyat okudum. Amatör yazar ve şairim. ..