Tapulu yeri kişinin müstakil vatanıdır; vatandaşlıktan çıkarabilirsin ama vatanından çıkaramazsın

Kanunda vatandaşlıktan çıkarılma ile ilgili “Vatandaşlığı resmi makamlarca kaybettirilenler ile iptal edilen kişiler en geç bir yıl içerisinde mallarını tasfiye etmek zorundadır. Mallarının tasfiye edilerek kendilerinin sınır dışı edilmelerinin…” hükümler dikkat çekici.

Malını mülkünü elinden alıyor, adamı kovuyorsun.

Bunu bir suça istinaden yapılıyorsa Kerim Korkut’un “Herkese ve her şeye karşı işlenmiş suç eşit ağırlıktadır” ifadesi bilinmiyor demektir. Vatana karşı işlenmiş suç ile bir şahsa karşı işlenmiş suç aynıdır. Suçun kime karşı işlendiği değil ne olduğu, nasıl olduğu önemlidir. O zaman senin dediğine göre katili salalım, haini asalım.

Vatandaşlıktan çıkarır, cezasını verirsin; vatandaşlıkla ilgili hak ve görevleri sona erer, yabancı statüsünde mal sahibi de olarak ülkesinde yaşar; adamı ülkesinden kovamazsın. Aslında vatandaşlıktan çıkarılma tartışılması gereken bir konudur. Bu herhalde bir suç karşılığı olur. Kanunlarında bununla ilgili cezalar koyarsın, uygularsın.

İnsanların suç işlemeleri sahip olduklarının elinden alınmasını gerektirmez. Suçun tek bir karşılığı vardır: Hapis cezası. Ülkeye ve milletime karşı bir suç işlediysem hapis cezası verirsin; beni yaşadığım yerden evimden yurdumdan nasıl atarsın?

Kaldı ki bu ülkede yaşayan herkes vatandaş olmaya mecbur değil. “Alamazlar satamazlar” Hayır efendim alırlar da satarlar da. Ülkenin en güzel yerlerini tapuladığın Arap şeyhleri vatandaşın mı? Vatandaşın olmadan ben bu ülkede yaşayabilmeliyim. Aslında vatandaşlık bile mantıklı değil, kaldırılması gerekiyor. Kim olduğunu gösterir, kendisini tanıtıcı bir kimlik verirsin tamam.

Anlattıklarımız siyasi ya da benzeri işte Türkiye’yi sevmiyormuş tarzı suçlar için; değilse elbette terör farklı.