Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Ekim '09

 
Kategori
Güncel
 

Taraf'ın Gazeteciliği ve NTV

Taraf'ın Gazeteciliği ve NTV
 

NTV'nin Taraf'la ilgili haberinde kullandığı resim.


İki gün önce sürmanşetten verdiği haberde Taraf, çok belli bir biçimde Ntv'yi "Muhsin Yazıcıoğlu'nun helikopterini düşürmekle" itham ediyordu. Aynı günün Yazı İşleri programına bağlanan, Taraf Gazetesi Genel Yayın Yönetmen Yardımcısı Yasemin Çongar ise, haberde NTV'yi zan altında bırakmak istemediklerini, fakat bir şüpheden hareket ettiklerini belirtiyordu. Mirgün Cabas ise Yazıcıoğlu'nu aradığını kabul edip, "hepsi kazadan sonraydı" şeklinde bir açıklama yapmıştı o programda.

Bu itirazlar Taraf'ı durduramadı, ertesi gün "Bu telefonları açıklayın" sürmanşetiyle çıktı. Bunların ardından ise, NTV telefon kayıtlarını yayınlayıp, geri dönüşü olamayacak bir şekilde Taraf'ı yalanladı, üstelik çok haklı bir şekilde dalgasını da geçti. "Taraf'ın düştüğü hataya düşmeyin, saatinizi geri almayı unutmayın..."

Zira Taraf bir gazetecilik skandalına imza atmış, aldığı saatlerin doğruluğunu kontrol etmeden yayınlamış, üstelik bu ısrarını ertesi gün de devam ettirmişti. Twitter'a üye olan NTV çalışanları ve diğer gazeteciler de kendi aralarında dalgalarını geçtiler elbet. En nihayet Taraf bugün manşetten özür dilemiş, "Kayıtlar Yanlış" diyerek. Kendi sitesini güncellemediği için, netgazete'nin hizmetinden yararlanıp Taraf'ın birinci sayfasının haberi veriş şekline bakalım:

"Ntv haklı, biz haksızız. Yazıcıoğlu'nun helikopter kazası öncesi NTV tarafından arandığı doğru değil. Aramalar kazadan sonra. BBP lideri Yazıcıoğlu'nun öldüğü kazayı araştıran savcılara, Telekomünikasyon İdaresi Başkanlığı'nın gönderdiği telefon kayıtlarından yola çıkan Taraf, NTV santralinden yapılan aramaları sorguladı. NTV dün TİB'in savcılara gönderdiği ve kendisine ait aramaları gösteren kayıtların GMT üzerinden tutulduğunu ve Türkiye ile arada iki saat fark olduğunu açıkladı.TİB Başkanı Fethi Şimşek, 'Taraf'ın haberi üzerine hatamızı fark ettik. NTV'nin arama kayıtları GMT üzerinden tutulmuş, biz ise Türkiye saati gibi kaydetmişiz."

Ahmet Altan da yazısında Ntv'den özür dilemiş. İki gündür kopan fırtına, Taraf'ın hatası yüzünden kopmuş kısacası. NTV en başından beri haklıydı, bunu zaten biliyorduk, telefonla helikopter düşürmek, helikoptere çip taktırmak, bunların hepsi komplo teorisiydi, üstelik Mirgün Cabas'ın deyimiyle "akıl dışı" komplo teorileri.

Bu iki günlük ısrarlı haberler birçok şeye yol açabilirdi. Fazlasıyla tez canlı olduklarını bildiğimiz BBP'yle hareket eden Alperen Ocakları üyeleri NTV'ye ya da Mirgün Cabas'a bir saldırıda bulunabilirlerdi. En karamsar ifadeyle Mirgün Cabas hayatını kaybedebilirdi ve bu özür onu geri getirmezdi.

Alperen Ocakları'nın gazetelerin dolduruşuyla hareket ettiğini daha önce gördük. Bunun en yakın örneği Topkapı Sarayı'nda gerçekleşen İdil Biret konserinin "basılmasıydı." Bir diğer örneği ise Ruşen Çakır hatırlatmıştı Yazı İşleri'nde, Taraf Gazetesi'nin bir yazarı da Alperen Ocakları'na mensup biri tarafından dövülmüştü.

Daha kötü olan da şu ki, bugün Vakit Gazetesi o sorumsuz gazeteciliğe devam etmiş, internet sitelerinde küçük bir alanda NTV'nin açıklamasına yer verseler de, bugün basılan gazetenin baş sayfasında küçük sayılmayacak bir büyüklükte "NTV sus-pus" başlığını taşıyan bir habere imza atmış, "yapılan açıklamalar tatmin edici bulunmadı" demiş. Belki de "bu Taraf nasılsa iddianın arkasında durur, bas gitsin" şeklinde bir düşünceyle haberlere devam ettiler.

Vakit, bu haber Taraf'ta yayınlandığında da Taraf'ı haberi kendisinden çalmakla suçlamıştı, nitekim aynı tarz bir haber beş ay önce Vakit'te ve Haber 7'de yer almış. O zaman bu kadar büyük bir gündem haline gelmemesi, Vakit'in çok da ciddiye alınmadığını gösterir mi? Eğer gösteriyorsa sevindirici. Hesaba katmamız gereken şu ki, Vakit'in bazı gözü dönmüş kitleleri harekete geçirme gücü... Alperen Ocakları da bu kitlelerden biri. İdil Biret olayının fitilini Vakit ateşlememiş miydi?

Gelelim Taraf'ın özrüne. Taraf, suçu önemli ölçüde TİB'e atıp samimiyetsiz bir özür dilemiş bana göre. TİB'in hata yapma ihtimalini hiç mi göz önünde bulundurmadılar? Ya da savcılıkta olduğunu söyledikleri bu belgeyi aldıklarında, NTV'nin kendisini aklamak için kayıtlara ulaştığı gibi, kendileri de kayıtlara ulaşıp bir kez de öyle doğrulamayı düşünmediler mi? Bir de haberi çiplerle, manyetik alanlarla süslemek neyin nesiydi acaba?

NTV, "Taraf, NTV'den özür diledi" başlıklı haberinde şöyle demiş örneğin:

"Arama kayıtlarının GMT’ye göre tutulduğu basit bir araştırmayla öğrenilebilirdi. Ancak Taraf bu basit araştırmayı yapma gereği duymadan komplo senaryosuyla NTV'yi zan altında bıraktı."

Taraf bütün gazeteciliğini böyle yapıyorsa vay halimize, ki çok da farklı olduğunu sanmıyorum. Taraf'ın yayın politikasını da tasvip ettiğimi söyleyemem açıkçası, sevmiyor, beğenmiyorum bu gazeteyi. Çok iddialı çıktılar dün, "bu telefonları açıklayın" sürmanşetiyle, özürlerinde aynı iddiayı göremedim, birden bir haberci diline bürünmüşler, "kayıtlar yanlış" demişler. Daha önce de sanıyorum başka bir haberleri sebebiyle özür dilemek zorunda kalmışlar.

Ntv sert kaya olduğunu kanıtladı bu olayda ve Mirgün Cabas'la olan Yazı İşleri programında Ruşen Çakır'ın söylediği çok önemli bir şey vardı: "Biz burada konuşabiliyoruz, kendimizi savunduk, eğer bugün bu program olmasaydı, Muhsin Yazıcıoğlu'nu öldürme suçu üzerimize yapışacaktı."

Ne kadar acı değil mi?

 
Toplam blog
: 142
: 1092
Kayıt tarihi
: 27.09.09
 
 

Ankara Üniversitesi Hukuk Fakülteliyim. Seyahat benim için bir tutku, her fırsatta bir yerlere ka..