Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Mart '09

 
Kategori
Seçim
 

Tarhan Erdem'in seçim analizi-tahmini üzerine

Tarhan Erdem'in seçim analizi-tahmini üzerine
 

Araştırma şirketi KONDA, 2007 seçimlerinde neredeyse % 100'lük bir isabet sağladığı için Sn. Tarhan Erdem'in yaptığı son çalışma biraz daha önem kazanıyor; bu nedenle analizi yorumlamak ve onun üzerinde kafa yormak gerekiyor.

Görünen o ki; siyasi yelpaze daralıyor. Öncelikle araştırmanın sonucunu görelim.

AKP % 47,9
CHP % 23,5
MHP % 14,3
DTP % 4,2
SP % 2,3
DSP % 1,6
Diğer % 2,5

Bu yüzdeleri 2002 genel seçimleri sonuçlarıyla kıyasladığımızda tablonun daha net olarak ortaya çıkacağını göreceğiz.

AKP % 34,29
CHP % 19,38

DYP % 9,56
MHP % 8,35
GP % 7,26
DEHAP % 6,23
ANAP % 5,12
SP % 2,49
DSP % 1,22
Diğer % 6,10


AKP'nin iktidarı devraldığı seçimlerde toplamda % 21,94 oya sahip olan üç parti, DYP, ANAP ve Genç Parti'nin siyaset sahnesinden seçmen tarafından silindiğini, bu partilere ait oyların da büyük oranda AKP çatısı altında toplanmış olduğunu görüyoruz.

Bu da aslında Refah - Saadet Partisi çizgisinden doğmuş olan AKP'nin ister istemez merkeze çekilmesi anlamına gelmektedir. Yani, özellikle CHP tabanında yeralanların duyduğu "Türkiye'nin hızla din esaslarına göre yönetileceği bir sisteme doğru kaydığı" yönündeki kaygının tam olarak gerçeği yansıtmadığı yönünde bir tablo ortaya çıkmıştır. AKP içinde bunu arzu eden bir taban da vardır; ancak bu aldığı oy oranının çok sınırlı bir kısmına karşılık gelmektedir. AKP'nin merkezdeki oyları topluyor olmasından kaygı duyması gerekenler de yine bu kesimdir.

AKP'nin yöneticilerinin düşünceleri, görüşleri, inançları her ne olursa olsun, bir partiyi var eden, iktidara taşıyan ve orada tutan tabanın niteliği birincil önemdedir.

AKP'nin 1983'te iktidar olan ANAP ile benzeştiği nokta Sn. Tarhan Erdem'in de dikkatini çektiği bir çok eğilimi bünyesinde barındırmasıdır. Bunun nedenselliklerini önceki yazımda anlatmaya çalışmıştım. AKP nasıl bu kadar çok oy alabiliyor?

<ımg alt="" src="http://i.milliyet.com.tr/HaberAnaResmi/2009/03/26/fft17_mf207092.Jpeg" border="0">

AKP bir koalisyon mudur?

Bu soruya net bir evet ya da hayır demek mümkün değil. Ancak ANAP'tan farklılıklar taşıdığını görebiliyoruz.

Burada ilgi çekici nokta DTP'nin toplayabildiği oy oranıdır. Tarhan Erdem yazısında Kürt kökenli seçmenin de AKP'ye oy verdiğinin altını çizmektedir; özellikle şehirlerde çok daha net görülmektedir. Yani, kentleşme arttıkça, insanlar şehir yaşamına katıldıkça, üretim ilişkilerine girdikçe milliyetçi, ayrılıkçı, etnik kimliklerinin yerine önceliklerine ekonomik kaygıları yerleştirmektedir. Bu da zaten modernleşmenin, demokratikleşmenin küçük de olsa bir göstergesidir.

AKP bu oy oranını taşıyabilir mi?

Bu cevabı aranması gereken çok önemli bir soru, ayrıca sorundur da. Çünkü demokrasinin gerektiği herşey yerli yerinde ve çalışıyor olsa da o demokrasinin içindeki kurumların, örgütlerin veya liderlerinin içinde bulundukları rejimi sindirip sindiremediği her zaman belirleyicidir.

AKP, 2001 yılında kurulduğunda bugünlere geleceğini tahmin ediyor muydu, bilmiyorum. Açıkçası benim böyle bir öngörüm hiç olmamıştı. Bugün Türkiye'nin sayılı "aydınları" AKP'yi Türkiye'nin demokratikleşmesi için ciddi bir fırsat olarak görüyor. Aslına bakılırsa AKP de çok ciddi bir fırsat yakalamıştır.

AKP'yi sistem var etmiştir, sistemin koyduğu kuralları doğru oynadığı için de büyümüş, artık bir anlamda da "mutlak iktidar" haline gelmiştir. AKP, seçmeninin ona verdiği merkez partisi rolünü doğru oynamayı başarabilir, önceliğini Türkiye'nin gelişimi, içinde bulunduğu krizi aşma yönünde kullanır, ayrışma ve çatışmayı körükleyecek politikalar yerine zaten en yakın rakibine iki misli oy fark atmış, Türkiye genelinde de yarı yarıya üstünlük kurmuş bir partinin ona vereceği olgun davranma "sağduyusunu" oturtabilirse o zaman Türkiye için de bir şans olduğunu söyleyebiliriz.

AKP'nin 22 Temmuz 2007'den sonraki performansına bakarak üstlendiği rolü taşıyamadığını söyleyebiliyoruz. Bu seçimlerden sonra eğer Tarhan Erdem'in tahminleri doğru çıkar, seçmen herşeye rağmen AKP'yi destekliyor olduğunu gösterdiğinde AKP'nin takınacağı tutum, son iki seneden de daha agresif olursa, o zaman Türkiye için bu oy oranı ciddi bir sıkıntı da yaratabilir.

Bir de şu var; AKP'nin geldiği yer son otuz yıllık siyasi hayatımız için ciddi bir pozisyon. Bu oran 2007'de AKP'ye oy vermiş ancak aslen o parti tabanına ait olmayan seçmen için bir merkezden kaçış psikolojisi de yaratabilir.

Son sözü muhalefete verelim.

MHP ve CHP'nin küçük oy kıpırtısı eğer bu partileri mutlu eder ve içinde bulundukları o arkaik politikaları sürdürme kararı verirlerse bu iki partiyi de bekleyen şey DYP ve ANAP'ın geldiği çizgi olur. Demokrasi sadece iktidarın ne yaptığı ile ilgili değildir. Muhalefetin demokrasilerde görevi iktidarı dengelemek ya da yaptıklarına duruş göstermek demek değildir. CHP'nin çizgisi son yirmi yıldır hiç değişmedi. Dünya değişirken CHP'nin aynı statükoda durması onu % 20'lik oya mahkum eder.

Uzay Gökerman

http://www.konda.com.tr/html/dosyalar/090326_Konda_T_Erdem_Yerel%20Secim_Aciklama.pdf
http://tr.wikipedia.org/wiki/2007_T%C3%BCrkiye_Cumhuriyeti_Milletvekili_Genel_Se%C3%A7imleri
http://tr.wikipedia.org/wiki/2002_T%C3%BCrkiye_Cumhuriyeti_Milletvekili_Genel_Se%C3%A7imleri
 
Toplam blog
: 2033
: 1268
Kayıt tarihi
: 09.06.06
 
 

"Keyif verici bir yalnızlık" olarak gördüğüm yazma serüvenimin en önemli merkezlerinden bir tanes..