Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Mart '11

 
Kategori
Seçim
 

Tarih 12 Haziran 2011

Tarih 12 Haziran 2011
 

seçim sandığı


Tarih 12 Haziran 2011  

İşte bu tarihte atacağımız oylar ulus olarak, ülke olarak, kaderimizi tayin edecek. Bilhassa bu seçim çok önemli.  

Bu seçimlerde ülkemiz bir kurtuluş savaşı daha verecek.Ve yine onlarca cephede birden savaşacağız.  

Atacağımız oylar mühimmatımız ve maalesef ki sınırlı. Bizim görevimiz bu mühimmatı cephede savaşan askerlerimize, yani milletvekillerine iletmek.Ancak alacağımız yol tehlikelerle dolu.Düşman bu cephaneyi ele geçirmek için türlü oyunlar planlıyor.  

Kah ballar şerbetlerle bizi kandırmaya çalışıyor, kah gideceğimiz yollara pusu kuruyor mayınlar döşüyor.Ama biz bu yola bunu bilerek çıkıyoruz.  

Düşman her yerde pusuda. Onu haberlerde, gazetelerde, açılışlarda görüyoruz.  

Düşmanın ortaklaşa hareket ettiği harici düşmanlar Tunus, Mısır, Libya derken şimdi Suriye’deler. Evet tam kapımızda. Ve onlar kapımıza geldiğinde bizim donanmamıza ait gemilerde Libya’da onların emrinde. Onların Libya’yı bombalayan uçaklarını, Libya ’lı insanları öldürecek olan askerlerini korumak için. Belki de askerlerimizin başına çuval geçirenleri korumak için.  

Düşman aslında biziz. Bizim meclisteki irademiz düşman. Bizi yanıltan irademiz. Onu bulunduğu mevkiye getirirken başımıza bunların geleceğini hiç düşünmediniz.  

Önce kandırdı sizi.”Ne sempatik adam bu ya” dediniz. Sonra tıpkı bizim gibi eleştirmeye başladınız.Ve düğmeye siz bastınız. Düşman bir yaratığa dönüştü, dişlerinin arasından şehitlerimizin kanları akar vaziyette küfürler yağdırdı sağa sola.  

“Ananı da la git” dedi. Birazcık gururu olanlar bunun anamıza sövmek olduğunu anladı. Ama siz anlamazlıktan geldiniz.  

Terörist başını yakalayan komutanları terörist ilan etti Sultanınız. Ve terörist başı görev başına getirildi. Artık o terörist başı değildi. Artık o hükümetin baş danışmanıydı. Terörist başının canı sıkılmasın diye yanına oyun arkadaşları gönderdi sultanınız. Adına insan hakları dedi.Sultanın kulları olarak sadece “Padişahım çok yaşa” dediniz.  

PKK terör örgütü Habur sınır kapısında şov yaptı. Bu ülkenin mahkemesini ayağına kadar getirip sonrada pişman değilim diyerek dalga geçtikleri halde, Sultanınız ve onun Kadıları teröristleri serbest bıraktılar. Hiç sorgulanmadılar. Belki de askerde sizin oğlunuzu şehit eden teröristlerdi onlar. Ama siz umursamadınız.  

O teröristlerle bir ömür savaşan Askerlerimiz ise sorgusuz, iddianamesiz ve kimsesiz içerideler.  

Bunun sorumlusu hepimiziz. Ne biz sahip çıktık onlara, ne de komutanları. Hilmi Özkök, Yaşar Büyükanıt, İlker Başbuğ ihanet ettiler. Güvenimizi kırmak için işbirliği yaptılar. Kağıttan kaplanlardı onlar. Bırakın kükremeyi miyavlamadılar bile.  

Ancak bu bile ordumuza olan güvenimizi kaybettirmedi. Sadece orduya sızmanın ne büyük boyutlara ulaştığını gördük. Ve şükrettik bu komutanlar görev başında iken ülkemizin bir savaşa girmemiş olmasına.  

Sadece askerler mi? Bilim adamları , aydınlar, gazeteciler, siyasetçiler hepsi aynı muameleye maruz kaldı.  

Sesimiz dahi çıkmadı. Ya da ancak kağıttan kaplanlar kadardı kükreyişimiz.  

Evet sorumlu sadece siz değilsiniz. Siz ve Biz ortağız bu işte. Hep beraber getirdik memleketi bu hale.  

Ama yine beraberce vermemiz gerek bu kurtuluş savaşını, tıpkı geçmişte olduğu gibi hep birlikte. İşte bu yüzden yazıyorum bu mektubu.  

Seçimden tek bir parti birinci olarak çıkacak. Ancak çıkacak partinin hangi parti olacağı bu seçimlerde çok daha önemli.  

Bu seçim AKP nin sandığa gömüleceği seçim olmalı. Bu seçim bağımsızlığımızı tekrar kazanacağımız seçim olmalı.  

Bu seçim teröristlerin meclisten kovulacağı seçim olmalı.  

Bu seçimden sonra kimse polisimizi linç etmeye kalkmamalı. Ve polisimizde hükümetin değil, devletin polisi olduğunu hatırlamalı.  

Sadece Tayyip’in oğlu değil, her isteyen bedelli yada bedelsiz 28 gün askerlik yapabilmeli.  

Türk Bankaları yeniden bizim olmalı. Gerekirse kamulaştırılarak.  

İnsanlar Afrika’daki insanlar gibi makarna kamyonlarına tırmanmadan insanlık onuruna yakışır bir şekilde yardım alabilmeli.  

Bunların hepsini 12 Haziran 2011 de yapabiliriz. Bu bizim elimizde.Ve eğer yapamazsak sizinde bizim de vay halimize!  

Murat Demirözer  

 
Toplam blog
: 3
: 411
Kayıt tarihi
: 28.02.07
 
 

1978 İstanbul doğumluyum. Antalya / Side'de turist rehberliği yapıyorum. Gezmeyi, keşfetmeyi ve yeni..