Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Kasım '11

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Tarih dersinden Dersim'e yol tuttum!

Daha önce de yazmıştım, tekrar edeyim Tarih dersini hiç sevemedim; dersini bırakın kendisi de hiç çekici gelmedi.

Bazı insanlar vardır, neyin ne şartta yapıldığını, dendiğini düşünmeksizin, hatta algılamada yanılma payının dahi olmadığına hükmedip de yaşamında düşman bellediği kişileri habire beddua ile anarlar.

“Kin toplayıcılar” derim böyle insanlara; kin toplayanları da sevmem!

******

Tarihi neden sevmediğimi çok düşündüm; sanıyorum en önemli neden savaşlardı ilk etapta, çocuk aklımla geride kalan yetim çocukları düşünürdüm…

Din savaşlarını ise aklım hiç almadı zaten!

“Ordu” ve “Halk” hep daha çok düşündürdü, padişahlardan ziyade…

Tarih hiç birinin adını yazmaz, mesela, aç-açık kaldıklarından söz etmez; etse de bir cümle…

Milyonlarca kişinin oluşturduğu toplumun durumunu yansıtan tek bir cümle; cıks, hiç de yeterli değil!

******

Mesela, yaşadığımız günlerin de gün gelip tarihte yer bulacağını biliyorum, biliyorum da tarihe nasıl geçeceğini merak ediyorum!

Türkiye Cumhuriyeti’nin nasıl başarılı altın bir dönem geçirdiği mi yazılacak, yoksa nasıl suskun kalmaya iteklendiği, açlık sınırının altında yaşayan milyonlar olup da nasıl olup da “Ekonomik kriz bizi teğet geçti!” denildiğini, efendime söyleyeyim, pinpon topu esas alınarak ana gıda maddelerine gelen zamlar elimine edilip, “Enflasyon geriledi!” denilmesini mi?

Üç paket makarna, beş çuval kömür ile oyunu satan, satın alanlardan söz edilecek mi, yoksa 2023’e on iki yıl öncesinden “Çılgın Proje” yatırımı yapan dahi bir başbakan mı denilecek?

******

Binlerce şehitten ne olarak söz edilecek, en çok da onu merak etmekteyim!

******

Günü konuşmakta, yazmakta zorlandığımız bir dönem, bundan dolayı mıdır ya çok geçmişe ya da çok uzak geleceğe dair konuşmaların yapılması?

Gündemi ya tarih ya da çılgın projelerin oluşturması?

Mesela, bedelli askerlik, mesela dış politikamız; internete sansür, işsizlik oranımız falan irdelenmeliyken… Yeşilkart uygulaması yeni yılda değişecek, keşke amaca hizmet etse, hali-vakti yerinde olanların aç gözlülüklerinin önüne geçilse…

Lakin, olacağını tahmin edeyim: Sağlık Primi adı altında bir ücret çıkacak halkın karşına; gelir düzeyine göre otuz üç lira, yüz üç lira falan, ayda…

Gariban daha da garipleyecek de, bilmem kimin tanıdığı, kuzeni, efendime söyleyeyim, bilmem nesine bir şey olmayacak!

******

Tarih dersinden söz ederken Dersim’e gelecekti, elbet, konu: İlk aklıma geleni aynen yazıyorum: 2023’e yatırım yapan bir başbakanın yetmiş küsur yıl öncesine dönmesi hayli şaşırtıcı!

Kanayan bir yaraya ya tütün basılır, ya da kangren olmasın diye kesip atılır; peki şimdi ne yapıldı?

Yani, en basit soruyu soruyorum: Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın karar verdiği nedir?

Bu konuyu gündeme getiren herhangi biri değil, bir ülkenin başbakanı; yani herhangi biri gibi “Ne bileyim, öylesine içimden geldiği gibi dedim, içimden geldiği gibi yazdım” durumu hiç değil; ki: gün içinden geldiği gibi yazanlar, eğer hükümete dokunduruyorlarsa, cezaevlerinde çentik bile atamıyorlar! Zira ne suçları belli, ne belgeler sabit; haklarında suç unsuru yok ama tutuklular!

******

Kürt sorununun çözüm beklediği bir zamanda, şehitlerin sayısı hergün artmaktayken, hükümetin bulduğu çözüm Dersim’i gündeme taşımaksa…

Yani… Düşmanlardan kurtarılmış bir ülke, sıcak savaşlar ile varlığını sürdüren bir dünya varken, kurtarmış kişiye, kurtaranlara haince tuzaklar düzenlendiğinde, o yılların gerçeği, o varoluş içinde gardını almıştır!

Yüzbinlerce şehit verdik kaç yıl içinde, kim bilir, tarih içinde hangi başbakan özür dileyecektir bu yüzden?

 ******

 Ne tarihi sevdim, ne de kin tutanları; kendini olduğundan farklı göstermeye çalışanları ise hiç!

 ******

 Dersim, diyelim ki, katliam, hani özür diledi ya başbakan, hani nedenini, niçinini deklare etmeden; yani bunca içeride gereksiz yere tutuklu bulunanlara karşı vicdani bir iç hesaplaşması yaşamadan…

 Dersim katliamını kabul ettiğine göre o coğrafyayı tazminat olarak mı verecek?  

 Peki… İçeride anlamsız yere tutuklu bulunanlar “Hükümete karşı eylem” içinde bulunduklarından bunca yıldır içerideler ya, Dersim bir ders olur belki: O dönem için özür dilediyse başbakan, o dönemde Atatürk ve hükümete yönelik ciddi bir eylem vardı; boşuna değildi Dersim katliamı!

 Yani…

 Dersim bir “Katliam” sa, hani, devlete, hükümete yönelik bir suça karşı fazla güç kullanmaksa, bundan dolayı başbakan özür diliyorsa…

 O zaman içeride tutuklu bulunanlardan da özür dilemeli, işi tarihe bırakmadan, hemen özgürlüklerini geri vermeli!

 Yok, bu tutuklular bizim hükümetimize karşı oldular diyorlarsa, o zaman da tarihin istedikleri yapraklarını kopartıp da, halkın önüne koymasınlar!

 ******

 Herşey bir yana: Bütünleşmek gereken zamanlarda bölücülük yapmak ciddi anlamda bir aymazlıktır!

 “Suçtur” diyeceğim ki; karşılığı hakikaten budur, diyemiyorum, zira, hükümete karşı olmak iddiası ile suç sayılır!

 Tarih de yazmaz, anasını satayım!

 Olan, yirmisindeki oğluma olur!... Bir de yetmiş sekizindeki anneme…


 

gulgun_2006@hotmail.com

http://twitter.com/Gulgunkaraoglu

 
Toplam blog
: 1269
: 1343
Kayıt tarihi
: 18.09.07
 
 

İzmir, 1963 doğumluyum. Dokuz Eylül Üniversitesi İngilizce bölümü mezunuyum ve özel bir şirkette ..