Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

Efsane FB 1907 Baterist Metin

http://blog.milliyet.com.tr/efsanefb1907

05 Eylül '08

 
Kategori
Bilim
 

Tarih Öncesi İnsanları !..

Tarih Öncesi İnsanları !..
 

Tarih öncesi çağları inceleyen bilim dalı, sıcak ülkelerde yaşayan hayvanların kemiklerine karışmış bazı gereçlerin, Somme Nehri kıyılarında bulunuşuyla doğmuştu. Bu yeni bilim dalı sonraları, yine Fransa'nın güney-batısındaki mağaralarda insan iskeletlerinin ve mezarların bulunuşuyla bir ilerleme kaydedince, o güne kadar zannedilenin aksine, eski çağlarda buralarda çok soğuk bir iklimin hüküm sürdüğünü kabul etmek gerekti...

Çünkü mağaralarda, mamut, ren geyiği gibi soğuk ülke hayvanlarının kemikleri, hattâ üzerinde bir mamut resmi olan bir mamut kemiği bulunmuştu. Doğrusunu söylemek gerekirse, tarih öncesini araştıran bilginler hiç de ciddi görünmüyorlardı!.. İklim konusunda bile, bir gün evvel ak dediklerine, bir gün sonra kara diyorlardı!

Aslında bilim adamlarının yanılmakta bir ölçüde hakları vardı. Sebebine gelince, Somme Nehri'nde bulunan taşların çağında, bundan birkaç yüzbin sene önceleri, Avrupa'da ve Fransa'da bir tropikal iklim olduğu hâlde, sonraları iklim birkaç defa değişmişti. Bundan 10.000 sene önceleriyse bu bölgeler, buzulların dağlardan çok aşağılara kadar uzandığı soğuk bir iklim döneminden henüz çıkıyordu.

Fransa'nın güneyindeki mağaralarda buluntular birbirini izledi. Bunların arasında en şaşırtıcı olanları, bazıları renkli olan duvar resimleriydi. İnsanlar içerisinde yaşadıkları mağaraların duvarlarına avladıkları, mücadele ettikleri hayvanların resimlerini yapmışlardı. Ve bu ilkel insan aynı zamanda çok yetenekli bir sanatçı olduğunu da böylece ortaya koyuyordu!

Bu şekilde, tarih öncesi yaşantının nasıl olduğu hakkında bazı bilgiler toplanmaya başlandı. İnsanoğlu o çağda, mağaralarda oturuyor ve avladığı hayvanları oraya getiriyor, onu pişirmek için ateş yakıyordu. Bazen ölülerini dahi oraya gömüyordu. Bu bilgilerin hiçbiri yanlış değildir tabii ki... Lâkin, mağaralar sadece birkaç aileyi barındırabiliyorlardı...

Zaten bu mağaralar, giriş kısmı haricinde, hiç şüphesiz birer kutsal yerlerdi. Ele geçen resimler, uzun dehlizlerin sonunda, tapınağı andıran geniş salonlarda bulunmuştu. Herhalde insanlar oralarda, avlarının bereketli olması için birtakım büyü âyinleri tertipliyorlardı.

Milât takviminin başlangıcına kadar 80.000 yıllık bir tarih öncesi devrin birçok dönemi kesinlikle saptanmıştır. Bu devir içerisinde taş gereçlerin giderek kabalığını kaybettiği görülmektedir. Cenaze âyinleri başlayıp ölüler itina ile gömülürken; bazen bunların üzerlerine kırmızı toprak dökülmesi, o çağ insanlarının öbür dünyayı da düşündüklerini gösterir. Sonra, bundan 30.000 sene önceleri, ilk duvar resimleri ortaya çıkmaya başlar. Daha sonra ise, taş gereçlerin yanında kemik gereçler çoğalmaya başlar. Bundan 6.000 sene evvel de Cilâlı Taş Devri gelir ve ılıman bir iklimde, sayıları artmış insanlar artık mağaralarda değil, kulübelerde yaşamaya başlamışlardır.

İnsan soyu, 45.000 ya da 50.000 yıldan beri, bugünkü biçimini az çok muhafaza etmiştir. Fakat ondan evvelki çağlardan kalma kemikler veya keşfedilen iskeletler, insanların oldukça başka bir görünüşe sahip olduklarını ortaya koymaktadır. Hafifçe öne eğik kocaman bir kafa, çıkık çene kemikleri, neredeyse hiç farkedilmeyen bir çene, ama gözlerin üzerinde büyük şişkinlikler. Fakat bunlar yine de insan türündendir. Çünkü ayakta dik dururlar ve beyinleri hayli gelişmiştir. İsmini Almanya'da bulunduğu vadiden alan "Neanderthal insanı" işte böyle bir dış görünüme sahiptir.

Ne var ki, o çağlara ait birçok sır henüz aydınlatılamamıştır. Eskiden sadece Neanderthal insanları varken, niçin birdenbire bugünkü türün insanı kalmıştır yeryüzünde? Neanderthal insanlarına ne olmuştur? Bugünkü insan türüne ait olanlar tarafından yenilgiye mi uğratılmışlardır? İşte bilim, cevap veremediği hâlde yine de sık sık birçok soru sorar ve biraz da bu yüzden ilgi çekicidir.

Fakat bugün, bu uzak geçmiş hakkındaki bilgilerimiz, çok daha eskilere dayanmaktadır. Şimdi artık yüzbinlerce sene, hattâ iki milyon yıl öncelerini dahi araştırabiliyoruz. Öyle ki, yeryüzünün birçok köşesinde keşfedilen mağaraların aydınlığa kavuşturduğu tarih öncesi dönem, insanların çok eskilere uzanan o olağanüstü serüveninde oldukça yakın bir devir sayılmaktadır.

 
Toplam blog
: 1907
: 3759
Kayıt tarihi
: 28.07.07
 
 

03 Şubat 1967 İstanbul doğumlu, romantik bir müzisyenim işte... Müzik, bateri, spor, Fenerbahçe, ..