Tarih ve yıkım

Ülkemizin nadide şehirlerinden birisidir Gaziantep.

Bir o kadar da tarihine düşkündür düşkün olmasına ama yıkıp bol bol park yapmayı da ihmal etmez.

Yıkar sürekli belediye. Bu dönemlerde yıkılan yollarımız oldu asfalt söküldü ilginçtir taş döşenmeye başlandı yerlere. Ama her yer taş. Bunun altında bişey aramak mümkün... Fazlasıyla mümkün.

Taşlar arasında park yapmayı da ihmal etmez belediye. Çocukların oynamaması için her şey yapılan parklar. Büyük beton yığınları arasına sıkıştırılmış küçük ezik parklar. Akşam yanından geçmeye korkacağınız türden. Geçenlerde yine bir park çalışması başladı Gaziantep' te. Hemde benim ilkokulumun tam üstüne daha doğrusu okulumun yerine park.

Tarihi Dayı Ahmet Ağa İlköğretim Okulu yerle bir oldu. bir çok insanın geçmişi yerle bir oldu. Dandik şehir merkezi biraz da olsun yeşillensin diye.

Malesef sözde değer verilen tarih yıkıma uğradı. Bu ülkede camilerden başka hiçbir şey tadilata uğramaz.

Sanat galerisi görmek çölün ortasında kutup ayısı görmek kadar ilginç gelir bize. Ülkemizin en büyük sanatsal değeri mimarisidir. "O" nuda yıkarsanız ne kalacak bize. Parklar mı? Müzeler ihtiyaç fazlası deposu gibidir. Peki bişey diyeceğim sizin de etrafınız da arkeoloji müzelerine "putlar deposu" diyen var mı? Çünkü sanat nedir bilmez bu toplum. Bürolarımızı, evlerimizi, berbat cafeleri süsleyen sahte tablolar hariç. Çetin Altan "Tek heykelli medeniyet" der bu noktada. Ben daha sert bir şey derim ama siz duymazsınız.

Sizden kendinize bir şey sormanızı istiyorum. Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk dışında hangi bakanımızın sanattan (SANATÇI: Şarkıcı değildir) bahsettiğini duydunuz?