Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Ekim '06

 
Kategori
Sivil Toplum
 

Tarih yazmak politikacıların işi mi?

Tarih yazmak politikacıların işi mi?
 

Bir grup Fransız tarihçi 13 Aralık 2005 tarihinde tarih ve tarihçi kavramını açıklayan bir bildiriye imza attı. Liberte pour l’histoire (tarih için özgürlük) adlı bu bildiride:”tarih bir din değildir, ahlak değildir, aktüel politikanın kölesi olmuş bir oyuncak değildir. Tarihçi geçmişteki olaylara bugünün duyarlılıklarını sokmaz, özgür devlette tarihi tanımlamak ne meclise ne de hukuki yetkililere aittir.”deniyor. Fransız tarihçiler bu bildiriyi 1990- 2005 yılları arasında Fransız meclisinin aldığı kölelik, Ermeni sorunu, ırkçılık, sömürgecilik gibi kararlara karşı çıkmak üzere yayınlamışlardı.

Dün Fransız meclisinde oylanan sözde Ermeni soykırımını inkar etmeyi suç sayan yasa tasarısı tam da iki sene önce Fransız tarihçilerin kendi meclislerini eleştirdikleri bu konuyla bire bir örtüşüyor. Bu noktadan bakacak olursak; Fransa gelecek seçimlerde Ermeni oylarını almak için, yine Türkiye üzerine oynuyor. Bu oyunun başrollerinde Asala’nın ateşli avukatı Patrick Deveciyan var. Tam bir seçim yatırımı! Bu apaçık ortada, çünkü bu sorun Ermenistan’la Türkiye arasındayken Fransa kraldan çok kralcı bir yaklaşım sergiliyor. Yıllardır özgürlüğün, özgür düşüncenin kalesi olarak kendilerini empoze eden bir ülkenin aldığı bu karar popüler kültürün bir ürünü. Tarihin günümüz aktüel politikasına alet edilmesinin bir örneği.301. madde sebebiyle bizi topa tutan, insan hakları denince aslan kesilen, Voltaire’in torunlarından nedense hiç ses yok. Bu arada geçen yıl, bir milyon Ermeni’yi katlettik diyerek 301. maddeden yargılanan Orhan Pamuk’un tam da Fransız meclisinde ermeni soykırımını reddedenin cezalandırılacağını öngören yasanın kabul edildiği gün, Nobel edebiyat ödülünü kazanması nasıl bir tesadüf? Yoksa bunların hepsi bir şaka mı?

 
Toplam blog
: 44
: 1522
Kayıt tarihi
: 22.08.06
 
 

Hayat akıp giden upuzun bir ırmak, bu ırmakta bazen bir akıntıya koyveriyoruz kendimizi, nereye çarp..