Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

09 Ağustos '12

 
Kategori
Felsefe
 

Tarihsel olaylar ve Tarihi Liderler

Tarihsel olaylar mı liderleri yaratır yoksa liderler mi tarihsel olayları ? Sanıyorum en yaygın görüş tarihi büyük liderlerin insanları yönlendirdiği ve olayları oluşturduğu yönündedir. Bir başka görüş de tarihi olayları, bir kısmını bildiğimiz veya tahmin ettiğimiz bir kısmını ise hiç bilmediğimiz pek çok nedenlerin ve bu nedenlerin birbiriyle etkileşiminin oluşturduğu,  yönlendirdiği ve  sürüklediği yönündedir.

Bu ikinci görüşe göre liderlerin tarihsel veriler, olaylar ve nedenler içinde kendiliğinden oluştuğu, zaten başka türlüsünün mümkün olmadığı fikri öne çıkıyor. Bu ikinci görüşte tarihi liderlerin de tarihi olayları etkilediği, insanları yönlendirdiği fikri hepten reddedilmiyor ancak bunun tali derece önemli olduğu yani hem olayların oluşumunu hem de liderlerin oluşumunu bir arada meydana getiren büyük bir nedenler manzumesinin bulunduğu ve bunun çok üst ve güçlü bir irade oluşturduğu fikri daha hakim oluyor.  Bu nedenler içinde bilinmeyen ve bilinmesi zaten mümkün olmayan nedenlerin ekseriyette olduğu görüşüne sahip olanlar bir açıdan kader fikrine yaklaşmış olurlar. Bu kişiler olayların da insanlarında çok üstün ve ilahi bir güç tarafından oluturulduğuna inanırlar. Ama tanrı ve kader fikrine hiç inanmayan veya itibar etmeyenler içinde de olayların ve liderlerin bir kısmının bilinen ama bir kısmının da bilemediğimiz pek çok ve pek güçlü nedenlerin etkisiyle kendiliğinden oluştuğu fikrinde olanlar vardır.

 

Şimdi aşağıya Tolstoy’un meşhur “Savaş ve Barış” romanının dördüncü cildinin ikinci bölümünden bir alıntı yapacağım.

 “ Olayların nedenlerinin tümü insan kavrayışının ulaşamadığı bir şeydir. Ama nedenleri arama itkisi de insanoğlunda doğuştan vardır. Olayların koşullarının sonsuzluğunu ve karmakarışıklığını kavrayamayan insan anlayış gücü, her biri tek başına alındığından gerçek neden gibi bu belirlenmelerden rasgele önüne ilk çıkanı alarak: “neden budur” der. Gözlem konusunu insanların yapıp ettiklerinin oluşturduğu tarihsel olaylarda, en ilkel nedensellik ilişkisi Tanrı’nın iradesinde aranmış daha sonra tarihin ön planında yer alan insanların , kahramanların iradesinin bu olayları belirlediği düşünülmüştür. Ama her tarihsel olayın temeline inmek yani bu olaya karışan insanların oluşturduğu yığınların tüm olarak etkinliğini göz önüne almak, tarihteki kahramanların bu etkinliği yalnızca yönlendirmemekle kalmayıp onun tarafından yönlendirildiğini de anlamamıza yeter. Tarihsel olayların şu ya da bu biçimde yorumlanması arasında bir fark olmadığı düşünülebilir. Ama Batı halklarının Doğuya yürümelerinin nedeninin Napolyon’nun bunu istemesi olduğunu söyleyen kimse  ile olayların olması gerektiği için öyle olduklarını söyleyen insan arasında, yeryüzünün yerinde durduğunu ve gezegenlerin onun çevresinde döndüğünü söyleyen insan ile yeryüzünü neyin yerinde tuttuğunu bilmediğini ama onun ve gezegenlerin hareketlerini yöneten yasalar olduğunu bildiğini söyleyen kimse arasındaki aynı fark vardır. Bir tarihsel olayın nedeninden başka bir nedeni yoktur ve olamaz. Ama olayları yöneten ve bir bölümünü bilmediğimiz bir bölümünü de kavrayabildiğimiz  yasalar vardır. Bu yasaların ortaya çıkarılabilmesi, nedeni bir adamın iradesinde aramaktan vazgeçtiğimiz zaman olanaklıdır ancak. Nitekim gezegenlerin hareketlerini yöneten yasaların ortaya çıkarılması da insanların dünyanın yerinde durduğu görüşünü bir yana atmalarından sonra olanak kazanmıştır.”

 

Şimdi, ne ben bir sonuca varmak istiyorum ne de sizin bir sonuca varmanızı istiyorum. Tolstoy’un yukarıda alıntı yaptığım yazısı bana çok ama çok ilginç geldi. Sizden tek istediğim bu alıntıyı bir daha okumanız ve üzerinde biraz tefekkür buyurmanız.

 

Ali adnan inal

9 Agustos 2012 Perşembe gecesi saat 21.54

 

 
Toplam blog
: 326
: 941
Kayıt tarihi
: 10.03.11
 
 

Okullar: TED Ankara Koleji, ODTÜ, Bogaziçi Üniversitesi (Master) İş Hayatı: Philips, Anadolu Endü..