- Kategori
- Tarih
Tarihten Bir Yaprak (2)
VE SAKARYA'DA ÖLDÜK (2)
Kitap ufaktır ama altın gibi değerlidir. En çok dikkatimi çeken kitabın giriş BAŞLARKEN bölümünde yer alan yazıdır. İşte onlardan birkaçını siz değerli okuyucularımla paylaşmak istiyorum:
Sakarya Savaşı Milli Mücadele tarihimizin dönüm noktasıdır. Afyon Karahisar - Eskişehir çizgisi doğusunda kalan fakir halkın omuzundadır bu savaş. Bu savaşın maddi bir yükü ve sorumluluğu vardır.
Varlıklı olanlar da geri durmadılar. Sadece iki örnek vermekte yarar vardır: Erzurumlu Naif KOTAN, üç uçak alır orduya armağan (hibe) etmiştir. Haymananın Karagedikli Hacı Bey, 2800 koyununu Kahraman Ordumuza bağışlamıştır.
Türkiye Büyük Millet Meclisi yardım toplama yetkisini M. Kemal Paşa’ya vermiştir.
İçişleri ve Milli Savunma Bakanları çırpınır dururlar.
Kastamonu Valisi süngü yapılsın diye bütün yurda haber veriyor. Kapı ve pencere demirlerinin sökülüp Ankara’ya gönderilmesini buyurur. Emir kesindir..
Kocası Sakarya’da savaşan Safranbolu’nun Bulak Köyünden Hatice DEMİR yüklü kağnısıyla Kastamonu’ya girerken yolda donarak ölür… Yorgana sarılı küçük oğlunu sağ bulurlar.
İnebolu’lu Fatma, mermileri, demirleri Ankara’ya getirir ve bugünkü Tandoğan Meydanındaki Mak. Kim. Ends. Kurumu’nun olduğu yere yığar, süngü yapılsın diye…
Yeni evli 16, 18 yaşındaki bir taze gelin muhtarın emriyle yola çıkar. Kağnısı mermi yüklüdür. Ankara’ya yakın bir Han’a gelmiştir ki ; “ Ağabeyi, ağabeyi, tek biz bu yağmur altında dışarda kalalım, şu mermiler ıslanmasın içeri al“ diye yalvarır Hancı’ya… Hancı ‘da kabul eder. (Bu olayı Sakarya Savaş Gazilerinden İbrahim Ercan’dan alınmıştır.)
Sözün özü: Sakarya Meydan Muharebesi kolay koyal kazanılmadı. Bu kanlı savaşta Yunanlılar savunmaya, Türkler Taarruza geçmişlerdir. Sonunda kahraman ordumuz başarıyla bu savaştan galip çıktı. Elbette binlerce şehit de verdik. TBMM, Mustafa Kemal Paşa’ya “Mareşallik” rütbesi ile “Gazilik” unvanı vermiştir. Fransızlar bu savaştan sonra TBMM ile Ankara Antlaşması’nı imzalamıştır.
Sakarya Meydan Savaşında tarihte altın sayfalar açan ve bu güzel vatanı bizlere kazandıran başta Gazi Mustafa Kemal Paşa ve onun silah arkadaşlarını, bu güzel vatanı kanlarıyla bizlere kazandıran kahraman şehit ve Gazilerimizi saygıyla, minnetle ve şükranla yad eder, mekanları cennet olsun diyorum. Bu değerli kitabı da Türk Edebiyatına kazandıran değerli araştırmacı, şair ve yazar dost ağabeyim Sayın Süreyya Hami ŞEHİTOĞLU’na da yıllardan sonra da olsa teşekkür ediyor, selam ve iyi dileklerimi sunuyorum. Vefat etmişse rahmetle anıyorum.
" Ve Sakarya’da Öldük“ kitabından Süreyya Hami Şehitoğlu’nun kaleme aldığı destani şiirlerinden bazı bölümleri sizlerle paylaşmak isterim:
Sakarya Savaşı’nda Mustafa Kemal ile birlikte olan Safranbolu’nun Bulak Köyü’nden Hami bey şöyle diyor.
Sonra ölmek bir düşeş uğruna değil
Aysız derelerden su içen kahraman atı
Olmasaydı altında göğsü kavruk şu dünya
O nasırlı tabanı öfkesiydi şarapnellerin sızısı
*** *** ***
Bir kamış vınlamasıyla gerildik yel gibi
Çok çok kümelenmiş bir tığdı avucumuzda ak
Bir hırçın avrat öfkesiydi şarapnellerin sızısı
Arpa kavurgası yiyeceğimi suyla yudumlayarak
*** *** ***
Atıldık ucuna süngülerin babadan kalma tüm
Düşlerin yorgunluğu sınamanın çetelesinde
Bir üveyik nefesindeydi ki bütün
Kan o yöne giderdi yelesinde
Kırık kaburgasını Mustafa Kemal’in yuyarak
Değerli idarecilerimizden ve eski kaymakamlarımızdan çalışkan ve üretmen Süreyya Hami ŞEHİTLİOĞLU, tarihimize ve onun değerlerine çok önem veriyor. S. H. ŞEHİTTOĞLU, 30 Ağustos ve Sakarya Meydan Muharebesiyle ilgili destani içerikle ufakta olsa kalıcı ve nitelikli bir kitap Türk Edebiyatına armağan etmişler. Ondan örnekler vermeğe devam ediyoruz… Çünkü 30 Ağustos Büyük Zafer ve Sakarya Meydan Muhaberesi tarihimizde önemli bir olaydır.. . Bunu bilmemiz lazımdır.
“ VE SAKARYLA ‘DA ÖLDÜK” geçen destani şiirler kitabında geçen yöresel sözleri veya kelimeleri şairin dediği gibi aslına sadık kalarak yazıyorum:
“ Ve Sakarya’da Öldük “ kitabının bir başka Sayfasında Milli Mücadele sırasında Kastamonu’ lu Gülsüm Ana “bak OĞUL”! diyerek şöyle diyor:
Ve küskün ocaklar başında batan günü seyretmek
Bize vergi oğul kader bu bıçak gibi keskin de
Tuz yalayan kuzular gibi Ankara yolunda emeklemek
Ve bir düz hizasında Tanrı’yı bulmak gibi sendelemek
*** *** ***
Ve kavrulmuş kafesler ardında bir sıra yaprak
Çağlarında al-yeşil bir dünyayla oynayarak
Yeşeren sütleri sağmakta değil bu
Belki ölmek, belki serinlemek.
Ve küskün dallarda kar çiçekleri
Gövdesi koyu ve ölümdü çevresi
Eski bir kağnıda destan ilişkileri
Ve götürdüğün paslı pencere demirleri
*** *** ***
Bir sallantılı şafakta yürekler çarpar
Konuşmaz dağ ardında mucize sezilir
Elin, kolun donduğu üzgün akşamlar
Tek tük kızıllığında gözlerim erir…
*** *** ***
Erirde yansır susuz saatler doruğunda
Bir bir atar ezilmemişliğini arzın
Biz ki, ölmeğe koşardık bu yılın kışında
Ardında tozan, izsiz ve yorgun ayakların…
Kitabın bir başka sayfasında( say: 7 ‘de ) İnebolulu Ayşe Anayı rahmetle ve saygıyla anarak dinleyelim:
Gız yapma
Ağlama
Ellerindeki sızı
Altın yürekli
Sen ki bacımın kızı
Değil benden İrah ( Irak)
Bilirim al öküzü
Modulla solundan
Bah hele nasıl gider
Bu işler
On dört
On beş
Yaş işi değil,
Hele gız olunca
Amma
Bıçah kemiğe dayanınca
Hele
Hele
Bah hele
Hele gir bir sıraya
Ve duysun Sakarya
Sakarya boz bulanık
Üzgün mahzun akıyor
“ Al bu son dilimi mi ye “
Ye de sus
Sus Allah aşkına,
Orada
Taze çarıh
Entari
Ekmek
Aş var
Hepsi var,
Göreceksin
Gidince
Ankara’ya
Gız yapma
AnıocanDursun
BabanVeli
Gülsün bacı
Gittiler ya !!!
………….
Seller getiren yağmura
Avuçların
Miden
Dizlerin
Yanın
Yören
Belin kırılsın
Ağrın sızın çok olsun
Yeter ki vatan kurtulsun
Sen ağlama sen ağlama
Kara denizin kızı
Başkentim Ankara
Kurtulsun…( 1 )
30 Ağustos Büyük Zafer Bayramı4mız ve Sakarya Meydan Savaşında ölenleri şehit ve gazilerimizi başta Gazi Mustafa Kemal Paşa olmak üzere cümlesini saygıyla ve rahmetle anıyor, mekanları cennet olsun diyorum. Kahraman Ordumuza bugünlerde Suriye’de yapmış olduğu mücadelede de üstün başarılar diliyorum. Yüce Mevla’m onlara ve saygıdeğer komutanlara sağlık ve güç versin…
1-Ve Sakarya’da Öldü / Süreyya Hami Şehidoğlu – 1973- Ankara, Fiyatı 5 lira.
Abdülkadir GÜLER
01.09.2019 SÖKE