Tarık Buğra'nın yeğeni öldü

ÖLÜM ADIN KALLEŞ OLSUN 

Mustafa Kemal Paşa’nın Ulusal Kurtuluş Savaşı’nda, Akşehir Cephesi’nde yakın silah arkadaşlarından (Küçük Ağa)Palavracı Süleyman Çavuş’un oğlu ünlü edebiyatçımız Tarık Buğra’nın yeğeni Hüseyin Gökalp, sonsuz ve zamansız yitik zaman ışığına uçtu. Sevgisini sebil eyleyen, Bolkar Dağları’nın şahini, Darboğaz’ın bıçkın delikanlısı, emek odaklı geleceğin taçsız neferi, hemşerim, canım kardeşim, değerli dostum, yiğit ve güzel insan sevgili Hüseyin Gökalp; 25 Ağustos 2011’de Niğde’de görevi başında yaşamını yitirdi. Aramızdan, sıramızdan ayrıldı. Yoldaşı Mustafa Can’ın yanına gitti. İyi akşamlar Perşembe… Son Salıertesi Hüseyin’le görüşmüştüm. Ellerinin karıncalandığını, göğsünün sıkıştığını ve zaman zaman da kalp atışlarının düzensiz olduğunu söylemişti. Nedenini sorduğumda; ağız dolusu güldü ve “Türkiye nasılsa, biz de öyleyiz. Son günlerde olanlar karşısındaki çözümsüzlükler; beni m gibi çağına, vatanına, halkına ve tarihe karşı sorumlu olan her yurtseverin moralini bozuyor ve istemesek de stres yumağının içinde acı çekiyoruz. .. “ dedi. Ve ekledi şu dizeleri: “Dert çok, hem dert yok / Yürekler sağır/ Hava kurşun gibi ağır/ Bağır, bağırıyorum/ Kurşun, kurşun eritmeye çağırıyorum…” Sanki Muaviye’ye karşı Küheylan üstünde özgürlüğe kanat açmıştı. Şam’da başı, Kerbela’da yatan gövdesi ile “Büyük Ortadoğu Projesi”ne ayak diriyordu. Hüsn-ü seda ile gökten bir alp indi. Sevgili Hüseyin Gökalp, ışığın ve toprağın bol olsun. Değerli babayın, kardeşleriyin, eşiyin, çocuklarıyın ve tüm sevenleriyin başı sağolsun… Ağız dolusu küfürlerin ve gülüşünle hep yaşayacaksın… Uzaktan bir şarkı sesi gelmekte: “Adaletin bu mu dünya…” 

Kaynak: www.dursunozden.com.tr