Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Eylül '10

 
Kategori
Öykü
 

Tarık ile Nazlı! (Birinci cildin son bölümü!)

“Size güzel bir sürpriz hazırladım Namegül Hanım!”

“Rus ruleti mi oynayacağız beyefendi?”

En sıkıntılı durumda bile espri yapma kabiliyeti vardı Namegül’ün!

“Çok şakacısınız! Hayır! Sizin için Şehir Senfoni Orkestrasını davet ettim. Bizim için güzel bir konser sunacaklar!”

“Ne güzel! Dokuzuncu senfoniyi de çalarlar mı acaba? Çok severim onu da!”

“Siz isteyin yeter ki! Size Yunus Bülbül’ü bile getirtirim!”

Kahkahası yankılandı salonda!

“Ay çok komiksiniz! Ne zaman gelirler?”

“Yoldalar; on beş dakikaya kalmaz buradalar! Üç otobüs, iki kamyon geliyorlar!”

“Ciddi misiniz?”

“Her zamankinden çok!”

Salonun niye bu kadar büyük ve akustiğinin bu kadar iyi olduğunu şimdi anlamıştı Namegül! Beyefendinin sanat yanı yüksekti!

O kargaşada kaçmalıydı buradan!

Ama nasıl?

“Benim burada olduğumdan Ağamın haberi var mı?”

“Şimdilik yok!”

“Haber vermeyecek misiniz?”

“Yarın!”

“Arkadaşım bekliyordu beni! Merak eder evden arar beni sonra!”

“Aramaz! Az önce aradı seni telefonundan!”

“Kim konuştu onunla?”

“Hizmetçi! Gelemiyorum canım dedi! İyi ses taklidi yapar bizim hizmetçi! “

Fakat yanılıyordu!

Nilgül Hanım, konuştuğu kişinin Namegül olmadığını anlamıştı!

Hemen Nazlı’yı aramıştı!

“Nazlı, halan gelmedi. Telefonundan başka biriyle görüştüm! Ben Namegül dedi ama o değildi!”

“Yarım saat oldu çıkalı Abla! Başına bir iş gelmesin? Babamı arayayım hemen!”

Hemen Abuzer Ağa’ya haber vermişti.

“Baba, halam kayıp! Birinin kaçırmasından kuşkulanıyoruz!”

Abuzer Ağa işi şakaya vurmuştu başta!

“Kim kaçıracak onu ya, bu zamana kadar kaçırmamışlar da bundan sonra mı kaçıracaklar!”

“Vallahi baba! Nilgül Abla gelmiş de onu görmeye gidiyordu, gitmemiş! Yok bir haber!”

“Hemen geliyorum!”

Abuzer Ağa eve gelir gelmez beni aradı!

“Ahmet, kim kaçırdı ulan bizim kızı? Romanına heyecan katayım diye yaptın bu işi değil mi? Başlayacağım şimdi senin romanına da ha! Çabuk söyle; nerede Namegül?”

Hukukumuz eskilere dayanır, onu mu kıracağım!

“Abuzer Ağa, valla eski dost olmasan söylemezdim! New Tahir Bey kaçırttı adamlarına! Evinde şimdi!”

“Başına bir iş gelmedi değil mi?”

“Yok canım!”

“Sağ ol dostum! Peki ne yapabiliriz Namegül’ü kurtarmak için?”

“İki milyon dolar vereceksin!”

“Hadi lan!”

“Valla! New Tahir Bey’den duydum!”

“Para mı kesiyoruz burada?”

“Kesmiyor musun Ağa!”

“Oğlum ürün para yapmıyor! Bak daha geçen yılın hasadının parasını alamadık ofisten! İşçi parası, mazot parası da cepten gitti!”

“Yalandan ağlama Abuzer! Vereceksin kardeşim!”

“Ulan sen kimden yanasın? Romancı mısın eşkıya mısın lan sen?”

“Romancı para mı kazanıyor sanıyorsun! Biz de yolumuzu böyle buluyoruz işte!”

“Yüzde kaçla çalışıyorsun?”

“On!”

“Verirsem anam Arnavut olsun!”

“Pis pırasacı seni! Vereceksin oğlum! Namegül’ü göremezsin bir daha yoksa!”

“Tamam lan! Var mı bir planın? Kurtaralım şu kızı!”

“ Var! Şehir Senfoni Orkestrası geliyor New Tahir’in evine konsere! Kemancılardan birinin yerine geçirtir kaçırırız onu oradan!”

“Ne çakalsın ulan! Kemancının haberi var mı?”

“Var!”

“Nasıl razı ettin?”

“Yüzde beş de ona vereceksin!”

“Nasılsa babanın parası değil! Ver gitsin!”

“Kızdırma, bozarım senaryoyu bak!”

“Tamam tamam! Sen kazandın! Kurtar Namegül’ü al parayı!”

“Hemen git Nilgül Hanım’a parayı yatır! Çek kabul etmem! Ondan alırım! Alınca beni arasın!”

“O da mı senden!”

“Ortak dostumuz! Bir yerde hakem!“

Şehir Senfoni Orkestrası koca salona zor sığmıştı. Hazırlık bitmiş sıra konsere gelmişti. New Tahir Bey şefin yanına gitti.

“ Muhterem dostum; bu gece çok değerli bir misafirim var burada! Onun sizden bir ricası oldu. Dokuzuncu senfoniyi çalmanızı istiyorlar; mümkün mü acaba? “

“Ne demek efendim? Memnuniyetle çalarız!”

Çalmaya başladılar!

Onlar çalarken Nilgül Hanım beni aradı!

“Ahmet, Abuzer Ağa geldi! Parayı da getirdi!”

“İyi yaptı! Üç yüz bin dolar mı para?”

“Saymadım!”

“Say da bir daha ara beni! Hadi iyisin iyi! İkinci katın hazır! Kaç oda istiyordun üst katta?”

“Sayayım da söylerim!”

“Konser bitene kadar say ha!”

Kemancı hanım, konser bittiğinde, tam otobüsler hareket edeceği zaman, Namegül’ün yanına gelecek ve lavabonun yerini soracaktı. Namegül ‘le beraber lavaboya gidecekler ve kemancı ile Namegül orada elbiselerini değiştireceklerdi! Namegül lavabodan erken çıkacak ve otobüse binecekti. Otobüsler hareket edecekler, bu esnada kemancı hanım lavabodan çıkacak ve o telaşla otobüslere yetiştirilecekti.

Plan aynen uygulandı!

Namegül , yağdan kıl çeker gibi kaçırılmıştı New Tahir’in evinden! (ne biçim örnekleme bu Ahmet?)

BİRİNCİ CİLDİN SONU!

 
Toplam blog
: 1640
: 466
Kayıt tarihi
: 27.01.07
 
 

Doğum tarihim değişmedi ama çok şey değişti bu güne kadar. En başta, dede oluyorum! Evet; şaşırdı..