Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Eylül '10

 
Kategori
Öykü
 

Tarık ile Nazlı -3- (Aşk romanı!)

Cuma günleri kalabalık olurdu köyün camii. Çevre köylerden de gelenler olurdu. Herkes temiz elbiselerini giyer camiye koşardı!

Tarık da temiz elbiselerini giymiş camiye koşuyordu.

“ Böyle telaşlı telaşlı nereye ortak?”

Davut!

Köyün çobanıydı Davut! Çocukluk arkadaşıydı Tarık’ın.

“Cuma bugün!”

“Ben Salı biliyordum!”

“Gelmiyor musun namaza?”

“Koyunları bırakmayayım Tarık! Kurt kapar bakarsın!”

“Kurdun ne işi olur bu vakitte köyün içinde Davut? “

“Olmaz mı Tarık? Sen kurdu tanımazsın. Tam bu vakti gözlerler! Hoca Allahuekber der bunlar koyunlara dalarlar!”

“Ben de yemeğe başlarken Bismillahirrahmanirrahim derim Davut! Sevaptır!”

“Kurt söyleyemez bunu Tarık!”

“Meşgul etme beni Davut. Akşama gelirsin konuşuruz!”

Camide en arkada bir yer buldu, bağdaş kurdu oturdu!

“Ey müminleeer ! Hazreti Ömeer, Fırat kenarındaki koyunuuun..!”

İmam Nedim Amcanın vaazı, az önce çoban Davut’la olan konuşmasını hatırlattı. Ne tesadüfler oluyordu dünyada!

Derin düşünceler içindeydi! Ne olacaktı hali? Bir taraftan sevdası Elif, diğer taraftan komşu kızı Nazlı!

İmam Nedim Amca yeni bir konuya girmişti!

“Ey cemaat! Ramazandaa iki türlü insana oruç farz değildir! Biri seferiii , biri sevdalııı! Başkaları tutacaaak!” (bunu ben söylettim hocaya! Sağ olsun kırmadı beni!)

Namazın çıkışında ayakkabılarını ararken bir elin omzuna dokunduğunu hissetti!

Abuzer Ağa!

“Tarık evladım! İkindiden sonra bize uğrar mısın? Süne zararları konusunda bilgi rica ediyorum senden! Vaktin vardır değil mi?”

“Var ba.. Abuzer Amca!” (az daha baba diyordu! Ben olmasam diyecekti! Tarık’ta var bir gevşeme!)

“Sağ ol oğlum! Baban gelmedi camiye! Hasta değildir inşallah!”

“Biliyorsun hocayla arası iyi değildir babamın!”

“ Hoca yeni geldi! Eskiden de gelmezdi! Camiyle arası iyi değil onun!”

“Depremde minare yıkılmıştı ya; hâlâ korkar! Ondandır!”

“Tabi canım! Selam söyle Ağaya!”

“Söylerim Abuzer Amca!”

Abuzer Ağa’nın süne zararlısıyla ilgili merakı garibine gitmişti Tarık’ın.

Eve geldiğinde Tayyar Ağa kahve içiyordu.

“Afiyet olsun baba!”

“Ne dedi hoca?”

“Ramazan geliyor ya, ne yapılması gerektiğinden bahsetti! Oruç nasıl tutulur falan!”

“Nasıl tutulmazdan bahsetmedi mi?”

“Seferi olunca tutulmaz dedi!”

“Ne yapacağız?”

“Sana bir sözü yok baba! Ona serbest dedi!”

“Tarlayı bir dolaş istersen! Bak bakalım kabaklar ne durumda!”

“Bakarım birazdan baba! Bir duş alayım da! Terledim camide!”

Tarık odasına girdi.

DEVAMI VAR!

 
Toplam blog
: 1640
: 466
Kayıt tarihi
: 27.01.07
 
 

Doğum tarihim değişmedi ama çok şey değişti bu güne kadar. En başta, dede oluyorum! Evet; şaşırdı..