Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Ekim '11

 
Kategori
Tarım / Hayvancılık
 

Tarımda maliyet, rekabet ve kooperatifler

Tarımda maliyet, rekabet ve kooperatifler
 

 

Her sektörde olduğu gibi tarımsal üretimde de öncelikle düşünülen konuların başında üretim maliyeti gelir. Çünkü üretilen ürünün maliyeti pazardaki rekabet gücünü ve şansını belirleyen en önemli unsurların başında yer alır. Eğer pazarda rekabet edecek bir mal üretemez iseniz elinizdeki ürünü pazarlamada güçlük çekersiniz, belki de zarar edersiniz ve bir sonraki üretim dönem o ürünü üretmek istemezsiniz.

Yıllar önce üretim yaparken maliyet o denli ön planda görülmüyordu. Pazarlardaki rekabet o denli yıkıcı ve acımasız değildi.  Ancak yaşadığımız çağda artan haberleşme ve ulaşım imkânları fiyatların oluşumunu büyük ölçüde etkilemiş, pazardaki gelişmeleri ve üretimler konusunda haberleşmenin ve bilgilenmenin artması, dünya fiyatlarının çok kısa sürede iç pazarı etkilemesine yol açmıştır.  

Günümüzde üreticisinden sanayicisine, ulusal borsalardan dış borsalara kadar her türlü bilgi hızla iletilmekte, bireylerin cep telefonlarına dahi borsa fiyatları dakikası dakikasına yansımaktadır. Bu konulardaki haberler de bilgisayarınıza ve cep telefonunuza çok kısa zamanda gelmektedir.  Bugünkü teknoloji karşısında pazarı izleyemiyoruz bahanesi adeta ortadan kalkmıştır. İstenirse çok ucuz maliyetlerle fiyatları izlemek mümkün hale gelmiştir. http://www.gidatarim.com/

Geçmişte yazılı kaynaklardan büyük uğraşlarla çıkarılan ve aylık dergilerle ve fakslarla iletilen bilgiler, büyük ölçüde rafa kalkmış,  daha hızlı ve daha taze bilgiler elektronik ortamda dünyanın her yerine yayılmaya başlamıştır. Gerek internet haberciliği gerekse elektronik posta yoluyla yayılan bu bilgiler üretim ve pazarlama kararlarının hızla değişmesine yol açmakta, ekonomik risklerin en aza inmesine fırsat vermektedir.

Tarımsal üretimde gerek iç gerekse dış ticarette üretim maliyetinin önemi başta gelişmiş ülkeler olmak üzere bütün ülkelerde dikkate alınan konuların başındadır. Bu amaçla maliyetin düşürülmesine ve ülkede gıda üretiminin sürdürülebilirliği ve gıda güvenliğini sağlamasına yönelik çeşitli politikalar izlenmekte ve geliştirilmektedir. Çünkü gıda her çağda olduğu gibi stratejik önemini korumakta ve her geçen günde gıdanın önemini artırmaktadır. Daralan gıda kaynakları karşısında artan dünya nüfusu bu süreci kaçınılmak kılmaktadır.  Bugün dünyada tarım ürünleri ticareti Dünya Ticaret örgütünün ortaya koyduğu ve ülkelerinde anlaşmalar çerçevesinde şekillenmekte, buna ek olarakta ülkeler arasında yapılan ticari anlaşmalar ticaretin sınırlarını belirlemektedir. http://www.cengizsayin.com/YAYINLAR/GATT_(ERZURUM).pdf

Tabii dünya ticareti uluslararası anlaşmalar çerçevesinde şekillense de oluşturulan sistem getirilen yasaklar ya da kolaylıklar genelde gelişmiş ülkelerin kolayca çıkış buldukları sistemlerdir.  Üretimde ve dış ticarette desteklerin kaldırılması yeterli üretim gücü olmayan gelişmekte olan ve geri kalmış ülkelerde rekabet için yeterli değildir. Bu gerçekler karşısında bugün dünyada hemen hemen hepimizin bildiği ve zaman zamanda görmemezlikten geldiği konu, dünya fiyatlarının destekli ürün fiyatları olduğudur. Bu şartlar altında dünya fiyatlarının üretici maliyetlerini dikkate alan fiyatlar olarak kabul edilmesi ve ülkemizde üretilen ürünlerin fiyatlarını değerlendirilmesi oldukça yanlıştır.

Bu yönde alınacak ithalat kararları kısa dönemde üreticiye zarar vermekle kalmayacak uzun dönemde tüccar ve sanayici için onarılması mümkün olmayan zararlara yol açacaktır. Çünkü dünya pazarındaki büyük oyuncuların beklentisi de budur. Bazı ülkelerdeki tarımsal üretimin zarar görmesi, büyük oyuncuların dünya fiyatları ile oynamasını kolaylaştırmakta, ortaya çıkan kriz dönemlerinde ülkelerin üretim açıkları yüksek fiyatlarla kapatılmak zorunda kalınmaktadır.

http://akademik.mu.edu.tr/data/06020000/resim/file/07-4%20sibel%20do%C3%84_an.pdf, http://193.255.140.18/Tez/0059218/METIN.pdf,

Her ne kadar uluslararası anlaşmalar üretimin ve dış ticaretin desteklenmemesi konusunda bazı taahhütler verilmiştir. Ancak günümüzde özellikle global kriz ve iklim değişikliği nedeniyle yaşanan ekonomik sıkıntılar ile doğal afetler başta gelişmekte olan ve geri kalmış ülkelerde büyük tahribatlar yaratmış, ekonomik dengeleri alt üst etmiştir. Tarımsal üretimdeki riskleri de artırmıştır. Ülkemizde risk taşıyan ülkeler arasındadır. Her geçen gün köylerimiz boşalmakla birlikte tarım arazilerimizde üretim dışı kalmaya başlamıştır. Geçmişte ihracatçı olduğumuz birçok üründe ithalatçı konuma düşülmüştür. En acısı da hayvancılıkta yaşanmaktadır. Piyasada fiyat artışları öne sürülerek başlayan kırmızı et ithalatı gün ve gün devam etmekte, sonuçta yabancı çiftçiler bu işten karlı çıkarken, kendi üreticimiz adeta cezalandırılmaktadır.

Konu ile ilgili yazan köşe yazarlarımız defalarca uyarılarda bulunurken ne acı ki uygulamalara devam edilmektedir.  Uluslararası anlaşmalarla verilen taahhütler ya gözden geçirilmeli ya da üreticiyi destekleyici yeni politikalar geliştirilmelidir. http://www.tarimdunyasi.net/?p=2412#more-2412, http://yenisafak.com.tr/Yazarlar/Default.aspx?t=13.07.2011&y=MustafaKutlu,

Pek tabii ki her üretimin mevcut girdi fiyatları karşısında bir maliyeti vardır. Bu maliyet hesapları gerek resmi araştırma kuruluşlarımız, üniversitelerimiz gerekse ziraat odaları tarafından kamuoyuyla paylaşılmakta, taraflarında bilgisine sunulmaktadır. Eğer maliyetlerin yüksek olduğu konusunda bir fikir oluşmuş ise bunun nedenleri rahatlıkla bulunabilir. Bu verilerden belirlenmesi ve sorunun çözümü için politikalar üretilmesi mümkündür. Maliyet yüksekliğinin bedelini sadece üreticilere ödetmek çözüm değildir. Sorun tüketiciler de dahil tüm tarafların sorunudur. Çözüm birlikte bulunmalı maliyetlerin düşmesi, üretimin desteklenmesi sağlanmalıdır. Eğer bu yönde bir çaba yok ise bu da çiftçilere açıkça risk taşıyan ürünlerin ekilmemesi bir şekilde duyurulmalıdır. İthalat yaparak üreticinin ve üretimin ıslah edilmesi yolu seçilmemelidir. Üretimden bir defa vazgeçildiğinde yeniden o üretime dönmenin de oldukça zor olduğu gerçeği de gözardı edilmemelidir.  http://www.tokattopraksu.gov.tr/download/maliyetler_2010.pdf, http://www.ezo.org.tr/UrunMaliyetleri.aspx, http://edergi.sdu.edu.tr/index.php/zfd/article/viewFile/186/81

Bugün biliyoruz ki iç pazarda fiyat oluşumunda tüccar ve sanayici hâkimdir. Gelişmiş ülkelerde olduğu gibi üreticilerin pazarda dengeyi sağlayacak bankalara, pazarlara ve fabrikalara sahip kooperatifleri yoktur. Mevcut kooperatifler de ekonomik sıkıntı içinde kıvranmaktadırlar. Banka kurmaları desteklenmediği gibi serbest piyasadan kaynak kullanmaya zorlanmaktadırlar. Ne ellerinden tutulmakta ne de geleceğe yönelik hazırlanmaktadırlar. Kaderleri ile baş başa bırakılmışlardır.

Aslında bu çerçevede gelişmiş ülkelerde olduğu gibi gerçek anlamda bir serbest piyasa ekonomisinden söz etmemiz oldukça zordur. Üreticiyi koruyacak ve üretimi destekleyecek mekanizmada bir ayak eksiktir. O ayakta bir türlü alışamadığımız ve geliştirilmesi konusunda yeteri kadar samimi olamadığımız kooperatiflerdir. http://www.agnet.org/activities/sw/2006/520024423/paper-860033631.pdf, http://en.thegreenery.com/home/the-greenery/history, http://www.co-operative.coop/

Bu şartlar altında ülkemizde tarım ürünleri fiyatlarının oluşmasında her şey özel sektör ve devletin insiyatifindedir. Üreticiler oluşan fiyatı adeta kabullenmek zorunda kalmaktadırlar. Üretim ve pazarlama sorunlarının çözülemediği bir ortamda tarım sektörünün geleceğinden çokta ümitli bahsetmek oldukça zordur. Büyük bir kısmı küçük işletmelerden oluşan tarımsal işletmelerimizin yetersiz sermaye ile sorunları aşması bu politikalarda oldukça zorlaşmaktadır. İşte bu noktada tarımsal kooperatifler küçük üreticilerin güçlerini birleştirmeleri ile kalmayan, üretimde kullandığı girdilerden, pazarlamanın son aşamasına kadar üreticileri yanlız bırakmayan, ucuz girdi üreten ve temin eden ve ürünlerini değer fiyattan pazarlayan sistemlerdir. Örnek isteniyorsa, bakın Japonya'ya, G.Kore'ye, Almanya'ya, Holanda'ya, İsviçre'ye, İtalya'ya, İngiltere'ye ve özellikle de ABD'ye. Söyleyin biz onlardan çok mu akıllı ve güçlüyüz. 

Eğer bu ülkenin geleceğini düşünüyorsak, gıda güvenliğimizin sağlanmasını istiyorsak, tarımsal üretime devamlılık sağlamak, mutlu ve gelecekten mutlu bir tarım sektörü yaratmak istiyorsak, üretimde maliyetleri ülke gerçeklerine göre değerlendirmeliyiz. Üreticinin sesinse kulak vermeliyiz. Üretici maliyetlerini dikkate almalı ve gerekirse maliyetleri düşürücü tedbirler geliştirmeliyiz.

Sorunu kısa dönemli ithalat politikaları yerine kalıcı yöntemlerle çözmeliyiz. Pazarda kooperatiflerinde gerek üreticinin gerekse kamunun menfaatlerini sağlayacak şekilde yer almasını desteklemeliyiz. Kooperatifler haksız rekabet yaratıyor anlayışını bir tarafa bırakıp, dünyada hızla gelen ekonomik kriz karşısında kooperatiflerin dayanma gücünü görmeli, hiç değilse gelişmiş ülkelerdeki kooperatiflerin neler yaptıklarına bakmalıyız.

Global kirzin her geçen gün dünyayı sardığı, işsizlik, fakirlik ve açlık tehlikesinin arttığı şu günlerde, BM’nin 18 Aralık 2009 tarihinde kabul ederek ilan ettiği Dünya Kooperatifler Yılı münasebetiyle 31 Ekim 2011 günü yapacağı tarihi oturuma katılacak ülke ve kooperatif temsilcilerinin görüşlerini dikkate alalım.

Üretimde maliyetleri düşürmek, tarımda rekabet gücüne erişmek istiyorsak. kooperatifçiliğe şeklen değil, gerçekçi ve yapıcı şekilde bakalım. 

http://social.un.org/coopsyear/

 
Toplam blog
: 416
: 790
Kayıt tarihi
: 19.02.10
 
 

Tarım, Gıda, Ormancılık, Çevre, Örgütlenme ve Proje konularında çalışmalarda bulunmaktayım. Öncel..