Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Aralık '10

 
Kategori
Kültürler
 

Tarkan ve Fatmagül

Tarkan ve  Fatmagül
 

Fatmagül'lerin suçu yok...


Odamızın ortasında duran, dünyaya açılan bir pencere: televizyon. O pencereden , kutuplara, ekvatora bakıyor,savaşların içinde olan en ince detayları görebiliyoruz. Bazen de, çok bildiğimizi sandığımız ama seyredince "bunu hiç bilmiyordum" dediğimiz yerleri,toplulukları,bilimsel verileri izliyoruz. Zaman zaman da, toplumumuzun nereye gittiğinin göstergesi olan kapkaç,tecavüz,taciz,cinnet, olayları ekrana geliyor.

İletişim araçları özellikle de, televizyon, yaşamımıza girmeden, bu kadar haberdar değildik"insan"a yakışmayan bu tür olaylardan. Belki de, geçen asır veya daha öncesinde de, benzer olaylar aynı sıklıkta yaşanıyordu .Ama dünyaya ayna tutan "ekran"olmadığından ve herşey bugünkü gibi olabildiğince açık konuşulmadığından insanlar, bunları duymadan yaşayıp gidiyorlardı. Bunlar doğru olabilir ama şu acı gerçeği de kabul etmemiz gerekiyor: Batının uygarlığını alma savaşı içinde olan toplumumuz; ister istemez, kültürünü, yaşam biçimini de batı standartlarına uydurma yolunda emin adımlarla yürüyor...

Aile yapımız, her ne kadar çağa uygun olmayanları olsa da, bizi biz yapan geleneklerimiz, büyük bir erozyona uğruyor.Geçen hafta sonu, bir kanalda, yurttan derlenmiş haberleri izliyordum.Bolu'da,bir bayii camına şöyle bir ilan asmış: "Fatmagül'e tecavüz etmeden önce üzerine döktükleri içki geldi.-5 lira-" Nasıl bir içki ise... Satışı, bu ilanı yazdıktan sonra, yazmadan öncekinin beş katına çıkmış. Bu bana çok kötü şeyler düşündürdü... İnsanlar, fırsatını,imkânını bulsa demek ki, Fatmagül gibi, gözüne kestirdikleri zavallı kızların hayatını söndürmede hiçbir mahzur görmeyecekler.Bu, sadece küçük bir muhitte dikkati çeken bir haber. Ülkemizin her yerinde, böylesi, insanın kanını donduran , nereye gittiğimizi kara kara düşündüren tablolar görmek mümkün.Bence... Bu bayii sahibi ve ilandan sonra içki alan insanlar kategorisindeki insanların, bu türdeki olayların; sosyolojik, psikolojik boyutları, geniş kapsamlı olarak araştırılmalı...

Kültür farkını bariz bir şekilde ortaya koyan diğer bir haberden alıntıyı aktarmak istiyorum.

Hıcal Uluç'un bir yazısını, yine ekrandan okudum.Tarkan'ın Elle dergisinde, sanırım İsveçli bir mankenle, ğöğsündeki kılların!!! göründüğü kapak resmi ile ilgiliydi yazdıkları. Şöyle yazıyor Uluç: "80'li yılların başında Cüneyt'le(sanırım Cüneyt Ülsever'den söz ediyor) bir disko kuyruğundaydık.Gömleğimin bir-iki düğmesi açıktı. Önümde de bir genç kız sevgilisi ile öpüşüyordu. Kız bir ara gözünü açtı beni gördü. Dedi ki,"izin verirseniz göğsünüzün kıllarını okşuyabilir miyim .Bizim buralarda böyle göğsü olan erkek, hemen hiç yok da" ...Bizde cinayet sebebi olacak bu duruma, sevgilisinin verdiği tepki "İzin verin lütfen" demek oldu..." Tarkan'ın verdiği pozla ilgili eleştiride bulunanlara da," Erkekler Tarkan'ı, bayanlar da İsveçli mankeni kıskandığı için eleştiriyorlar" diye sonuçlandırmış yazısını. Doğrusu,Hıncal Uluç, kızın isteğini kabul etmiş midir acaba diye düşünmedim desem yalan olur...

İkisini bir arada yürütmek çok mu zor acaba, bilemiyorum. Hem çağdaş, uygar ; hem de kültürel değerler, insani ölçülerden ödün vermeden bir yaşam biçimi sürdürmek, sürdürebilmek...

 
Toplam blog
: 307
: 1382
Kayıt tarihi
: 08.08.07
 
 

Emekli Türkçe öğretmeniyim.Şimdi Marmara Üniversitesi bünyesinde bulunan, Atatürk Eğitim Enstitüsü ..