Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Kasım '12

 
Kategori
Sinema
 

Tarkovsky ve "Ivan'ın çocukluğu"

1962 Rus yapımı olan Ivan’ın Çocukluğu filmi, ünlü yönetmen Andrei Tarkovsky’nin ilk uzun metrajlı filmidir. Sevimsizdir savaş filmleri. Dolayısı ile seyirciyi içine alabilmek için gerçekçiliğin yanı sıra düşsel temalara da yer vermek gerekir. Tarkovsky, bu filmi yarısı çekildikten sonra üstlenmiş, alıntı yapılan Vladimir Bogolomov’un kitabını okumuş, senaryoyu yeniden yazmış ve filmi baştan çekmiştir. Sovyetler Birliği’nde siyasi baskılar sebebi ile çok az gösterimde kalmış olmasına rağmen başka bir çok ülkede gösterilmiş ve ödüller kazanmıştır.

Düşle başlar film, 12 yaşında bir erkek çocuk olan Ivan’ın ( Nikolai Burlyayev) , annesi ile mutlu bir anıdır beyaz perdeye yansıyan. Hızlı bir geçişle Ivan’ın aslında savaşın ortasında kalan kimsesiz bir çocuk olduğu anlaşılır. Kızıl Ordu için çalışmaktadır. Ciddiyeti, aşırı sorumluluk duygusu ve intikam duygusu ile kendini gösterir. Bir çocuğun mutluluk anları ancak düşlerinde kalmıştır. Düşler aslında gerçeğe çok benzer fakat, düşler aydınlık, gerçek karanlıktır. Tüm ailesini bir kurşuna dizilme esnasında kaybetmiştir.  O günden sonra intikam duygusu ile yaşamaya başlar. Sadece bu duygu yüzünden askeri okula gitmeyi reddeder ve savaşın bir parçası olmayı yeğler. Ivan’ın, hayali intikam sahneleri ve sonrasında yaşadığı duygusal şoklar da çok ilgi çekicidir.

Ivan’ın hikayesinin üzerinde savaşın yarım bıraktığı aşklar da anlatılır. Yüzbaşı Kholin ( Valentin Zubkov), teğmen Galtsev (Yevgeni Zharikov)  ve doktorun asistanı Masha (Valentina Malyavina)  arasındaki aşk da yarım kalmıştır. Orman sahnesi ile birbirine benzeyen ağaç kümeleri bitmeyen yollar elbette bir labirent havası ile ruhumuzu gerginliğe itmektedir. Savaş boyunca katlanılan kayıplar, yokluklar ve ağır şartlar (hendekler, sular, karanlık vs.) fazlasıyla kendini hissettirmektedir.

Tarkovsky’nin Silindir ve Keman adlı kısa film sayılabilecek olan ilk filmi 1960 yılı yapımıdır ve renkli çekilmiştir. Ivan’ın  Çocukluğu filmi daha sonra çekilmiş olmasına rağmen siyah beyaz bir yapımdır. Savaş simgesel olarak da karanlıkla örtüştürülmüştür. Savaş’ın bir çocuğa neler yapabileceği çok çarpıcı anlatılmıştır. Herşeyi göze almış askerlerin arasında kendisini daha olgun hissetmeye başlayan Ivan, çocuk olmayı unutmuştur. Sonu da bir yakalanmış bir asker gibi olmuştur. 

Tarkovsy’nin  sinemayı eğlence sanatı olarak görmeyip, ahlaki bir olgu olarak değerlendirdiğini biliyoruz. Mekan ayarlamaları bu filmde günün şartlarına göre oldukça iyi ayarlanmıştır. Kamera açıları geniş tutulmuş, geçişler hızlı yapılmıştır. Tarkovsky, sinemanın verilenlere verilmeyenleri anlatma sanatı tanımını en iyi yerine getiren bir yönetmen olarak karşımıza çıkmaktadır. Savaşı, ölüler, ağır silahlar, kanlarla anlatımı yerine ruhumuza verdiği zararlarla ifade etmiştir. Savaş bir çocuğun elinden sahip olduğu herşeyi  almış mutluluğu ancak düşlerinde bulabilmiştir. Galtsev’in  Ivan’ın sonunu öğrenmesinden sonra ise sonsuz bir denize doğru koşması da artık düşler alemine katıldığını anlatır gibi simgelenmiştir.

Ivan’ın yaşayamadığı çocukluğunun hikayesini anlatın bu film, kilise’nin duvarlarında yazılı olan “8 yaşındayız, hiçbirimiz 19 yaşından büyük değil, bir saat içinde kurşuna dizileceğiz ve intikamımızı alın” sözleri ile yankı bulan savaşın acımasız tahrip gücü; Karanlığa rağmen izlenmesi gereken bir başyapıttır.

 
Toplam blog
: 16
: 1110
Kayıt tarihi
: 30.09.10
 
 

Yalan Dünya ..