Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Kasım '16

 
Kategori
Deneme
 

Tarladan fincana kahve hikâyesi

Tarladan fincana kahve hikâyesi
 

Vazgeçilmez içeceğimiz kahve bir kaç renkte böyle dallarda yetiştirilir


Her yıl ortalama 400 milyar bardak tüketiln ve düyanın en popüler içeceği sayılan, acı, tatlı ve 600 yıllık geçmişe sahip kahveden vazgeçilmez.

Kahvenin hikâyesi Habeşistan ( Etiyopya ) da başlar Yemen, Mekke, Kahire, Şam oradan İstanbul’a, İstanbul’dan Avrupa ve dünyanın dört bir tarafına yayıldığını öğreniyoruz.    

Kahveyi ilk keşfeden canlılar “keçi”lerdir.

Rivayete göre, keçi ve deve sürülerinin çobanları güttükleri hayvanların garip bir ağacın meyvelerini yedikten sonra, daha canlı, hareketli olduklarını görünce, ”bunda bir hikmet var” diyerek durumu dervişleri Şazili’ye bildirmişler.

Bu meyvenin suyunu kaynatıp içen Şazili’nin kendisi de aynı canlılığı duyar ve kahvenin meziyetleri böylece anlaşılır.   

İlk kez Yemen’de Sufiler İbadet ve zikir sırasında özellikle akşamları okurken uyanık kalabilmek için kahve içmişler. 

Kahve yasaklanmış!

Kahire’de kahve 1532 yılında bu şehrin ünlü din bilgini Ahmet Sunbati kahvenin haram olduğuna dair fetva vermiş.

Kahve tohumlarının Brezilya’ya ulaşmasının hikâyesi de çok ilginç:

1727 yılında Brezilya imparatoru bir genç subayı kahve tohumlarından alması için Fransız Guanası’na yollar. Fransız yetkililer bu kişiye kahve tohumu vermeyi reddederler.

Çok yakışıklı olan subay valinin karısını çok etkiler. Ülkesine dönerken valinin karısı kendisine bir buket gül verir. Kadın buketin içine adamın istediği kahve tohumlarını da yerleştirmiştir.  

Avrupa’ya yayılışı.

16. yüzyılda, Kanuni Sultan Süleyman döneminde İstanbul’a gelen kahvenin tadına hayran kalan Kanuni’nin sayesinde bu sihirli içecek kısa sürede Osmanlı sınırlarını içinde yayıldı.

Saray mutfağında özel olarak yetiştirilen Kahveci başının yaptığı kahve o kadar lezzetliymiş ki 1554 yılında, Tahtakale’de bir kahvehane açılmış Kahve İstanbul’dan yaklaşık 90 yıl sonra Osmanlı tacirleri tarafından Avrupa’ya götürülmüş

Sıcak iklimlerde yetişen bir ağaç ve meyve çekirdeğidir. Çekirdek kavrulup dövüldükten sonra kaynatılıp içilir. Sinirlere hareket, zihne uyanıklık ve canlılık verir.

Bütün dünyaya da Arabistan aracılığı ile yayıldığı sanılır. Bugün en çok kahve yetiştiren ülkelerin başında Brezilya gelmektedir.

“Kahve” adı Arapça “qahwah”dan gelmekte olup, bu Türkçede kahve’ye dönüşmüş, buradan da Avrupa’da café, caffe, koffie, coffee, koffie şekline gelmiştir.

Kahve adının anlamı “keyif veren içki” dir.

Çekirdeklerin kavrulması ve çeşitli şekillerde kaynatılıp içilmesi Arabistan’da başlar. Müslümanlar tarafından dini bir anlamla tüketilir, İslam dininin olduğu her yere yayılır:  

Türkiye’deki en yaşlı kahve, 1871 yılında kurulmuş olan Kurukahveci Mehmet Efendi’dir.  Anadolu’da kahve ekimi ile ilgili çalışmalar yapılmış fakat başarılı olunamamıştır.

2.Dünya Savaşı sırasında Tekel kapsamına alınmıştır. 1980’li yıllarda Nestle firması Nescafe’yi piyasaya sürmüştür.

Ülkemizde sadece Mersin ve Anamur’da 16 hektarlık bir alanda kahve üretimi yapılmaktadır.  

Kahve Falı

Türk kahvesi içildikten sonra fincanın içinde oluşan şekillere bakarak anlamlar çıkarmak, eski bir fal usulüdür. Binlerce sene evvel insanlar çanların içindeki pas lekelerine bakarak geleceğe ait tahminlerde bulunuyorlarmış.

Örneğin Çinliler de çay yapraklarının çay fincanlarının dibinde meydana getirdikleri şekillere manalar verirlermiş. Daha sonra bu tarz fallar, kahve falına dönmüş. Fal baktırmak isteyen kişinin fincanı desensiz, düz olmalıdır.

İçen kişi dipte birkaç damla kahve bırakmalıdır. Sonra fincanı sol eliyle tutarak sağdan sola döndürmeli ve fincanı tabağına ters şekilde kapamalıdır. Bunları yaparken de bir dilek dilemeli veya merak ettiği bir konuyu aklından geçirmelidir. Fala bakan kişi gördüğü şekillerin aklına ilk getirdiği anlamları söylemelidir.

Bu anlamlar çoğunlukla benzerlik gösterse de (balık=kısmettir gibi) bakan kişinin bilgisi ve hislerine göre de değişmektedir.

Kahvenin Faydaları-Zararları

Kafein, nefes açıcı etkiye sahiptir. Astım hastalarına iyi gelmektedir. Uyarıcı etkisi vardır, yoğunlaşmayı artırır. Antioksidan kaynağıdır. Fazla tüketilmesi kalp ritminde düzensizlik oluşturabilir. Tansiyonu yükseltici etkisi vardır.

Ülser ve gastrit hastalarının da kahveyi fazla tüketmeleri önerilmez çünkü mideye asit salgılatır. Günde üç-dört bardaktan fazla içmek sakıncalıdır.

Birçok hikâye'ye konu olan kahveyi biz Avrupa’ya ihraç etmişiz. Ne yazık ki onu elinde bulunduran ülke ise Brezilya’dır.  

Kıymetli okurlarımıza saygılar sunuyorum.

Mehmet BURAKGAZİ / MERSİN

 

 

 
Toplam blog
: 608
: 2204
Kayıt tarihi
: 12.04.12
 
 

Bingöl'de, Baharın son ayında, ikindi üzeri un ambarı (kiler) arkasında, ebesiz, hemşiresiz, Emin..