Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Eylül '10

 
Kategori
Blog
 

Tartışırsak doğruyu buluruz…

Tartışırsak doğruyu buluruz…
 

Referandum bitti. Evetçilerin büyük bir kısmı çoktan unuttu ve “evet” oyu vermenin karşılığını bekliyor. Malum vaatler gırla idi. Ancak bir kısım ise “evet” demelerine rağmen içlerine pek sinmedi. Hayır diyenlerin çok büyük bir kısmı neden hayır dediğinin farkındaydı. Ancak eveti, hayırı bir yana bırakıp ülke menfaatleri açısından, Türk devletinin bekası açısından bakarsak düşünebilen kesimin büyük bölümünün içinin rahat olmadığını görüyoruz.

Sevgili matilla nın http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=264779 adresli bloğuna yaptığım yoruma şu cevabı aldım.

“Evet, tarih tekerrürden ibarettir ve sizin de belirttiğiniz gibi onun gibi yükselenlere çok tanıklık etmiştir. Gidişatın hiç de hayırlı olmadığı konusunda da sizinle hem fikirim. Peki, biz ne yapacağız, ne yapabiliriz? Duygu sömürücülerinin yükselmesine imkan tanıyan bilindik sistemimizde ısrar mı edelim, yoksa duygu sömürücülerine yükselme izni vermeyen, daha somut, daha objektif ve daha bilimsel bir seçim sistemi mi arayalım. Yoksa hiç bir şey yapmayalım ve herkes kendi doğrularında ısrar etsin dursun mu? Bu sorunların özellikle benim anne tarafından memleketim olan İzmir'de ciddi bir şekilde tartışılmaya başlanmasını diliyorum. Size ve güzel İzmir'e sevgi ve selamlarımla.”

Ayrıca aynı bloğa yorum yazan kıymetli dostum Mehmet Sağlam bey de “Neden yapıldığını, medya tarafından ve bir orkestrasyon nizamında yaratılan bu "toz bulutu" arasında görmeye olanak yok! Sanıyorum 2022 veya 2023'te -eğer yaşarsak- anlayacağız asıl amacını... Bu hükümet şimdiye dek, hükümette kalmak için kendi açısından çok akıllıca işler yaptı. Bu akıl bizim siyasal ve medyatik ortak aklımızın bileşkesinden daha fazla bir şey... Okyanus ötesinden yollanan sözde dost ama aslında gıdım gıdım zehir zerk eden "strateji"lerin katkısı büyük... İçimiz içimizi yiyor ve hiçkimse hiçbir şey yapamıyor. Psikolojik ve reel politik prangalarla bağlanmışız gibi... Ve bunları "yüzde elli sekiz"e anlatmaya imkân yok. Esefle, selamla, saygıyla... MS” şeklindeki yorumu ile çare üretmedeki sıkıntıya dikkat çekmiş.

MB da son derece bilgili ileri görüşlü arkadaşların olduğu malum. İşte şimdi onların da yardımı ile bu konudaki sıkıntılarımızı tartışıp hafifletebilir, beklide geçerli çareler üretebiliriz düşüncesindeyim.

Sevgili matillanın maddelendirdiği gibi

1) Duygu sömürücülerinin yükselmesine imkan tanıyan bilindik sistemimizde ısrar mı edelim,

2) Duygu sömürücülerine yükselme izni vermeyen, daha somut, daha objektif ve daha bilimsel bir seçim sistemi mi arayalım.

3) Yoksa hiç bir şey yapmayalım ve herkes kendi doğrularında ısrar etsin dursun mu?

4) Veya başka ne yapabiliriz?

5) Nasıl ve hangi yöntemleri kullanabiliriz?

Arzu edenlerin görüş, öneri ve çözümlerini bekliyoruz. Arzu edenler bu blog altında tartışabilirse geniş bir kesim yararlanmış olur.

Buyurun bekliyoruz..

18/9/2010

 
Toplam blog
: 1508
: 1688
Kayıt tarihi
: 16.07.08
 
 

Yetmişiki yaşında iki çocuk ve iki torun sahibi bir erkeğim.. Lise mezunuyum. Uzun yıllar esnaflı..