Tarz ve imaj

Sözlükte; uslup, stil, özgün, sunum  eş kavramlarıyla ifade edilen tarz bireyin muhataplarında algısını oluşturan önemli bir kavramken genelde önemsenmemektedir.

Oysa her bireyin farkında olmasa da bir tarzı vardır ve bireyin olduğu gibi algılanması için yapması gereken önemli faktör tarzını kendine tanımlayarak üçüncü şahıslarında doğru algılayacağı şekilde düzenlemesidir.

Tarz; renktir, cizgidir, dizayndır, estetiktir, ifadedir, tadtır, mantıktır, davranış biçimidir.

Tarz; muhtapta kalan izdir ve bu izin olduğu gibi olması için yapılanlardır.

Tarz özgünlükse moda tarz değildir, herkesin aynısını yaptığı sürü işidir. Bu mantıkla tarzı olan modayı izlemez, bu da bilinç cesaretidir.

Tarzın ilk algısı giyisidir, rengi kullanışıdır. Göze hoş gelen renklerden oluşan bir görüntü muhatapta kesin olumlu iz bırakır. Sonra giyimin çizgileridir ki; çizginin bedene ve giysiye uygunluğu, bütünlüğüdür. Hani tepeden tırnaga süzdüğünüz zaman yüz ifadesinden giysilerine, ayakkabısına varsa çantasına kadar çizgilerin ve renklerin uyumudur.

Tarzı kişinin kendisi tasarlamışsa kendine özgündür, karekteristiktir. Eğer imaj tasarımcısı yapmışsa roldür. 

Tarzın ilk aşaması görseldir, ikinci aşaması ifade tarzı, içeriği (neleri nasıl ifade ettiği) dir, üçüncü aşaması muhatabına uygun davranış biçimidir, dördüncü aşması (tad ve sunuma göre) yemek tercihidir, sonra sosyal tercihleridir ve peşi sıra kişisel özelliği olan yansımalardır. 

Tarzını bir bütün tanımlamamış bireyin kendini tanıyor olma olasılığı çok düşük olsa gerek.

İmaj, tarz kavramını andırsa da; imaj algılanandır, tarz içerikle bütünleşmiş imajdır.

Özetle; tarzla bütünleşmiş imaj kişiliğin yansımadır ve sosyal anlamda varım diyen her bireyin önemsemesi gereken bir faktördür.

Örneğin, ben de (bence) bütünde uyumu arayan kişisel tarzda olmaya çalışan (moda ile alakası olamayan) biriyim ama dışarıya nasıl yansıdığımı bilemem...