- Kategori
- Sinema
Taş Mektep… Didaktik bir Kurtuluş Savaşı filmi
Guru duyulacak bir tarihin özensiz filmi
“Kayseri Lisesi, 63 öğrencisi Sakarya Savaşı’nda şehit düştüğünden, bu sene mezun verememiştir…”
Taş Mektep filminin sonundaki bu cümle, bu ülkenin kurtuluşunun nelere mal olduğunu ifade eden en can alıcı sözler…
Sadece Kayseri Lisesi mi? Ülke genelinde kaç lise ve üniversite Çanakkale’den Kurtuluş Savaşı’na, 1915’ten 1922’ye dek mezun veremedi…
Gelin görün ki, bu derece önemli, milli ve duygusal bir konu -yapımcıların emeğine haksızlık etmemek için en hafif tabiri kullanayım- ancak bu kadar özensiz işlenebilirdi.
Film Yunan ordusunun topraklarımızı işgaliyle başlıyor, Bursa’da Osman Gazi türbesinde Yunan komutanın Osman Gazi’yi tiye alan konuşmaları ve Eskişehir’de halkın katliyle sürüyor.
Yunan komutan halkı meydana topluyor, bir konuşma yapıyor. Meydandakileri göreceksiniz, Yunan komutanı konuştuğuna konuşacağına pişman ediyor, hakaretin bini bir para. Silahlar üzerlerine çevriliyken hem de. Minareden ezan okuyan müezzin Yunan askerin kurşunlarıyla öldürülürken üstelik…
Tamam, o günleri yaşayan kalmadı, yaşananları ancak okuyarak öğrenebiliyoruz. Peki, neler olabileceğini hissetmek çok mu zor? Bırakın işgalci bir ordu komutanını, bugün dahi herhangi bir parti liderinin mitinginde, lidere hakaretten vazgeçtim, soru sormak mümkün mü?
İşgale karşı savaşa gitmek için kendi aralarında örgütlenen öğrencilerin konuşmaları da, cephedeki çarpışmalar da bir hayli suni. Sinema filminden ziyade ortaokul talebelerinin hazırladığı bir piyesi izlediğini sanıyor insan. Baştan sona hamaset dolu sözler, doğal olmayan konuşmalar ve eylemler… Tek kelimeyle “didaktik” bir film.
Kurtuluş Savaşı ve Çanakkale Destanı ile ilgili filmleri kaçırmamaya, kitapları okumaya gayret ediyorum. Üzülerek söylüyorum, sinemacılarımız, edebiyatçılarımızın başarılarının çok çok uzağında.
Benzer filmler yine yapılacak eminim… Ne olur, biraz daha itina…
Bu blog Sinema sitesinde de yayınlanmaktadır