Tasarruf yapma zamanı

Bundan böyle rahat ve lüks yaşam standartlarımızdan az veya çok taviz vermemiz gerekecek. Çözüm üreterek yeni bir yaşam kültürü ile tanışmış olacağız. Gereksiz harcamaları kısıtlamanın; gerekli olduğunun bilincine varmak zorunda olduğumuz anlaşılıyor.

07-18 Aralık 2009 tarihinde Danimarka'nın başkenti Kopenhagen'da; dünya -iklim zirve konferansına 190 ülkeden 1500 delegenin katıldığı; çekişmeli geçen konferans sona erdi sayılır.

Çin, ben ülkemin insanlarının refah yaşam seviyelerini artırmak istiyorum; şartlarınıza henüz katılamam diyerek red cevabı ile geri adım atıyor.

Federal Almanya Başbakanı Merkel sinirli ve üzüntülü. ABD ve Çin bize katılsaydı iyi olurdu diyor. Kalkınmakta ve yoksul ülkelere sera gazınının azaltılmasına destek vermeleri için teklif edilen 100 milyar dolar parasal yardımın yeterli olamayacağı gelen haberler arasında.

,,,,

Endüstrileşmenin yanısıra insan nüfusunun artışı; CO2 emisyonunu artıran faktörler arasında olduğu ileri sürülüyor.

CO2 kirliği küresel ısınmanın ana nedeni olamaz diyen uzmanlar da, tezat açıklamalar yapıyorlar.

Atmosferin doğasında mevcut olan CO2 emisyon bitkilerin gıdası; daha verimli büyümeleri için gerekli bir nevi yaşam iksiri.

Endüstri sektörünün, ısıtma ve ulaşım araçlarının neden olduğu emisyon oranı % 3-10 arası tahmin ediliyor. Bazı yapılan hesaplara göre: % 0,0038 i atmosfere karıştığı varsayılsa dahi küresel ısınmanın ana kaynağı olamazmış.

Eğer din kitaplarında açıklanan bilgiler de dikkate alınırsa dünya bir zaman sonra yaşam sürecini dolduracaktır. Şu an belki dünya can çekişmekte dersek çok mu kötümser bir tahmin olur onu da zaman gösterecektir. " Ecel gelmiş başa baş ağrısı bahane." Kim bilir ?...

2050 yılına kadar alınan ve alınacak yeni önlemlerle küresel ısı 2 santigrad düşürülürse; politik başarı olarak nitelendirlilecek.

Çin'de 6 milyon ton CO2 emisyon atmosfere karışıyor. Günde 1200 yeni motorlu araç trafiğe giriyor. Kömür ocakları kapatılmıyor; yenileri açılıyor. ABD Çin'den %15 daha fazla CO2 gazı üretiyor. Fakat parasal yardımın dışında destek vermeye pek yanaşmıyor.

Diğer taraftan Danimarka rüzgar ve solar enerji üretiminde oldukça ileride. İnsanların dörtte biri bisiklet kullanıyor. Denizler rüzgar türbinleri ile dolu.

Rüzgar ve güneş enerji üretiminin % 20 dolaylarına çıkarılması isteniyor.

Hatta Japonya güneş enerjisini direkt güneşten almak için araştırma çalışmaları yapıyor.

,,,,

Eleştirmenlerde: ürünler yüksek fiyatla alıcıya sunulurken; daha fazla kar sağlayarak; dar boğazda can çekişmekte olan kapitalist sistemi kurtarma politikası olarak da değerlendiriyorlar, başarısız geçen iklim zirve konferansının amacını.

,,,,

Almanya' da insanların % 5 i domuz gribi aşısı oldu 28 kişi domuz gribinden öldü ve medyanın sesi kapandı sayılır. Doğru ise dünya genelinde 1862 kişi ölmüş. Türkiye;de 162 kişi biraz fazla; cünkü yazılı ve görsel medya yangına körükle giden zihniyetle haber yaptı. İnsanlar doğru ve tarafsız aydınlatmak yerine genelde panik yaratıldı ve insanların bir kısmı korkudan hastalandı. Hastalıkların %80 i psikolojik kökenli çünkü.

Düşünüldüğü gibi, hastalık epidemiye dönüşmedi. Almanya' da insanların % 5 i aşı oldu. Dolayısıyla aşılar arttı; yurdışına satılmak için müşteri arıyor. Umdukları kazancı elde edemedi ilaç şirketleri.

Domuz gribinin başka bir versiyonu da, co2 emisyon senaryosu olsa gerek. Enerji fiyatlarını artırmak, yaşam standartlarını düşürmek, verimsiz savurganlığa son vermek için yeni alternatiflerle yeni ticaret imkanları yaratılmak isteniyor olabilir...

Vatandaş kime inanacak inaması gerekiyor... müphem...

,,,,

Biz insanlar yinede doğa ve çevreyle olan geleneksel dostluğumuzu pekiştirip iyi ilişkiler içine girersek sanırım yanlış yapmamış oluruz. Eskiden insanlar onlarca katlı taş yığınları arasında yaşamıyordu. Heran ayakları toprağa deyiyordu. Doğal gıdalarla besleniyordu. Elektrikli ev aletleri yoktu herşey beden gücüyle yapılıyordu. Bahçesindeki tuvalete giderken bile arabasız gidiyordu... Nerede hareket; orada bereket ve sağlık vardir. (mine)

,,,,,

Biliyor muydunuz?

Bir kw/saat elektriğin üretimi için düz hesap 650 kilogram co2 emisyon oluşuyormuş. Elektrik sarfiyatını bilinçli ve tutarlı kontrol altına almak gerekiyor.

Küresel ısınmanın ana nedeni eğer gerçekten co2 emisyon ise ister istemez bu ve buna benzer birçok alanda bilgilerimiz çercevesinde co2 gazının oluşumuna neden olan faktörlerin azaltılması için destek vermek zorunda kalacağız. "Damlaya damlaya göl olur" hesabı.

Her bir insan senede ortalama 11 ton co2 emisyon üretiyor. Tüm ihtiyaçları ve aktiviteleri dahil; örneğin ortalama 3 dakikalık bir duş için 60 litre su harcanıyor. Dört kişilik bir aile için yılda 80 bin litre su sarfiyatı demektir. E şimdi hergün yada iki günde bir duş alma alışkanlığı olan insanın ( küvet keyfi olursa o daha da pahalı ) keyfi ve zaruri ihtiyaçtan taviz vermek zorunda kalması tasavvur edilemeyecek bir olgu olsa da tasarruflu - kültür alışkanlıkları edinmek ve önemsemek zorundayız.

,,,,,

Normal ampüllerin satışı yasaklandı. Yeniler % 80 e varan enerji tasarrufu sağlıyor muş. Bir iki metre uzağında durmak daha zararsız. Bunun gibi daha birçok alanda tasarruf etmek hoşumuza gitmese de yasallaştığında uygularken konforlu yaşantı ritüllerinden feragat edip; yeni alışkanlıklar yeni yaşam kültürü edineceğiz belki eski doğal yaşam tarzına benzer günler uzak değildir.

,,,,,

Tüm bilim insanların birleştiği tek bir nokta var: O da dünya gezegeninde ısının arttığı ve artmakta olduğu; buzulların erimekte olduğu; su baskınları, kuraklık hatta o ülkelerden diğer ülkelere göç akımının olacağı gerçeğidir. Ancak insanların sorumlu tutulması konusunda bilim insanları % 100 aynı makamda çalamıyor.

İnsanları sorumlu tutmak büyük bir yalandır diye söz ediliyor. Dünyanın yavaş yavaş eskimekte olduğu ömrünün azaldığı daha inandırıcı ve mantıklı geliyor.

Sevgiler, saygılar

Mine

17.12. 2009

Not: Her söylenene her okuduğunuza inanmayın.Yani, yazdıklarıma inanıp kafanızı karıştırmayın! Bunlar benim bilgi ve düşüncelerim. Biraz anımsatmak, biraz ip ucu vermekten öteye geçemem.

Siz de güvenilir kaynaklardan edindiğiniz bilgilerle karşılaştırın, düsüncelerinizi değerlendirin. Gerektiğinde, paylaşın ve uygulayın.