Taşeronların savaşı

PKK artık Kürt halkının hakları için Türkiye' ye karşı terör eylemleri yapma devrini kapattı. Emperyalist güçlerin Ortadoğu haritasının değiştirilmesinde "dost sıfatı" yla sırtını sıvazladığı Türkiye' nin karşısına konulan dağdaki terörist hareket, ovaya indirilerek " ordumsu güç" haline getirdiklerine inanılan silahlı terörörün TSK' ya karşı savaşma gücü denenme noktasına getirilmek isteniyor. 

Hesap edilen, kabul ettirilmek istenen mevzu; teknik olarak mümkün olmadığının bilinmesine veya hayal etmek bile bir deli rüyası iken, halkın algılamasının PKK' nın sıradan bir terör hareketinden ziyade artık bir "ordu" olmasıdır. Bu ordu Türkiye' nin her tarafına yayılmış, istediği zaman eylem yapabilen, istediği zaman ateşkes ilan edebilen bir yapı olduğu beyinlere kazınmak isteniyor. 

Korkutmak, tehdit, huzur bozma olaylarının insanlarda yarattığı yılgınlık sonucu "ne olacaksa olsun" dedirtmek suretiyle amaca ulaşma niyeti kan dökerek perçinleştirmek isteniyor. 

Dünya devleti olma yolunda kendini kabul ettiren Türkiye'nin hasta adam olmamasını içine sindiremeyen güç, Ortadoğu pastasından pay vermek istemediği veya Ortadoğuyu kendi siyasi etkinliği altına almasından korktuğu Türkiye' nin durdurulması için kulanacağı tek araç ;mevcut bir terör örgütünü kuruluş amaçlarından saptırarak, Kürt halkının haklarını savunuyor bahanesi ile "savaşım aracı" haline soktuğu taşeron bir örgüt durumunda tutmak istiyor. 

Bu noktadan hareketle başta Kürt halkı olmak üzere açılımı sakız haline getiren herkes kandırılmış durumdadır. Sırf bu meselenin çözümü için anayas dahi demode ilan edilmişken başa dönmenin anlamı kalleşliği ve aldatılmayı hazmemedememek oldu. 

Bugün itibarıyla anlaşılıyorki, dünyanın beşinci büyük ordusu olan TSK'nın değil Kandil' i Ortadoğu'yu bir hamlede alt üst edebileceğidir.Yapılan , TSK' nın önüne atılan sivil halkın zarar görmemesidir. Çözümün Esad' ın yaptığı gibi sivil katliamlarda aranmamasıdır.Yine şunu söylemek mümkün, asker terörle nasıl mücadele edecek? Teröristle halkın harmanlandığı bugünkü ortamda çok sey yapılamaz gibi görünsede terör yuvaları ve karargahları yok edilmek zorundadır. 

Bedel ödenmeden başarı elde etmek mümkün değil. Düne kadar Kürt vatandaşlarımızın çocukları kabul edilen insanlar Suriye gibi devletlerin vatandaşları tarafından hainleştirildiğini; Kandil, İmralı, ... gibi noktaların taşeron olarak sinsice güdülen düşmanlığın bir parçası olarak kulanıldığı anlaşılabilseydi, şimdiye kadar ne Kandil ne de PKK kalırdı. 

2000 ve 2001 yılında sıfır olan terör, neden 2011 yılında birbuçuk ayda 45' e yakın şehit vererek devam ediyor? Yetmiş iki milyon insanın bin yıllık kardeşliği, beraber yaşama arzuları neden törpülenmek istiyor? Bu soruların cevapları açık açık verimeli. Verilmeliki, milletimiz başına örülenin ne olduğunu bilmeli. İradesi sonucu akl-ı selim olmayı becerebilmeli. 

AKP iktidarıyla hortlayan terör, yine AKP iktidarının döneminde bitirilmek zorunda. Cini nasıl şişeden çıkarabilmeyi başarmışsa yok etmeyi de başarmanın yolunu bilmesi gerekir. Aksi takdirde cumhuriyet tarihinin en hazin çöküşüne yaşayacaktır.. Hem iktidarı, hem AKP' yi görmek mümkün olmayacaktır.