Taşıma su ile sulama

Bazı olumsuzluklar, ister istemez gündelik yaşam içerisinde gözümüze takılıyor.
Kimi basit çözümler söz konusu iken, yapılan kimi çözümsel yöntemler, çözümsüzlüğün çözümü oluyor.

Sabah sabah işe gitmek için yola çıktım..
Her zamanki güzergâhımdan gidiyorum.
Uzaktan göründüğüm hali ile bir tanker, yolun sol şeridine park etmiş.
Kocaman bir tanker.
Yaklaştıkça neden orada durduğunu fark ediyorum.
Tanker durmuyor.
İş yapıyor.
Yolun tam da orta yerindeki orta refüj bitkilerini suluyor.
Tankerin tepesinde bir kişi.
Elinde hortum.
Hortumdan akan gürül gürül su.
Tanker yavaş yavaş ilerliyor.
Hem de sol şeritten.
Araçlar, sol şeritten seyir halinde iken tankerin önlerine çıkması ile birlikte, aniden frene basmak zorunda kalıyorlar.
Şiddetli bir kaza olmaması için hiçbir neden yok.
Garip bir durum.

Hani derler ya.
“Taşıma su ile değirmen dönmez” diye.
Bu duruma denk düşen bir ata sözü oldu.

Yıllardan beri bu yöntemle sözüm ona orta refüj bitkilerinin sulama işlemi yapılır.
Ve komik bir görüntü çıkar ortaya.
Komik olması bir yana, çok da tehlikeli bir durumdur.
Ama bu anlamsız sulama yönteminden bir türlü vaz geçilmez.

Neden bu yöntemden vaz geçilmiyor?
Bilmiyorum.
Maliyetten kaçmak için mi bu yöntem izleniyor?
Doğrusu, maliyet açısından bu ilkel yöntem daha maliyetli gibime geliyor.
Örneğin; kocaman bir aracı bu işe veriyorsunuz.
Bir tanker su ile ne kadarlık bir alanı sulayabilirsiniz ki?
Ayrıca iki tane personel görevlendirmek zorundasınız.
Ve daha da önemlisi, can güvenliği sorunu var.
Trafik sorunu var.
Her an kaza olasılığı yüksek.

Peki çözüm nedir?
Çok basit.
Fıskiye sistemi.
Bir çok yerde var olan fıskiye sistemini orta refüjlere koymuyorlar.
Neden koymuyorlar?
İşte bunu da anlamıyorum.
Ve zaman zaman “taşıma su” misali, sulama işlemine tanık oluyorum.
Bu duruma her tanık oluşum da bu durumu tekrar tekrar sorgulamak durumunda kalıyorum.

Neresinden bakarsanız bakın gülünç bir durum.