- Kategori
- Ben Bildiriyorum
Taşkın Bilginer, Muğla Yenigün gazetesinde, Bedri Özer yazdı
Şair, din adamı, münacat ve güfte yazarı Hocazade Haydar efendinin torunu Taşkın Bilginer bu şehrin evladıdır. Babası, 1934’lü yılların Nafıa Müdürü, İnş. Müh. Sait Bilginer’dir… Taşkın Bilginer; has arkadaşımızdır, öz dostumuzdur, can kardeşimizdir. Tanışıklığımız eski yıllara dayanır… Bu nedenle yazıya bir anekdotla başlamak istiyorum. Zira, Taşkın Bilginer’e olan vefa borcumu; onun mükemmel insanlığından, başarılarından, yararlı yurttaş kimliğinden söz etmek suretiyle belki öderim diye düşünüyorum…
Elli yıla yakın zaman önce, bir işim için gittiğim İstanbul’da, şehrin acemisi bir yurttaş olarak, iyi bilmediğim ve nasıl gideceğimi kestiremediğim yer için, adres soracağım birini belirlemeye çalışıyordum. Bu nedenle durakta bekleşen şahısları gözlemleyerek kendimce güvenlik analizi yapıyordum…
Kişileri incelerken, bir anda yanımda bitiveren Taşkın Bilginer’i görünce çok şaşırdım, neredeyse küçük dilimi yutacaktım. Dünya benim olmuştu… içimden: “Allahım sana şükürler olsun” diyerek, yaşadığım o mutlu anı tebessümle ifade etmiştim.
Taşkın kardeşim, adresi tarif etmedi. Beni aldı, adresin bulunduğu yere götürdü ve bıraktı… İşini erteleyip, bir saatı aşan zamanını benim için kullandı. Bu zarif dosta, tekrar o günün aynı heyecanı ile teşekkür ediyorum. Eğer o adrese kendi çabalarımla gitmeye çalışsaydım, belki akşama doğru ulaşırdım…
İlk, orta ve liseyi Muğla’da tamamlayan Taşkın Bilginer, beş yıl süreli İ.Ü.Devlet Güzel Sanatlar Akademisi eğitimine 1961’de başladı. Eğitimi ile birlikte çalışma hayatına da adım attı. İlk işi, İstanbulda bulunan İtalyan İşadamları ile, şansının da yardım etmesi sonucu tesadüfen tanıştı. Bu işadamlarından “Plexiglass” ışıklı reklam üretiminin tüm tekniğini öğrendi ve böylece Türkiye’yi, ilk kez ışıklı reklamla buluşturdu.
Akabinde, İstanbul/Karaköyde bir reklam ajansı kurdu. Önce, büyük şehirlerdeki işyeri ve bankaların ışıklı reklamlarının yapımını üstlendi. Bu arada yine, ilk kez Vakko mağazasının vitrininde; Marmaris ve Bodrum ismini, görsel sanat reklamcılığının etkili oluşunu, vitrin sanatını kullanarak gösterdi…
Muğla’da en zengin eski eser koleksiyonu sahibi, aynı zamanda sulu boya ve pastel boya sanatçısı ve de mimari proje tasarımcısı Taşkın Bilginer, 1971 yılında yörede bulduğu onix mermer taşını inceleyerek, bu taşın turizm sektöründe hediyelik eşya yapımında değerlendirilebileceğini tespit etti ve kurduğu imalathanede üretime geçti. Sonra öyle şaşılası başarılara imza attı ki, örneğin: Konu ile ilgili olarak açılan uluslar arası yarışmada 1nci oldu… Ayrıca 4 adet mansiyon almayı başardı. Daha sonra Almanya’nın Münih şehrinde açılan el sanatları fuarında başarı ödülü kazandı ve böylece emekleri karşılık buldu.
Mermere olan ilgisi ve bu yoldaki çabaları, Taşkın Bilginer’i, (Muğla Beyazı) isimli mermerin ilk tanıtımını İtalya-Bari fuarında gerçekleştirmesiyle sonuçlandı. Bu başarı, Bilginer’in iki yıl fuara onur konuğu olarak davet edilmesiyle ödüllendirildi. Tanıtım sonunda, Muğla mermeri görücüye çıktı. Bu arada Afyon mermercilerini, saha işletmeleri için Muğla’ya davet etti. Böylece Muğla yer altı zenginliklerinden biri, Dünya’ya ihraç edilen önemli ürün haline getirilmiş oldu.
1972 yılında, İl Tarım Müdürlüğü kanalıyla pilot bölge olarak seçtiği Fethiye/Üzümlü beldesine, 18000 adet şarap bağı çubuğu tedarik edip gönderdi. Bugün adı geçen köyde şarap üretimi yapılması başarısının da sahibi oldu. Bu konu ile ilgili olarak; zamanın valisi Lale Aytaman, bu çalışmaya idari destek ve büyük katkı sağladı.
Dalaman/Seka kağıt fabrikası ana bacasının projelendirilmesi ve yapımında değişik bir teknoloji kullanarak, yine bir ilki gerçekleştirdi. Ve baca, özelliği nedeniyle ödüllendirilen sanayi bacası oldu.
Biri mimar, diğeri inş. mühendisi iki erkek evladı olan Taşkın Bilginer, bu günlerde; Gökova deltasındaki sülfat ağaçlarının süslediği, 1600m.lik karayolunu, Dünya’nın en uzun “KÖY-SANATÇI PAZARI”projesi uygulamasının mimarı olarak emek vermektedir. İsmini “BOTANİK TÜNEL” koyduğu bu doğa harikasının Dünya turizme kazandırılması, Taşkın Bilginer’in çalışmalarına yeni bir başarı daha getirecektir.
Can kardeşimiz; insanı severek, dostlarına değer vererek, Muğla’ya çiviler çakarak yaşamını sürdürmektedir. Sevgi ile selam verir, gülen yüzle selam alır… Değerli dosta; sevinç, mutluluk ve sağlık dileği yüklü selam yolluyorum …