Tatil, F klavye, Q klavye

Tatildeyim. İnternete girmem, bilgisayarla uğraşmam falan diyordum. Ancak internet hayatımıza o derecede yerleşmiş ki artık ondan uzun süre ayrı kalmak imkansız. Hemen hemen bütün haberleşmelerimi mail ya da msn biçiminde internet üzerinden gerçekleştiriyorum. Hemen her türlü para transferini bankaların internet şubelerinden yapıyorum. Tatilde kalacağım oteli Milliyet Blog'daki 'Hangi Otel' bannerından buldum. Otobüs biletini dahi internet üzerinden kredi kartıyla aldım. Otel fena değil, Sarımsaklı plajı ve denizi tam istediğim gibi. Havanın yakıcı sıcaklığı yerini tatlı bir Eylül sıcaklığına bırakmış. Kalabalık çekilmiş. Yani kısaca buraya bu mevsimde geldiğime çok sevindim.

Ayvalık çok güzel bir yer. Bir kere İstanbul gibi bir cangıla göre hayli küçük, hayli sakin. Bir gün içinde bir sürü şey yaptım ve hiç acele etmeden hepsini yetiştirdim. Bu işlere Benim kaldığım yerden epey uzakta Cunda (Alibey) Adasında tatil yapan Ali Gülcü'yü ziyaret ve onunla Taş Kahve ve Ayna Bar'da birkaç saatlik sohbet dahil. Düşünüyorum da İstanbul'da olsam bir günde bu işlerden ancak birini yapabilirdim. Yani şimdilik her şey yolunda. Ayvalık ve tatil hakkında dönüşte biraz daha ayrıntılı yazmayı düşünüyorum. Kısmet olursa burdan da İzmir'deki toplantıya geçeceğim.

Dediğim gibi artık internetsiz olmuyor. Ancak benim için evdeki ve işyerindeki bilgisayardan ayrılıp başka bilgisayarda yazmak bir işkence. Ben bilgisayarla ilk tanıştığım andan itibaren Türkçe daktilolarda kullanılan harf dizilim sistemi olan F klavyeyle yazıyorum. F klavye, Türkçe yazmak için harflerin kullanım sıklığına göre gayet fonksiyonel ve ergonomik biçimde düzenlenmiş bir klavye sistemi. Ben F klavyeyle günde yaklaşık on iki saat yazı yazarım ve bileklerimde en ufak bir yorgunluk hissetmem. Ama Q klavyeyle bir saat çalışsam elim kolum ağrır. Bu sadece benim yabancılığımdan değil, Q klavyenin harf dizilimden kaynaklanan bir sorun. F klavyenin aksine Q klavye, mümkün olduğunca yavaş yazılması için tasarlanmış bir klavye sistemi. Daktiloların ilk yıllarında sık sık arızalanmasından dolayı Amerikan daktilo üreticileri kullanıcıların mümkün olduğunca yavaş yazmaları için bir harf yerleşim düzeni arayıp bu sistemi bulmuşlar. Zamanla bu sistem yaygınlaşmış. Bilgisayarlarda da aynı sistem kullanılmaya başlamış. Türkiye'ye bilgisayarların ilk girdiği yıllarda F klavye kullanımı daha yaygındı.. Özellikle yayıncılıkta yaygın olarak kullanılan Macintosh bilgisayarların çoğu F klavyeyle gelir. Ancak halen Türkiye'deki bilgisayarların çok büyük bir bölümünde Q klavye kullanılıyor. Acaba neden kendi dilimizin özelliklerine göre tasarlanmış bir klavyeyi bırakıp Amerikan sistemine geçtik? Acaba bilgisayar üreticileri mesela Çin'e, Rusya'ya, Arap ülkelerine, Yunanistan'a, Japonya'ya falan bilgisayar satarken onlara 'siz kendi klavye-harf sisteminizi bırakın Amerikan sistemini alın' dediler mi? Onlara böyle bir şey diyebilirler miydi? Deseler acaba o milletlere kaç bilgisayar satabilirlerdi? Bize bir şeyleri dayatıp kabul ettirmek neden bu kadar kolay acaba?

Şimdi her yerde F klavye kullanılıyor olsaydı da ben şu iki satırlık yazıyı yazmak için boş yere fazladan internet ücreti ödemeseydim kötü mü olurdu? F klavyeyle yirmi dakikada bitireceğim yazıyı nerdeyse bir saat oldu ancak bitirebildim!

Bir de şu internet kafeler neden bu kadar sıcak? Hangisine gitsem aynı. Duvarda bir klima durur ama ya çalışmaz ya da o kadar güçsüzdür ki ancak kendini soğutur. Acaba sahipleri önce hamam olarak çalıştırmayı düşünüp sonra bu işte daha iyi para var diyerek mi bu işe çevirdiler?

Neyse ben gidip bir denize gireyim. Görüşmek üzere. Hoşça kalın...