Tatil Notlarımdan: Altan Karındaş ile Pembe Yunus'ta tatil söyleşisi

Tatil Notlarımdan: Altan Karındaş ile Pembe Yunus’ta Tatil Söyleşisi

Başta tiyatro olmak üzere sinema, seslendirme, TV dizi sanatçısı ve evlendirme programlarının ‘90’lı yıllardaki ilk yapımcı ve sunucusu olan Altan Karındaş ile Bozburun Pembe Yunus’ta bir araya gelme mutluluğuna eriştim.

Benim ve sevgili eşim için daima “Altan Abla” olan Karındaş Türk Tiyatrosu’nun ‘duayenlerinden’ en önde gelenidir.

Yıllarını sahne sanatlarına adamış usta bir sanatçı olan Karındaş; kuramsal ve uygulamada Türk Tiyatro ve Sineması’na onlarca öğrenci yetiştirmiştir.

Marmaris koylarının yeni keşfedilmeye başlayan mis gibi doğa kokan beldesi Bozburun’un ‘hanım ağası’ Fatma Hanım’ın nam-ı diğer Babaannemizin mekanı Pembe Yunus’ta “Altan Ablam” ile dörtlü sıcak, içten, yalansız ve riyasız bir ‘Tatil Söyleşisi’ gerçekleştirdik.

1928 yılında İstanbul’da doğan Altan Karındaş sanatçı kişiliği yanında küreselleşmiş dünyamızda yaşam tarzı ve ilkeleri ile kendi üzerinde yarattığı ‘disiplinli’ ve ‘sağlıklı’ ‘insan modeli’ Dünya Sağlık Örgütü(WHO) tarafından tüm dünya için örnek alınmalıdır.

1951-52 Tiyatro Sezonunda Küçük Sahne’de Muhsin Ertuğrul ile sanat yaşamına başlayan Karındaş, 85 yaşına rağmen ilk günkü sanatçı kişiliği ve diriliğini her gün yaptığı ‘kültürfizik’ ve ‘yüzme’ sporuna bağlıyor.

Altan Abla güne her sabah kekik kokuları arasında Ege ve Akdeniz’in domates, biber, zeytin yağ damlatılmış çökelek peyniri ağırlıklı ve gül reçeli ile donatılmış hafif Akdeniz kahvaltısı ile başlıyor.

Her gün öğleden önce Pembe Yunus’un özel plajına geliyor; merdivenlerden Bozburun Körfezinin masmavi derin sularına kendini bırakıyor, kelebek stili yüzmeye başlıyor

Bir saate yakın denizde kalan Karındaş, denizden çıktıktan sonra üzerindeki ıslak mayoyu kesinlikle yedek bikinisi ile değiştirmekle sağlığını korumayı ilke haline getirdiği koşullardan birini uyguladığını söylüyor.

Bizlere her gün öğleden sonra bir iki saat güzellik uykusuna yatmadığı günün olmadığını vurguluyor.

TV dizileri, seslendirmeler ve 70’i aşkın oyunda rol almasına rağmen sanata başladığı ilk günün diriliği ve tazeliğini korumayabilmesini; önce kendini, sonra işini sevmiş olmasına bağlıyor.

2007 yılında kalbinden rahatsızlanmış ve ‘by-pass’ geçirmiş olmasına rağmen yaşama daha sıkı sarıldığını, ‘yaşam girdabında’ boğulmadığını ifade ediyor.

ATATÜRK İlke ve devrimlerine sıkı sıkıya bağlı olan “Altan Ablam’a daha nice sağlık ve mutluluk dolu yıllar diliyoruz.

Afiyetle kalın efendim!..

20.07.2013, Türkiye