Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Mayıs '09

 
Kategori
Gezi - Tatil
 

Tatilcilere önerilerim!

Tatilcilere önerilerim!
 

Yine geldi yaz ve sıcaklar kendisini ağırdan değil, hızla hissettirmeye başladı.

Antalya!

Turizmin başkenti, sıcağı bol, denizi güzel ama nem ve rutubet gibi hususlarda insanı bunaltmıyor dersem yalan olur.

Her şeye rağmen ben bu yaz aylarını ve sıcaklarını çok seviyorum.

Tiril tiril gökyüzü, sokaklarda insanlar cıvıl cıvıl, pozitif enerji salgısı üst düzeyde.

Takdir edersiniz ki turizmin tamda orta yerinde olmanın ve turizme yönelik çalışmanın da kendi içerisinde olmadık sıkıntıları var.

Herkes tatil yaparken çalışmak ve hesabın kitabın içerisine gömülmek pek de keyifli olmayan bir durum.

Maalesef biz bu durumu istemeyerek de olsa kanıksamış durumdayız.
Lakin tatile çıkacak olanlara da önerilerde bulunmak öyle sanıyorum ki yerinde olur.

Turizmin tam da içerisinde olmaktan mıdır veya başka nedenlerden ötürü müdür, bilemiyorum ama beş yıldızlı otel tatilleri nedense bana hiç sıcak gelmemiştir.

Üçüncü günden sonra oflama başlar bende.

Sıkıntıya girerim ve her gün aynı rutinin bir parçası olmaktan ala bildiğine sıkılırım.

Oysa güzel olan nedir biliyor musunuz?
Pansiyon turizmi.
Evet.
Yanlış okumadınız, bence en güzeli pansiyon turizmidir.
Daha bir içten gelir bana pansiyonlar.
Pansiyonda kendiniz olursunuz, kendi istediğiniz ölçülerde hareket edersiniz ama bir şartla.

Pansiyonda olsa, bir yerde çok uzun süreli kalmanın bir esprisi yok.
Yer değiştireceksiniz, gezeceksiniz ve yeni yerler göreceksiniz.
Bakınız, Antalya’ya gelecek olanlara şöyle bir öneride bulunabilirim.
Şayet kendi özel aracınızla gelirseniz Antalya’ya, direkt olarak soluğu sabahın erken saatlerinde Phaselis Koyunda alın ve akşam saatlerine kadar Phaselis koyunda denizin, kumun ve güneşin tadını çıkarın.
Sonrasında Adrasan Koyuna doğru uzanın.
Adrasan Koyu Antalya’nın yaklaşık olarak 70 km. batısındadır ve Phaselis Koyundan yaklaşık olarak 25 km kadar daha batıya düşer.
Nefis bir koydur Adrasan Koyu.
Adrasan Koyunda gün batımını ve gün doğumunu seyretmek sanırım dünyanın en güzel aktivitelerinden birisidir.
Bu denli güzel bir denizi başka yerde bulmakta öyle kolay değildir.
Adrasan Koyunda her yer pansiyonlara bezelidir.
Pansiyonlar yeşilin her tonu ile kaplıdır ve her biri birer şirinlik abidesi gibi heybetle koya nazır dururlar.
Benim Adrasan Koyundaki tercihim “Sinemis Pansiyon” dur.
İsmail Bey ve eşi Fatma Hanımın işlettikleri bu şirin pansiyon denize sıfır bir noktadadır ve denizle arasında sadece kumsal vardır.
Canınız isterse şayet yemek masanızı denizin tam da kenarına dahi kurdurabilirsiniz.
Hele hele koya nazır bir şekilde akşam yemeği yemek ve birkaç kadeh de rakı ile akşamı parlatmak tatilin en güzel yanı olur.
Ve hemen sonrasında, yani sabahın ilk ışıkları ile birlikte batıya doğru yola devam edeceksiniz ve Finike’yi geçtikten sonra karşınıza dünyanın en güzel ve en nadide plajları çıkacak.
Kaş’a kadar bir birinden güzel, enfes koylar sizi beklemektedir.
Canınız nerede istiyorsa durunuz ve denize giriniz.
Minik minik koylar, tiril tirildir ve tertemizdir.
Akşama kadar koylarda, denizin keyfini çıkarıp, akşam saatlerinde Kaş ilçesinde olursunuz.
Kaş son derece güzel bir ilçedir.
Eski bir Rum kasabasıdır.
Kaş’ın nefis bir doğal güzelliği vardır.
Akşam saatlerinde Kaş’ta bir pansiyona yerleştiken sonra, kısa bir dinlencenin ardından, akşam yemeği için soluğu iskelede alınız.
Birbirinden güzel restaurantlar vardır iskelede.
Ve çok da fahiş fiyatlar uygulanmaz, bilesiniz.
Ve sonrasında eğleneceğiniz güzel bir yer tercih edebilirsiniz Kaş’ta.
Devrisi günkü program ise yine kahvaltı sonrasında yola devam etmektir.
Kalkan’a doğru.
Kaş-Kalkan arası nefis koylar bir biri ardı sıra karşınıza çıkar.
Canınızın istediği her koyda denize girebilirsiniz.
Kaştan 10 km kadar sonra Kaputaş Plajı vardır, arabanızı yolun kenarına çekceksiniz ve yaklaşık 100 metre kadar merdivenlerden aşağıya ineceksiniz.
Merdivenler kolayca inmenizi ve çıkmanızı sağlar, sakın endişelenmeyin.
Nefis bir plajdır Kaputaş Plajı, mutlaka burada denizin tadını çıkarın.
Sonrasında yola devam edin, akşam saatlerinde Kalkana ulaşırsınız.
Kalkan’da son derece güzel bir kasabadır, aynen Kaş gibi.
Ama Kalkan’da konaklamayın.
Başka bir yer önereyim.
“Patara”.
Lykıa’nın başkenti.
Kalkan’dan 10 km sonra ulaşırsınız Patara’ya.
Doğal sit alanıdır.
Bu sebepten dolayı ilaçlanmaz, bilesiniz.
Halen bu uygulama devam ediyor mu, bilmiyorum.
Patara’da akşam saatlerinde olacağınız için bir pansiyona yerleşip, akşam yemeğini yedikten sonra dinlenmek en iyisi olacak.
Çünkü sabah hayli yorulacaksınız.
Sabah erkenden kalkıp kahvaltı sonrası plaja geçiniz.
Patara birçok yönden özellikleri olan bir yerdir.
Bir antik kenttir.
Ve beton namına tek bir şeye rastlayamazsınız Patara’da.
Dünyanın en uzun ince kum plajıdır.
Ve kumu da öyle böyle ince değildir, un gibidir, denizi muhteşemdir, dalgaları bir harikadır.
Denizin içerisinde iki yüz metre yürüyüp, kendinizi dalgalara bırakın.
Bir de bakmışsınız, dalgalar sizi kıyıya getirmiş.
Müthiş bir tad.
Mutlaka bu tadı yaşayın.
Ve gününüzü Patara’da geçirin.
İsterseniz fazladan bir gün daha geçirebilirsiniz Patara’da.
Sonrasında yola devam.
Ver elini Ölüdeniz’e.
Ölüdeniz’de mutlaka bir tekne turu yapın, Kelebekler Vadisi, Akvaryum Koyu ve daha el değmemiş bir birinden nefis o güzelim koyları gezin, görün.
Bol bol fotoğraf çekin.
Kaya Köyüne de gitmeyi ihmal etmeyin.
Fethiye’de tekne turuna mutlaka katılın ve Göçek Koylarının tadını çıkarın.
Birbirinden enfes olan o el değmemiş Göçek Koylarında denize girmek bir başka güzel.
Makul fiyat ve ortalama konforu ile St.Nıcholas Park otelinde kalmanızı öneririm.
Konaklama şekli yarım pansiyondur ve soğuk ve alkollü içecekler extradır.
Devrisi gün yolunuzun üzerinde bulunan Dalyan’a geçmeyi ihmal etmeyin sakın.
Bir gününüzü ve bir gecenizi mutlaka Dalyan’da geçirin.
İztuzu plajında denize girmenin tadına varın.
Biliyorsunuz İztuzu Plajı’nın en önemli özelliği, Caretta Kaplumbağalarının üreme alanı olmasıdır.
Mutlaka görülmesi gereken bir yerdir.
Ve yine şirin bir pansiyon en doğru tercihlerden birisi olur.
Bir gün ve gecenizi Dalyan’da geçirdikten sonra, devrisi gün yola devam edersiniz.
Dalyan’dan sonra, direkt olarak Dikili’ye doğru devam ediniz.
Gerçi Akdeniz’in sıcacık sularının yanında Ege’nin buz kesen sularında denize girmek ne kadar eğlenceli olur bilemem.
Ama Dikili’nin dinlencesinden ve bol oksijeninden nasiplenmeyi ihmal etmeyin.
Bir gecenizi Dikili’de geçirdikten sonra Ayvalık, Altınoluk istikameti güzel bir dinlence olur kanısındayım.

Bence bu tarz ve bu istikamette yapılacak bir tatilin tadı hiçbir şeye değişilmez.
Ne var ki bir de salt dinlenmek ve kitap okumak adına tatil tercihi kullananlar vardır.
Bu yönde tercih yapanlara ise önerebileceğim bir şey yok.
Aternatifi tektir bu tip tatilin.
Bir beş yıldızlı otelde ve sistemi belli olan bir yapı içerisinde tatil yapmak hayli dinlendirici olur.

 
Toplam blog
: 1509
: 1145
Kayıt tarihi
: 07.08.07
 
 

Yazarım... Okurum... Öğrencilik yıllarımda çok yazdım... Kompozisyon derslerinde yazdım... Duvar ..