Tatildeydim tatilde

Yaz sezonun başlaması ile birlikte, biz çalışanların bir senenin yorgunluğunu ve stresini atmanın hayalini kurduğu tatil moduna girme ve tatil planları yapmak zamanı demektir. Bende katıldım bu kervana tabi ki :)  

Haftalar öncesinden izin programları yapıldı, kim hangi tarihte kullanılacak gibi çalışanların bu tarihleri belirlemesi iş akışısı açısından zorunlu bir durumdur birazda. Bu sene kocaman 3 haftam vardı :) Bir haftasını geçen hafta kullandım ve Gelinciğin senelerdir hiç planlamadığı bir tatil için rezervasyon yaptık.  

Genelde tüm tatil planlarımı bir kaç günlük kısa tatillerim bile hep yeni yerler, yeni mekanlar ve tarihi yerlere gezmekten yana kullanırım. Ama bu tatilde hem havaların çok sıcak olması hem de bu senenin yorgunluğu dinlenme tatilini gidelim diye karar verdik arkadaşlarla. Ve kısa sürsün düşüncesiyle Kuşadasında bir otelde rezervasyon yaptıktır ve geçen Cuma günü yola çıktık.  

Eee tabi ki gezilecek görülecek yer yok ne anlatacam ben size ki :)  

Dediğim gibi aslında otel tarzı ye- iç ve yat konumunda olmaktan çok hoşnut değildim. Kendimce eğlenme yöntemi buldum ve her zaman yaptığım çevre izlenim ve tespitlerim bu tatilde çok fazlaydı.  

Otel hiç sevmediğim yoğun bir kalabalık hakimdi ben kaçtıkça sanki insanlar bir yerlerden üzerime üzerime gelir gibilerdi. Çoluk çocuk Allahım dedim nereye geldim ben :)) Aoupark da ki gibi bu kadar çocuk nasıl bir araya gelmiş anlamadım sonra farkettim ki tam bir aile tatil köyü kıvamındaymış meğerse :)  

Ben sessizliğimi sabah gün doğuşunu seyrederek yaşıyordum inanılmaz güzel bir manzara eşliğinde.  

Bir hafta içerisinde ben , kumsal ve günün ilk ışıklarına sadece benim merhaba diyor olmam büyük tad veriyordu. Çünkü o saatte kimseler yoktu :) etrafta.  

Sonrası güzel yürüyüşler ve yan çevrelere keşifler yaptım. Güneş o kadar yakıyordu ki günün 12 gibi dışarda olmak olası değildi ya havuz başlarındaki barlarda serinlemek için birşeyler içmek yada odada klima eşliğinde siesta ya ayrılmakla geçiyordu zaman.  

Bir hafta boyunca şunu farkettim :  

*Bizlerde ki anne- baba figüründe sürekli olarak çocuk peşinde dolaşanlar insanlar olarak gördüm  

Yabancı misafirlerde aynı yaşıt çocuklar kendi başlarına otelin her yerindeler , havuzda arkadaşlarıyla eğleniyorlar etraflarında büyükleri yok, yemek zamanlarında çocuk menüsünün etrafındaki yerlerde tek başlarına karınlarını doyuruyıorlar.  

Bizimkilerde o küçücük sandalye ve masalarda :) çocuklara birlilte oturup ha bire birşeyler tıkıştırma telaşlarındalar.  

Ne büyük fark demi. Aslında o yaşta yaşadıkları öz güven ve inanılmaz güzel geldi bana.  

* Bizlerin en büyük hatalarından biride çocukların zoraki deniz ve havuzlara sokulmak istenmesi...Her yerde çığlık çığlığa ağlama sesleri bazen kaçasın geliyordu o yerden :) . Bir na ben çocuk olup yeterin artık bana karışmayın bırakın kendi hallerine diyesim geldi. Ama yabanci misafirlerin çocuklarında yüzme bilmelerin kollarında kolluk gözlerinde gözlük kendileri giriyor, dalıyor ve arkadaşları ile eğleniyor...  

*Şunu farkettim bizim jenerasyon ve bizden sonraki nesilde artık tek yada en fazla iki çocuk yapıyorlar.. Bizim annelerimizin döneminde ki gibi 3-5 çcocuk değil. Ama kaldığımız otelde çok fazla yabancı misafir vardı ve çocuğuda çok genç evli çiftlerin yanlarında en az 3 çocukları var. İlginç demi !!  

* Birde otelde her türlü Animasyon gösterine katılıp güç ve gövde gösterisi yapan :) arkadaşlar vardı ki görmeye değerdi. Bir zaman onları salakça hallerini seyretmek eğlenceliydi ama sadece iki gün dayana bildim sonra deniz tarafında sakin bir yer bulup arkadaşlarla orda takıldık....karmaşa ve bağırmalardan uzak kitabımı ve müziğimi dinledim.  

Okumak isteyipte başlayamadığım 'Göçebe' adlı kitaba başladım ve inanılmaz güzel gitti  

Kuşadasına bundan 12 sene öncede gelmiştim gezmiş görmüş ve beğenmiştim. Aklımda ki Kuşadası ile şuanda ki Kuşadas'ın da inanılmaz fark var . Her yerde ki en büyük değişim gibi burasıda fazlasıyla beton evlerin yıgıntı görüntüsüne sahip bir yer olmuş. Geceleri cıvıl cıvıl rengarenk bir yaşam hakim. Gündüzün sıcağından kaçan insanlar geceleri gezmeye alışveriş için Ada'ya iniyorlardı. Bende arkadaşlarımla bir kaç gece beraber hem de gecelere :) akmak için indik Ada'ya.  

Tespitlerim :  

* İkoncanlar fazlasıyla ve çeşitli türleriyle oralarda da mevcut.  

* Gece eğlenceleri; yüksek müzik eşliğinde barlarda yabancı müzik eşliğinde dans etmek. Evet bende severim eğlenmeyi ama lütfen canlı ve türkçe olsun :) dedik bir dolaşırken keşfettiğimiz mekanlara takıldık. Tavsiyem Hevan Bar :)  

* Barlarda ki gençlerin yaş ortalaması gerçekten çok küçük Bir gece ben yanda ki masada eğlenen gençliğin :) içtikleri tekilaları tek tek saymaya başladım.. şaşkınlıklar içinde tabi ki .Aman aman dostlar başına...1-2-3 hep beraber deyip bir limon dilimini yediler mi çoşkuya devam. :) Evlere şenlikti etrafı seyretmek en büyük eğlencem oldu. Helede en arkada sıradaki erkek erkeğe eğlenmeye gelen tipler :) onların gözlerine şenlikti o mekanlar...Dedim ya ben hem eğlenmeyi severim eller havaya ; hemide etrafı seyrederek eğlenmeyi.  

*Dönüşte kullanılan taksiler ciddi kazık ! ücretler alıyor tavsiyem gidilen taksiyle anlaşıp dönüşte yarı fiyata gelmeniz. Çünkü minübüsler gece 12 den sonra çalışmıyor. Eeee eğlencede gece birden sonra başlıyor :)) ceplere çok zarar vermemek için dediğim yöntem doğru en azından biz öyle yaptık.  

Son günlerde sıkılınca Foca'ya gitmeye karar verdim.  

Eski göz ağrımdır Foça.  

Bir kalbim Ege'de kaldı müziği benim için orda yazılmıştır dersem yalan değil :)  

Hani vardırya büyük bir özlemle anarsınız ve tadı damağınızda kalmıştır ya işte Foça'nın bende ki anlamı tamda böyledir.  

Gittim.  

Ne mi oldu hüsran oldu. Çünkü çok ama çok kalabalıktı.  

Hayalim nerdesin dedim.  

Yoktu.  

O büyük Uğultunun içinde hayalimin yok olduğunu anladım.  

Keşke dedim sadece.  

VE Sayılı gün bitti ve ben birinci aşkım olan İstanbul'a döndüm.  

Güzel dinlendirici ve birazda buruk bir tatil oldu ama şunu öğrendim ki eskilerin tadınının aynısını yaşamak artık imkansız.  

Ben döndüm ve artık burda :) sizlerle birlikteyim.  

Sevgilerimle  

Gelincik.  

Not: Resimler daha sonra.