Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Eylül '07

 
Kategori
Gezi - Tatil
 

Tatile devam

Nerde kalmıştım?

İlk günü zar zor atlatmıştık. Sıcak bir yandan sıkıntı bir yandan... İkinci gün su topu başladı. Bizden önce de ingilizler oynuyordu. Ama kendi aralarında oynadıklarından heyecanlı geçmiyordu. Bizim grubumuzun otele gelmesiyle bu durum değişti. 18 kişi olduğumuzdan bir takım bizden çıktı. Karşı takım da tamamen ingilizlerdi. İlk maç biz yendik. İkincide de, üçüncüde de...

Hep yendik. Çünkü karşı takımın kuralları vardı. Bizse kural bilmeyip direk adamların üstüne atlıyorduk. Boğuşmalar gerçekleşiyordu. Bir kaç maç sonrasında herkesin bir yerlerinde sakatlıklar oluştu. Birinin bacağı, birinin kolu çizilmiş yara olmuştu. Sürekli su içinde kalmaktan ayaklarımız su toplamış, omuz bölgemiz güneş nedeniyle kıpkırmızı olmuştu ve herkesin eklemleri ve kulakları ağrıyordu. Ama buna rağmen çok eğlenceliydi tatil.

30 Ağustos Zafer Bayramı'nda da oteldeydik. Türk gecesi düzenlemişlerdi. Lokanta da Atatürk'le ilgili bir köşe hazırlanmıştı. Gece dans gösterisi yapıldıktan sonra sahne disko haline dönüştürülüyordu. O gün de öyle oldu. Fakat özel bir gün olması nedeniyle Türkçe parçalar çalıyorlardı. Grubumuzun ilk hareketli parçada oynamaya başlamasıyla müzik tarzı biraz daha değişti ve düğünlerimizde çalınan klasik oyun havaları çalınmaya başlandı. Grup sahile giden yolun ortasında göbek atıyordu. Sahnede de değil, yolda... Garsonlar ve çalışanlar Türklere hasret olduklarını söyleyerek bize katıldı. Turistler garip garip bakarak bizi izliyor, fotoğraflarımızı çekiyorlardı. Çok eğlenceliydi. Ben oynamadım. Beceremem öyle oyunları ama izlemek bile yeterdi. Daha sonra Gene bizim isteğimizle halay çekilecek bir parça çalınmaya başlandı ve sahnedeydik. Halay çekiyorduk. Bütün otel de bizi izliyordu.

Böyle bir grubu daha önce görmemişlerdir herhalde. Sonrasında sahneden indik, bara geçtik. Orda da durmamıştık. Çerkez olan yengem kendi yöresinin oyununu oynamaya başladı. Daha önceden anneme ve arkadaşlarına bu oyunu öğrettiğinden hemen onlar da yengeme katıldı ve beraber dans etmeye başladılar. Turistler bu kez izlemekle yetinmeyip onlara katıldılar. Onlar da bu yöresel oyunu öğrenmeye çalıştılar. Ve tabi ki tekrar tekrar fotoğraf ve videolarımızı çektişler.
Sanırım bizi animasyon ekibinin bir parçası zannettiler.

Tatilimizin özeti buydu aslında. Değişik bir olay yoktu başka. Yani her gittiğimiz yerde olay çıkarmamız, gittiğimiz yerin eğlence kaynağı(keyif yapmaya çalışanlar için belki de rahatsızlık kaynağı)olmamız, animasyon ekibiyle kanka olup onlara katılmamız, katıldığımız bütün oyunları kazanmamız dışında bir olay yoktu. Tabi bu kadar kalabalık bir grup olduğundan biz gençler kimseyle tanışıp rahat rahat eğlenemedik grup dışından. Çünkü otelin neresine gitseniz gruptan birileriyle karşılaşıyorduk. Neyse, bu o kadar da önemli değil sanırım. Sonuçta biz iyi vakit geçirdik. Tabi eğer 18 kişi gitmesek sıkıntıdan patlardık o başka...

Bir de, Parasailing yaptık. Çok güzel bir şey o yükseklikten ayağınızın altında bir şey olmadan uçmak. Gruptan bazıları caretta carettalardan gördüklerini söyleseler de ben göremedim. Bu eksik kaldı sanırım. Ama hiç de korkulacak bir şey değilmiş bunu öğrendim. Ne havalandığınızı ne de indiğinizi hissetmiyorsunuz. Sanki siz sabitmişsiniz fakat görüntü değişiyormuş gibi bir his. Hızı falan hiç hissetmiyorsunuz. Tabi sakin bir havada yaparsanız... Rüzgarlı havada paraşütlerin kontrolü zor olduğundan gemi zorlanıyormuş ve daha tehlikeli oluyormuş. Bu tatilin en önemli olayı buydu sanırım...

 
Toplam blog
: 15
: 601
Kayıt tarihi
: 07.05.07
 
 

Orta derece elektro gitar çalan, müzik aşığı, müzik dışında resim, fotoğraf gibi hobilerle ilgilenen..