Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Nisan '17

 
Kategori
Dilbilim
 

Tatlı dillim

Bıraksaydı soytarı zadeler bülbül gibi şakıyorduk şimdi. Eşeğin ağzına gem vur bakalım aiai diyebilir mi? Literatüre taptılar, bizi alfabe yaptılar. Ağzımı açıyorum a, kapatıyorum b. Söylediğimizi duymasaydık keşke. Başka türlü çıkıyor sözcükler ağzımızdan. Dil maşallah işkembeciye üç gün yeter. Ve dudaklar, çeke çeke zenci dudağına benzetti ablan. Takma diş, reflü boğaz, mağara gibi damak… Ses bir yerlerde kalıyor, gelmiyor kardeşim! Çıksın diye arkadan ittirelim mi yani.

Kaşgarlı Kubilik “Dilimizin içine ettiler” demiş. Şeylerine sağlık! İnsan yaşadığı gibi konuşur. Ahmet hoşuma gitmiyo, ehmeeettt de demek istiyom. Ahmet göbek adım, ehmet de bebek adım olsun. Düzgün konuşan insanlar ne kadar sıkıcı değil mi? Konuşmanın kuralı mı olurmuş. Alfabeye göre konuşmayacak, konuşmaya göre alfabe yapacaksın. Dert etme sen, çözeriz. Manitam miyav miyav derse ben de ona hav hav derim, kedi köpek misali anlaşırız evvel Allah.

Dilimizin sorunları, hacı cavcav torunları… Ben de diyorum ki niye anlaşamıyoruz? Anlaşamazsın tabii. Üç tane cümle, beş tane kelime, çevir çevir söyle. Her nesnenin birden fazla anlamı, söylenişi olacağına biz birçok kelimeyle aynı şeyi anlatmaya çalışıyoruz. Yüzmeye gidiyorum diyorum, adam bana bıçak veriyo. Naspın aslı çoban, koyun keseceğimi sanmış. Ne bilir kumu, kumsalı.  İyi ki alfabemizde 29 harf var; 19 olsaydı kekeme kursuna giderdik hahahahaha!

Her şeyi anlatamadığınız bir dil, dil değildir; Türkçe ile biz her şeyi anlatamıyoruz. Acem, Arap, Frenk, Yanki filam olmasa dilimiz kim bilir nolurdu. “Sabah” Arap, “Akşam” acem;  “gece” bizimdir inşallah. Kaç bin kelime, geçmiş dilime. Çıkartsak lügatten kel kalacak Kubilik. Selamın adı bin yıldır merhaba. Koysaydın bari yanına İnek Şaban’dan “hello papa!”

“Gençler dil kurallarının dışında konuşuyor” Demek ki grameriniz yetmemiş. TDK’nin sözlüğünde 111 bin kelime varmış; 14 bini ondan bundan alınmış. Bak şimdi adamın arkasına bir şey koyacağız. “Arkana koyum, geri tarafına koyum, arka tarafında bir yere koyum…” Hepsi argo ve çok ayıp. 111 bin kelimeyle bir küçük ifadeyi utanmadan ve utandırmadan anlatamıyoruz. Türkçe olimpiyatlarına katılanlara bu rezilliği anlattınız mı? Bizler utanmadan, yüzümüz kızarmadan konuşmak istiyoruz. Dilimizde çirkinlik ve müstehcenlik ifade eden şeyleri mevcudun dışında başka türlü anlatabileceğimiz sözcükler üretilebilirdi.

İnsanlar birbirleriyle anlaşabiliyorlarsa nasıl konuştukları sizi ilgilendirmez. Gençliğin TDK arşivlerine bakması yerine bizlerin gençliği izlememiz daha uygun olur. Aslolan yaşayan dildir. Bilemiyorum neden ama düzgün konuşan insanları sevmiyorum. Acemilik o kadar tatlı ki. Yarım Türkçe, yarım İngilizce… Kelimeleri doğru söyleyeceğiz diye sesimizi kısıyoruz, duygu kayboluyor. Beyler nehirler ne yana akıyorsa o yana akacak. Dil kurallarına uyalım diye insanlar davranışını değiştiremezler. Ortaya yeni bir dil çıkıyorsa bu, ülkemizin kazancı olur. Merak etmeyin biz anlaşırız. Ortada ineklik bir durum varsa “oha oluyorum yani” deriz. İnekler anlıyor da siz niye anlamıyorsunuz? Sizi mi takip edeceğiz yoksa Atatürk’ün cumhuriyeti emanet ettiği gençliği mi?

 

 
Toplam blog
: 6332
: 653
Kayıt tarihi
: 21.09.08
 
 

Sadece sayfalarda kalan yazılar şaheser olsalar bile önemsiz ve anlamsızdır. İnsanlara ulaşan ve ..