Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Temmuz '12

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Tatmin olmadığınız işte çalışmayın!

Tatmin olmadığınız işte çalışmayın!
 

En büyük hatam, bana uymayan, yeteneklerimi kullanmama olanak vermeyen, benden yeterince yararlanmayan ve tatmin olmadan hatta çok büyük sıkıntı ve streslerle gidip geldiğim uluslararası şirkette 15 sene kalmaktı. Dördüncü senede çıkmalıydım, ya da geçtiğim ikinci bölümde de yapacaklarımı yaptığım ve sıkılmaya başladığım yedinci sekinci senede ayrılmalıydım oradan. 

1,5 senedir hiç bir iş yapmıyorum. 

Bir aydır da sürekli evdeyim. Bazı günler hiç çıkmıyorum, bazense civarda yarım saatlik bir yürüyüş. Adam gibi yürüyüş de yapılamıyor ki! Kaldırımlar, yaya geçitleri park etmiş arabalarla dolu. Bunlara sinirlenmekten yürüyüşün ruhsal bir faydası olamıyor. Fahri müfettişliğe başvurup bunlara ceza yazacağım! 

Aslında her gün çıkıp yürümem gerek. Tüm doktorlarımın söylediği bu. Kemik erimesi, kanser, depresyon, kilo, insülin direnci.. herşey için yürümek gerekiyor.. 

Bir ay öncesine kadar hergün bir randevum ya da kursum oluyordu, çıkıyordum. Şimdi hepsi bitti. Fizik tedavi (işe de yaramadı), ses terapisi (gırtlaktaki spazm için! Evet böyle birşey de var!), sinema kursu, edebiyat grubu toplantısı, yoga... 

Kızım da artk büyüdü ve ülke dışında. Ben de --ilk defa denebilir-- hiç bir tatil planı yapmadan tek başıma İstanbul sıcağına ve rutubetinde oturuyorum. 25 senedir sevemedim bu şehrin iklimini. Kuru hava severim Ankara'daki gibi... Ankara da artık Ankara değil... Mahvedilmiş... 

Tek yaptığım kitap okumak ve film izlemek... ve kısa yürüyüler, migros. Bu. Bu kadar. 

Ortaokul ve lise yıllarının o bitmeyen yaz tatillerinde de tek yaptığım kitap okumaktı. Tamam severdim okumayı, ama yetersiz arkadaşlık, yetersiz sosyallik bunaltırdı. Kişilik oluşumunda hiç iyi değil bunlar.  Kitaba ara verdiğimde evde dolanır, balkondan sağa sola bakar, sonra mecburen yine okurdum. Ne kadar da sıkıcıydı!!! Evde hiç neşeli, gülünen, sıcak bir ortam, sohbet olmazdı! :( 

Elli yaşını geçtim, hala tek başıma kitap okuyorum... Bu nasıl bir kader! 

Sürekli "25 senedir çalışıyorum","30 senedir çalışıyorum..." diyerek sanki kendimi acındırmaya çalışırdım! Şimdi anlıyorum, halimi anlamayan, sevgi, anlayış, sıcaklık göstermeyen annem ve kardeşim içindi bu laflar...:( 

Demeseydim! Şimdi işim yok. Zaten yaptıklarım beni açmayan şeylerdi. Hep zorla, zoraki yaptım.  Zevk aldığım aylar çok az olmuştur. Son tam zamanlı ve bir sene süren işimde de ilk 6 ay çok güzeldi, tatminkardı,  ama sonra bir mobbing başladı! Başa gelen kişi benden hoşlanmadı, ben de onun ukalalıklarından, kabalıklarından. O zaman "mobbing"i pek duymamıştım ve ne olduğunu bilmiyordum. Oradan ayrıldıktan bir süre sonra öğrendim. Ve anladım ki bana uygulanan "mobbing" imiş! 

En büyük hatam, bana uymayan, yeteneklerimi kullanmama olanak vermeyen, benden yeterince yararlanmayan ve tatmin olmadan hatta çok büyük sıkıntı ve streslerle gidip geldiğim uluslararası şirkette 15 sene kalmaktı. Dördüncü senede çıkmalıydım, ya da geçtiğim ikinci bölümde de yapacaklarımı yaptığım ve sıkılmaya başladığım yedinci sekinci senede ayrılmalıydım oradan.

Nasıl bir kendine güvensizlikti allahım! Ne saçma, ne kadar anlamsız... Şimdi bakıyorum, bölüm arkadaşlarım nerelerde!... Çok iyi bir üniversitenin çok iyi bir bölümünden dereceyle mezunum.  Arkadaşlarım, bölümdaşlarım ya büyük şirketlerde müdür, direktör, ya da kendi şirketlerinin başındalar... Nasıl ama nasıl pişman ve üzgünüm. Mesleğimi tatminkar bir şekilde yapamadım, sonra da onu terkedip başka yollara saptım. 

Yaptıkları işlerden tatmin olanlar, emekli olduklarında mutlu, mesut oluyorlar, pişmanlıkları olmuyor. Ben tatmin olamadan çalıştım ve şimdi elli yaşında iş hayatım dolayısıyla  hayıflanmalar içindeyim.  Gelişmiş ülkelerin tersine ülkemizde, iş bulmanın, çalışmanın imkansız olduğu yaş! Pek çok alanda uzmanlığa, sayısız bilgi ve deneyime sahip olunmasına rağmen. 

Şimdi, akşam akşam bu iş konusunu kafama takmam iyice bunalttı beni. Diyeceğim o ki, bunaldığınız işte zoraki çalışmayın. Kendinize güvenin. Güvenmemek için hiç bir sebep yok. Güvenin, size daha uygun iş arayın. Günde en az 8-10 saatinizi size stres yükleyen, hasta eden bir yerde harcamayın.

 
Toplam blog
: 17
: 1233
Kayıt tarihi
: 09.09.07
 
 

2011 Şubat'tan beri çalışmıyorum. 30 sene çalıştım. Üniversitede, özel sektörde, serbest olarak....