Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Mayıs '07

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Tavanda bezelyeli tavuk

Tavanda bezelyeli tavuk
 

Kurşun kaleme saplanmış koca bir elmayım bugün. Koca kafa zayıf vücut. Taşımaya dermanım yok kafamı. Taşımıyorum ben de. Bırakıyorum düşsün. Düşüp yuvarlansın benden uzağa bugün. Kafamı istemiyorum.
Hem ruhum hem bedenim hasta. Komple hastayım anlayacağınız. Ne diyor Burak Kut o şarkıda sahi. Komple komple birşey... çözemedim. Kulağıma sokuşturup duruyor yandaki kasetçi kaç gündür. Komple komple...
Vücut dağılmış, ruh saçılmış durumda. Ne cümleleri ne de kafam dediğim şu koca balkabağını toparlayasım var. Bıraktım dağınık kalsın.
Cadı çayı yaptım koca bir sürahiye. Koskocaman bir de sarı fincanım var. Doldurup doldurup içiyorum. Rakı içer gibi de efkarlanıyorum üstelik. Burnumu çeke çeke... Bir yarenim olsa yanımda kadeh tokuşturasım var. Yaren yok. Duvarlara kafa sallıyorum efkarla. Sarı fincanımı kaldırıyorum gölgelere. Aklım ablamda, Yeşo'da... Ateşim 38 buçuk. Ben işe geldim. Evde otursam kafayı yiyorum. Olmuyor. Ne zaman hasta olsam duygu salya sümük had safhada ifraazat. Reklamlara ağlıyorum. Yok bu fazla kaçtı bu sefer. Bir yerden tutup kaldırmak lazım.
Cadı çayı ve tarçın kokusu... Tutunulur mu. Evet, tutunulur tabii. Ne garip kelime "tutunulur". Yanlış mı yazıyorum yoksa. Q klavye. Alışamadım gitti. Ateş bir acayip yapıyor insanı. Özellikle beni. Gözyaşlarım hazırda bekliyor. Üstüste üç defa hapşırsam şaldır foş... Hıçkıra hıçkıra ağlamaya başlıyorum. Sinir zaafiyeti herhalde. Kimbilir.
Şimdi İzmir'de olsam çantamı kapıp Kemeraltı'na giderdim. Çuha Bedesteni'nin hemen arkasında kömürde kahve yapan bir yer var. Oraya gider saman yastıklara dayanırdım. Bir de kahve söylerdim yandan çarklı. Sevmem kahveyi ama olsun. Bir ayin tadı var kahve içmekte. Sağaltıcı bir seramoni. Bir çeşit terapi.
Yelkenleri suya bırakmış dalgalanıp duruyorum bu gün. Ezginin Günlüğü'nün şarıkısı geliyor böyle günlarde aklıma "aah küçücük gemii/sulara saldın şimdi kendini /delisin...
Patlıcan dolması yapmak istiyor canım. Bir arkadaşım vardı ziraat mühendisi. Ne zaman Aydın'a gitse bana iki üç dizi kuru patlıcan getirirdi. Son diziyi üç ay önce pişirdim. Arkadaşım İzmir'de kaldı. Bana kuru patlıcan getiren yok artık. Üstelik pişirince ikram edecek arkadaşım da yok buralarda. Tek başına yiyince patlıcan dolmasının tadı çıkmaz ki.
Önümde bir mendil yığın oluştu. Bu kadar sıvı vücudumun neresinde oluşuyor yahu. Beynim eriyip burnumdan mı akıyor yoksa... Yanaklarım al al. Komik oluyorum ben hasta olunca. Gözlerim şişmiş ve kızarmış. Burnum kırmızı, yanaklar kırmızı. Dedim ya elma gibiyim bu gün. En kırmızısından hem de.
Yıllar önceydi. Yine böyle hastaydım. Bütün aksilikler üstüste gelir ya böyle günlerde. İstanbul'dan arkadaşım aradı geliyoruz diye. Dolapta bir tavuk var bir de konserve bezelye. Hareket edecek halim yok. Ben de annemden kalma emektar düdüklü tencereye koydum tavuğu bir güzel, yanına da bezelye. Gidip yattım tabi. Hastayım halim yok. Uyumuşum. Bir gümlemeyle uynadım ki kendime gelmem on dakika süsmüştür kesin. Korka korka mutfağa gittim. Sen benim düdüklü tencere kapağı fırlatıp patla. Patlamış patlamasına ama yemek ortada yok. Ocağın altına sağa sola baktım. Bezelyeler saçılmış tavuk kayıp. Yapacak bir şey yok tabi. Çırpıştırdım birşeyler doyurdum arkadaşlarımı. Yemek bitti beraber bulaşık yıkıyoruz mutfakta. Üst kattakilerin küçük oğlu tam tepemizde zıplamakta. Arkadaşım başını kaldırıp sinirli sinirli tavana baktı. Baktı ve kahkahayı bastı. Benim tavuk tavanda. Yanında bezelyeleriyle beraber bacaklarını açmış resim misali yapışmış duruyor tavanda. Dizlerimin bağı çözüldü oturuverdim yere. Hem güldüm hem ağladım. Arkadaşımın kocası bir merdiven bulup indirdi benim tavuğu tavandan. Ben evi boyatana kadar izi kaldı bezelyelerin ve tavuğun tavanda. Hala bana gelecekleri zaman şakasını yaparlar. "Tavanda bezelyeli tavuk isteriz yemeğe haa"
 
Toplam blog
: 79
: 1562
Kayıt tarihi
: 24.07.06
 
 

1972 yılıydı. Doğdum. Evde hep kitap okuyan iki kişi vardı. Büyüdüm, okullar okudum. Birşey öğrenmed..