- Kategori
- Güncel
- Okunma Sayısı
- 880
Taviz (Ödün) yok...

Ben…
İbrahim PEKBAY, Allah’ın varlığına ve birliğine, Hz. Muhammed’in O’nun elçisi olduğuna, Meleklerine, kitaplarına, hayır ve şerrin Allah’tan geldiğine ve öldükten sonra tekrar dirileceğime İMAN ediyorum…
Kelime-i Şahadet getiriyorum. Namazımı kılmaya çalışıyorum. Hem kalp ameliyatı ve hem de şeker hastası olduğum için 1994 yılından bu yana, ilkokul çağlarından beri tuttuğum ve hiç aksatmadığım orucumu tutamıyorum. Oruç tutamadığım günler için de hiç kimseye bir bedel ödemiyorum, çünkü ancak geçimimi sağlayabiliyorum. Zekât vermiyorum, çünkü zekâtını vereceğim mal varlığım yok. Hacca gidemiyorum, çünkü hem sağlığım hem de maddi imkânlarım bu görevi yerine getirmeme engel.
Sarık takmıyor ve ucunu da omzumdan aşağı sallandırmıyorum. Cübbe ve şalvar giymiyorum, sakal uzatmıyorum. Ayağımda mes-lastik filan yok, normal iskarpin giyiyorum. Saçlarım uzun (Zaten yok ya) değil, küpe filan da takmıyorum. Giydiğim gömleklerin yakası “Hâkim yaka” değil, klasik gömlek.
İnsanlara saygı ve sevgide kusur etmiyorum. Herkesle muhabbet etmeyi seviyorum. Güçsüzlere merhamette kusur etmiyorum. İnsanlarla ve toplumla olan her türlü ilişkilerimde adaletli davranmaya özen gösteriyorum.
Yaklaşık 40 yıldan bu yana Kuran’ın Türkçe mealini (Arapçasını biraz zorlanarak da olsa) okuyorum. Güvenilir kaynakların “İslamiyet” hakkındaki yayınları takip ediyorum. Öğrenmeye ve anlamaya çalışıyorum.
Her hangi bir tarikata bağlı değilim ve (Çok sevdiğim Kurtuluş ağabeyime ‘Şeyhim’ deme dışında) şeyhim de yok. Gerçi beni seven bazı dostlarım bana da “Şeyhim” derler ama sevgi göstergesidir bu söz.
İnsanların “İnandıkları” gibi yaşamalarından dolayı onları “Kınamıyor” ve “Müslüman” olup olmadıkları ile ilgilenmiyorum.
Ülkeme ve milletime bağlıyım. Devletimin laik, demokratik ve sosyal hukuk devleti düzeninde olmasının “Tarafı” olmaktan gurur duyuyorum.
Devlet şeklimin, anayasanın ilk üç maddesinde belirtilen kurallarını ve “Başlangıç” bölümündeki “anlayış”ı savunuyorum. Atatürk’ün Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni kurduktan sonra, devletin şeklini ve geleceğini aydınlattığına inandığım “devrim” yasalarını onaylıyorum ve uygulanması için çaba sarf ediyorum.
Bütün bu nedenlerle birlikte, ülkemde “Şeriat” düzeni ve ne olduğu belirsiz olan “Ilık” İslamiyet şeklini istemiyorum.
Diğer taraftan, İnancım olan İslamiyet’in içine “Hurafe” uygulamalarını ve olmayan kuralların tıkıştırılmasına ve var gibi gösterilmesine, çarpıtılmasına da karşıyım. Bu nedenledir ki, en doğru bilgi kaynağının “Kuran” olduğuna inanıyor ve ona sarılıyorum.
Ben şimdi bütün bu düşünceler ile “Müslüman” mı değilim, yoksa “Kötü” bir Müslüman mıyım?
Kaldı ki benim neye ve nasıl inandığım da kimseyi ilgilendirmemesine, kimin neye ve nasıl inandığı da beni ilgilendirmemesine rağmen…
Ama konu “Devletim” ve “Milletimin” geleceği ile ilgili olduğu zaman beni her şey ilgilendiriyor, bu ülke toprakları üstünde “Vatandaş” sıfatı ile yaşayan herkesi de aynı şekilde ilgilendirmeli.
Ve ben “İşime” bakıyorum… İşimin bir parçası da üzerinde yaşadığım varan topraklarını savunmak ve milletimin geleceğinin “Aydınlık” olması için çalışmak.
Taviz (Ödün) yok…
27 EYLÜL 2007
Önerilerine Ekle Beğendiğiniz blogları önerin, herkes okusun.

Sayın İbrahim bey, umut ediyorum ki yazdıklarınızla bütünleşen hayatınızın akışı son gelişmeler karşısında değişime uğramaz veya sıkıntıya düşürmez sizi ve sizin gibi yaşam tarzı olan bizleri... Son gelişmelerle biz bayanların biraz daha sıkıntıya düşeceklerini sanıyorum ve endişe ediyorum...Elinize sağlık yazınız pek güzel olmuş saygılarımla...
Niliş 30.01.2008 18:08- Cevap :
- Sayın "Niliş" kardeşim... Sıkıntıya uğrmamak, insanları birlik ve bütünlük içinde tutmak için gereği ne ise, onu yapacağız. Hem de hep beraber. Sonrasının "Takdiri" bize ait değil. Yorumunuz için teşekkür ederim. Saygılarımla... İBRAHİM PEKBAY 30.01.2008 21:20
bu ve daha önce okuduğum diğer güzel yazılarınız için teşekkürler.ben ve benim gibi düşünenlere tercüman olmuşşunuz, elinize dilinize sağlık.
nurten san 17.10.2007 16:15- Cevap :
- Sayın Nurten SAN... Çok teşekkür ediyorum yorumunuz için. Saygılarımla... İBRAHİM PEKBAY 17.10.2007 19:54
İbrahim Bey, Yazınızda bir durumu tesbit etmişsiniz. Açık yürekli, özgüvenle yazmışsınız. Diğer yorumcular gibi ben de kutlarım. Ancak önemli bir eksik var; geleceğe ilişkin bir değerlendirmeniz yok. Dürüst biri olarak şunları yanıtlayınız; gelecek elli yılda petrol para ile ya da maddi bir bedelle satınalınamayacak ve vazgeçilemeyecek bir gerçek haline geldiğinde, kendini ve topraklarını savunma gücünden yoksun/yoksun bırakılmış, başka topraklarda yaşayanları; sözgelimi 1 milyonunu öldürmeyi, topraklarını, petrollerini, madenlerini, sularını zorla ellerinden almayı kendinize hak görecek misiniz? İçinde yaşadığınız ülkenin böyle davranmasını onaylayacak mısınız? Bugün bunu yapanlara, yapanlara yardım edenlere karşı çıktığınızı duymak istiyoruz. İnanmak, iyi bir kul olmak yetmez, emperyalizme karşı durmak gerekir... Yedinciperon
yedinciperon 04.10.2007 12:02- Cevap :
- Sayın "YEDİCİ PERON"... Sorunuzu çok iyi anladım ama "Şıp" diye cevap vermeyeyim isterseniz. Bu suretle bana bir Blog konusu daha vermiş oldunuz. Orada cevabını yazayım. Lütfen beni "Sürekli okduğunuz" bölümüne kayda alınız va takip ediniz. Yorumunuz için teşekkür ederim. Saygı ve sevgilerimle... İBRAHİM PEKBAY 04.10.2007 16:40
Bu ne güzel bir yazı böyle. Hele sonunu muhteşem bağlamışsınız. Sevgiler, saygılar efendim.
Nilgün Akad 04.10.2007 1:41- Cevap :
- Sayın Nilgün AKAD... Teşekkür ederim yorumunuz ile katkı ve destek verdiğiniz için... Saygılarımla... İBRAHİM PEKBAY 04.10.2007 11:46