Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

perihan reyhan ALKAN

http://blog.milliyet.com.tr/pra

15 Ocak '10

 
Kategori
Güncel
 

Tavşana kaç,tazıya tut!!!

Tavşana kaç,tazıya tut!!!
 

Aynen bu yapılmakta olan. Sigara yasağının bu denli sert ve ısrarla ve de her dakika dile getirilerek ele alınması ne denli doğru? Biliyoruz ki bir şeyi ne kadar yasaklarsak o denli ilgi uyandırırız! Sürekli sigara lafı edilmesi ekranlarda, hiç aklımda yokken bile aklıma gelmesine sebep olup bırakma mücadelemi sekteye uğratıyor doğrusu.

Her uygulama gibi bu konuda da hiçbir alt yapı detay düşünülmeksizin, paldır küldür yaptırım uygulanmaya kalkılıyor ki ne denli başarılı olunabilecek bilemiyorum. Gördük bu güne dekki uygulamaları; bir restoran, bir cafe, bir pastahaneye gidiyorsunuz, yarısı sigara içilen, yarısı içilmeyen kısım. İçilen taraftaki duman içilmeyen tarafa da yayılıyor. Ne değişiyordu?

Şimdi tümden yasaklandı kapalı mekânda ve mekân sahipleri önemli ölçüde gelir kaybına uğradı, içmeyenlere gün doğarken, içenler, ya kapı önlerinde, alelusul yeterli keyfi almaksızın içmekte, ya da benim gibi hiç gitmemekte.

İçmeyen için kolay konuşmak. İçene alışkanlık olmuş, bağımlılığı had safhada biri, her ne kadar saygı da duysa içmeyene, yanlışlığını bilse de elinde değil, dayanma gücü bir yerde tıkanıyor. Örneğin ben, oğlumla sıklıkla dışarıda yemek yemeyi seviyordum, biraz ben, biraz o fedakârlık ederek sıradan bir yerde alelacele yiyerek sorunu çözüyorduk bir nebze. Çünkü oğlum sigara kullanmıyor ve de nefret ediyor kokusundan. Ama bir gece fasıl dinlemeye gitmişiz; ikimiz de Türk Sanat Müziği hayranıyız, hatta bazı tanıdık yerlerde güzel ud çalıyor oluşu nedeniyle oğlumdan da rica ediliyor bir iki parça icra etmesi. Sevdiğim şarkı oğlumun ellerinde, önümde en sevdiğim balığın ızgarası, buz gibi rakım girmiş koluna, birlikte en çapkın işmarını sayhalayarak göz kırpıyorlar bana ve ben onlara paydaş edeceğim sigaraya hayır demek için, son derece zor ve büyük bir mücadele veriyorum. Rakı öksüz, balık öksüz, şarkılar öksüz kalıyor, ben ise aynı zamanda yetim de sanki!

Güzelim gece, güzelim ortam rezil oluyor gözümde. Tahammülün tıkandığı noktada ilk nefesi çekişimle de oğlumun ıstırabı başlıyor, ardından da söylenmesi… Aynı anda aynı keyfi, hazzı yaşayamıyoruz, paylaşamıyoruz o tadı. Farklı farklı şekillerde ikimiz de işkence keyif sarmalı bir gece yaşıyoruz. İşin bu yanını nasıl çözeriz bilmem? Tek sevincim oğlumun içmiyor oluşu, ama az da mücadele vermedim başlamaması için. İçme demedim, yasaklamadım, ama anlattım, bunalıp başlasam mı ikilemlerinde çok gayret sarf ettim bulunduğu ruhsalı bertaraf etmek adına, çok da destek oldum, yalvardım da dönüşü zor diye.

Tamam, yasak ve yaptırımlar bu defa daha tutarlı ve güçlü. Peki, raflarda her gün bir yenisi, her gün daha bir albenilisi dizilen sigaralar nesi?

Adamın açlıktan gözü dönmüş, midesi gurulduyor, önüne dizi dizi yemekleri sıralıyor, ardından da sıkı yasaklar, yaptırımlar koyup yemesini engelliyorsunuz. Siz üretiyorsunuz yasakladığınızı, üretilmesi ya da ithaline izin veriyorsunuz. Üstelik iyi de bir vergi geliriniz var bundan, başınız sıkıştıkça da ilk aklınıza gelenlerden biri, zamlandırmak adına, hem de bu defa öyle böyle değil, üretici daha insaflı olduğundan, fiyat indirdi diye bir de tehdit ediyorsunuz adamları!

Ben bu işin mantığını da, ne yapmaya çalışıldığını da anlamadım. Bunun altında da bir bit yeniği, bir şeylere hizmet arıyorum, ama henüz bulamadım. Yoksa yasaklar ilgi çeker gerçeğinden hareketle, satışları mı arttırmak acaba amaç çaktırmadan? Ya da, içki gibi sigarayı da ruhsata bağlamanın temelleri mi atılıyor ki bir de ruhsatlarla gelir temin adına?!

Çünkü tavşana kaç, tazıya tut durumu bu sergilenen aynen!

 
Toplam blog
: 290
: 553
Kayıt tarihi
: 11.03.08
 
 

İlk ve orta öğrenimimi Gölcük/ Kocaeli, lise ve üniversite öğrenimimi Ankarada gördüm. İlk okuldan..