Tayland gezi notlarım 2

Bangkok’ta ilk akşam yemeğimizi Sea Food Restaurant’ta yedik. Burası en büyük deniz ürünleri lokantası. İstediğiniz balığı, sebzeyi, meyveyi kendiniz seçiyorsunuz. Market alışverişi yapar gibi kasaya gidip ödüyorsunuz. Pişirme işlemini onlar yapıyor. Siz nasıl isterseniz öyle pişiriyorlar. tabii pişirmek için de para alıyorlar. Bu alışverişi yapmadan hazır pişmiş olarak yemek yeme imkanınız da var. Dört kişilik yemeğimiz 2500 baht tuttu ( 125 TL). Lokanta usulü sipariş vererek yemek yiyen arkadaşların hesabı daha ucuzdu. Tercih sizin..

Yemekten sonra açık pazarı gezdik. Tayland pazarlarıyla ünlü. Yalnız buralarda alışveriş yaparken pazarlık yapmayı unutmayın. Almak istediğiniz şeyin fiyatını yarıya veya dörtte birine indirebilirsiniz.

Programda ertesi günümüzde şehir turu ve tapınaklar vardı. Tayland’da biliyorsunuz ki yaygın olan din Budizm. Sayısız budist tapınakları var fakat biz belli başlılarını gezdik. Burada dinlerine saygı göstermeniz çok önemli. Kılık kıyafetiniz tapınağa girmeye uygun olmalı. Kısa şortlu veya omuzlarınız açık şekilde tapınağa girmenize izin vermiyorlar. Üstünüze bir şeylerle örtmelisiniz.

Tapınakları da gezdikten sonra turdaki arkadaşlarla anlaşarak Kanal turuna gittik. (Tur programında bu tür ekstralar çok pahalı. Arada abartılı bir fiyat farkı var. Bu yüzden bazı turlara, arkadaşlarla kendimiz gittik.) Kanal turuna pazarlıkla kişi başı 730 baht verdik. 800’den ancak 730’a indirebildik. Müthiş bir gezi oldu bizim için. Tayland’a gidenler mutlaka ama mutlaka kanal turu yapmalı. Çok ilginç, çok değişik manzaralarla karşılaşacaksınız. Kanalların üzerine kurulmuş derme çatma evler göreceksiniz ve burada insan nasıl yaşar ki diye merak edeceksiniz. Fakat aynı yerde zenginlerin lüks villalarını da göreceksiniz. Tayland’da zengin semti fakir semti diye bir ayırım yok. Zenginler de yoksullarda bir arada yaşıyor.

Kanal turumuz iki saat sürdü. River City son durağımız. Buradan taksi ile otelimize döndük. Taksiye de pazarlık yaparak bindik ve 100 bahta anlaştık. ( Kişi başı 20 baht yani 1 TL)

Akşam ise; önce yemeğimizi yedik. Kendimize pizzacı bulduk. Yine bir akşam pazarı olan Sualnum’a gittik. Herkes Türkiye’deki eş dost arkadaşlarına bir şeyler almak istiyordu tabii ki..

Sonra da… Bangkok geceleri.. Tayland’da gece hayatı çok canlı, çok eğlenceli.. Çok güzel gece klupleri, barlar var.Fiyatlar Türkiye’dekine göre gayet ucuz..

Bir klubün girişi 600 baht idi ( 30 TL ). İki içki dahil. Bir diğerinin girişi ise 300 baht idi. Bazı gece klupleri ise hiç giriş ücreti almıyor. Bangkok’ta benim en çok eğlendiğim klup ise Ambassador oldu. Canlı müzik var. Çok iyi bir grup çıkıyor ve rock söylüyorlar. Aslında gece boyunca her zevke hitap eden müzikler çaldılar ama ağırlık rock müzikteydi. Grubun sesi de sahne şovu da çok iyi. Gece boyunca “bu çocukları Türkiye’ye götürsek olmaz mı?” dedim. Ambassador’da giriş ücreti yok. Bilmek isteyenler için belirteyim.

Bir sonraki günümüz..

Sabah saat 8..00’da Yüzen Çarşı’ya gitmek için kalktık. Çarşı öğlen olunca kapanıyor bu yüzden de erkenden gitmek gerekiyor. Buraya rehberimizle gittik. Uzak bir yer çünkü. Yolculuk 1-1, 5 saat sürdü. Bangkok yağmurluydu ama burada yağmur yok.

Kanallar Kral Rama 4 zamanında yapılmış. Ulaşım amaçlı kullanılıyor, tabii turizme de hizmet etmiş oluyor.

Yüzen çarşıya giderken yol üstünde hindistan cevizi çiftliğine uğradık. Hindistan cevizinin şekerinin nasıl yapıldığını filan izledik.

Sonra da, yüzen çarşı kanal turumuza başladık. James Bond’un bindiği teknelerle çarşıya vardık. Heyecanlı bir yolculuktu. Alışverişimizi yaptık, bol bol fotoğraf çektik.

Dönüş yolumuzda ise, tik ağacından mobilyaların yapıldığı ve satıldığı bir yere uğradık. Bu mobilyalar tam bir sanat eseri. Tik ağacı yalnızca Güney Doğu Asya’da yetişiyor. Değerli bir ağaç. Mobilyası da çok kıymetli.

Buradan ayrıldık. Sırada yılan şov. Heyecan verici çok tehlikeli bir gösteriydi.

Sonra da yolda uyuya uyuya otelimize döndük. Çünkü bir önceki akşamın uykusuzluğunu üzerimizden atamamıştık. İsteyen arkadaşlar masaj yaptırdılar. Tayland masajı çok ünlü.

Bir sonraki yazımda Pattaya’yı anlatacağım..