Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Mart '14

 
Kategori
İlişkiler
 

Taytlı kadının tasmalı kedisi

Taytlı kadının tasmalı kedisi
 

Koruduğunu zannederken, eziyet eder bazen insan... Kimi zaman sevdiğine, kimi zaman da yavru bir kediye...


Birkaç gün önce, Maltepe'de saha taraması yapıyordum. Ya da daha genel bir ifadeyle, müşteri görüşmeleri... Bildiğin çat kapı ziyaretleri...

Ve girdiğim bir pimapenci atolyesinde rastladığım manzara, anlık bir travma yaşatıyor beynime... Düşüncem, gördüğünü reddediyor. Aklım firarda...

Bembeyaz, en fazla 4 - 5 aylık olduğunu düşündüğüm bir yavru kedi... Boynundaki pire tasmasına tutturulmuş elektrik kablosunun taş çatlasın 1,5 - 2 metrelik uzantısıyla kapı önündeki demir yığınlarına bağlanmış... Yaradılışı gereği yaptığı her ani harekette, boynundaki ip, bedenine daha çok dolanıyor. İki de bir hareketsiz kalan kedi, çaresiz bu duruma alışmış... Ne bi hırçınlık, ne bi isyan... Kediliğini bile unutur birkaç aya kalmaz...

İçerde oturmuş, müşterisiyle sohbet eden, 1.55 - 1.60 boylarındaki ufacık kadın; o toz toprak içindeki atölyeyle tam ters bir görüntü içinde... Üzerine giydiği krem rengi daracık tayt, kadını çok seksi gösteriyor. Bir süre daha uzaktan davranışlarını gözlemlediğim taytlı kadın; histerik kişiliğini iş kadınlığıyla karıştırmış gibi...

İkisi de ayrı dünyaların canlısı... Taytlı kadın para kazanmaya, zavallı kedicik boynundaki ipten kurtulmaya çabalamakta... Kadın içeride atak üzerine atak yaparken müşterisine; zavallı kedicik umutusuz hamlerine yarım yarım devam etmekte...

Acaba diyordum içimden... Şu kediciği şuradan kaçırsam, içerdeki taytlı kadın peşime düşer mi? Düşse ne olacaktı ki? Onun 2 adımı, benim 1 adımım ederdi anca... O kadın kiiim, beni yakalamak kim!

İyi de... Kediyi o kadından kaçırıp kurtarsam; evde özgürce gezinen, oturma odamı kendi yuvası bellemiş Beneği nereye koyacağım? Aynı evde, aynı odada bir kediyle bir papağnı düşünmek akıl dışı... Hem de kediciği oradan kaçırmaktan çok daha fazla... Hoş... Benim de pek aklı başında bi halim yok ya!... Hadi neyse...

O kadına sorsam, eminim ki bana kedisini ne çok sevdiğini anlatacaktı... Belki de bir kedinin köpekler gibi boynunda bir tasmayla, ( hem de pire tasması; normal bir tasma da değil ) kapı önüne bağlanamayacağını akıl edememişti... Çalışan bir kadının, kedisinden ayrılmamasının tek yoluydu bu.

Ama işte o daracık taytlı, seksi kadın, bi de benim gibi bakabilseydi sergiledikleri görüntüye; o kediyi ya özgür bırakır ya da kendisinden daha iyi bakabilecek birine hediye ederdi herhalde... Çünkü kediciğin çaresizliği, o derece büyüktü.

İnsan davranışları çeşit çeşit... Herkes sevgisini bi başka türlü gösteriyor. Kimi, okşarken bile incitmekten korkarken kedisini; kimi, pire tasmasına bağladığı bir elektrik kablosuyla zaptediyordu kedisini...

Kedinin o dramatik  hali, kadının tam bir kontrol delisi olduğunu düşündürdü bana o an... Kontrol güdüsü öylesine güçlüydü ki kadının; bir kedinin boynuna elektrik kablosu bağlamakta bile bir mahsur görmüyordu... İşin garibi, kadın bu eziyeti, çok sevdiğini düşündüğüm kedisini korumak için yapıyordu...

Hayat ne tuhaf değil mi?

Kimi, hem kendine hem köpeğine tasma takma gereği bile duymayacak kadar güvenirken; kimi, bir kediyi pire tasmasına bağladığı elektrik kablosuna mahkum edebiliyordu; kontrol merakıyla, kendine güvensizliği yüzünden...

Kadının durumu, kedisinden çok daha acıklıydı aslında. Çünkü o yavrucuğa sevgi adına yaşattığı acı; inanılmazdı... Kadın kediyi çok seviyordu ama; sevginin nasıl gösterileceğinden haberi yoktu.

Hayvanlar da tıpkı insanlar gibi... Onların da anasından doğduğundan beri şanslı olanları var. Ve yaşadığı her güne sessiz, çaresiz, yılgın bir karamsarlıkla isyan edenleri de... Tıpkı taytlı kadının tasmalı kedisi gibi...

Hayatın en anlaşılmaz yanıdır bu. Adaletine insan aklı ermiyor! Gel de onu bi de o kedi yavrusuna anlat!

Hadiii! Denesene! Dene bakalım, anlatması o kadar kolay mı? Ben denedim... Hiç de değil...

İnsan aklıyla çözemediğin bir problemi, bir kedi yavrusuna havale etmek; akıl işi mi?

Sanmam. Peki ya sence?

Not: Yazıda kullanılan görsel internetten alınmıştır. 

 
Toplam blog
: 1349
: 1777
Kayıt tarihi
: 30.01.11
 
 

İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler veTanıtım, A.Ö.F. Adalet Yüksek Meslek ..