Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Ekim '13

 
Kategori
Siyaset
 

Tayyip Erdoğan, "cami" yıkabilir; Kemal Kılıçdaroğlu "cemevi" yıkabilir!!..

Tayyip Erdoğan, "cami" yıkabilir; Kemal Kılıçdaroğlu "cemevi" yıkabilir!!..
 

İşin aslı budur; Tayyip Erdoğan yol açmak için cami yıkabilir... Her fırsattan oy devşirmek isteyen muhafeti saymazsak, buna bu ülkede kimse de bir şey demez...

Çünkü herkes bilir ki, Tayyip Erdoğan yol açmak için bir cami yıkarsa, onun yerine, kendisinin de dediği gibi, daha iyisini yapar.

Amma ve lakin, aynı lafı Kemal Kılıçdaroğlu ederse, yer yerinden oynar... Kemal Bey de, Başbakan olup da yol açmak için bir cami yıkmaya kalkışsa cami'yi yıkmadan önce kendisi yıkılır... Neden?

Çünkü, bu ülkede herkes bilir ki, Sayın Kılıçdaroğlu'nun başında bulunduğu CHP'nin sicilinde "cami suçu" vardır. Nice camilerin vakıflarıyla beraber yerle yeksan edildiğinin kısa tarihçesidir CHP tek parti dönemi...

Hal böyle olunca Sayın Kılıçdaroğlu ne kadar iyi niyetle olursa olsun, bir cami duvarına kazma vurmaya kalkışırsa siyaseten başına balyozu yiyebilir.

Devam edelim;  Başbakan Erdoğan, yol açmak, köprü yapmak gibi halka hizmet uğruna önüne çıkan bir "cemevini" yıkarsa, bu defa tepki Başbakan Erdoğan'a olur... Neden?

Çünkü, burada da Alevi'lerin Başbakan Erdoğan'ın iyi niyetine inanmama sorunu vardır. Her ne kadar, en çok cemevi Tayyip Bey döneminde açılmış olsa da  Alevi bilinçaltındaki tepki derhal su yüzüne çıkar ve sanki Başbakan tüm cemevlerini yıkıyormuş gibi ortalık velveleye verilir.

Amma ve lakin aynı şeyi Kemal Bey yaparsa bu defa Aleviler onu anlayışla karşılayabilir... Derler ki, Kemal Bey, yol için, köprü için bir cemevini yıkıyorsa bunun daha iyisini yapacaktır...

"Cami yıkma" metaforu etrafındaki şu son tartışmalara bakınca, esas olanın yapılan iş ve icraat değil toplum kesimlerinin algısı olduğu gerçeği bir kere daha ortaya çıkıyor. Bu algılar,  tarihin süzgecinden geçe geçe katılaşmış  zihinsel "önyargılar" halinde bir kısım kafalarda hala durmaktadır.

Bugün, Alevilerin önemli bir bölümü, Sünni bir başbakanın kendileri için "iyi şeyler" yapamayacağına kesin bir kanaatle inanmış durumdalar... Bu yüzden, en çok cemevinin Erdoğan döneminde açılmasının, Alevi haklarının en çok bu dönemde gündeme gelmesinin ve Cemevlerinin giderlerinin de devlet elinden karşılanmasının Alevilerdeki Erdoğan algısına pek bir faydası olmayacaktır.

Burada bir parantezle, şu tezimi de tekrar edeyim: Alevilerin özellikle siyasallaşmış kesiminin Cemevlerinin ibadethane olması konusundaki istekleri yerine getirilse bile sonuç değişmeyecektir...Çünkü, mesele ibadet ya da ibadethane değil, ayrı ibadethane ile başlayan "ayrı din" kurma çabasıdır.

Önyargılar paslanmış çivi gibi, kolay kolay sökülmez, diyenler doğru söylüyorlar... Kişisel önyargılar gibi, toplumsal önyargılar da daha çok bastırılmış duyguların katılaşmasıyla oluşuyor...

Bütün bu gerçeklere rağmen, şu son yıllardaki demokratik açılımlar, bastırılmış duyguları su yüzüne çıkardığı için yaşanan  tartışmalar ne kadar kırıcı olsa da, aslında sağlık işaretidir... Madem ki, bastırılmış duygular su yüzüne çıkmaktadır, bunların çözümü, tedavisi veya hal çaresi de bulunacaktır.

Ben, ne Tayyip Erdoğan'ın ne Kemal Kılıçdaroğlu'nun ne de başka bir politikacının sebepsiz yere cami veya cemevi yıkmayacağına, Sünni, Alevi  herkesin inandığı bir toplumun uzak olmadığına inanıyorum.

Ya da Tayyip Erdoğan önemli bir hizmet uğruna cemevi yıktığında, Kemal Kılıçdaroğlu da cami yıktığında bunu anlayacak bir toplum olacağımıza inanıyorum... Önemli olan Yunus'un dediği gibi "gönül yıkmamak"tır... Yıkılan camiler yapılır ama gönüller yapılmaz...

Bu ülkede gerçek tehdit ve tehlike, ne Sünni için Alevidir; ne Alevi için Sünnidir...Asıl tehlike dışardan gelen fitnedir...

Dışardan gelen fitneye aldanan kaybeder...

 
Toplam blog
: 1645
: 822
Kayıt tarihi
: 19.01.08
 
 

Edebiyat, kamu yönetimi ve gazetecilik tahsili... 27 yıllık eğitimcilik hayatından sonra emeklili..