Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Ağustos '07

 
Kategori
Siyaset
 

Tayyip Erdoğan'a ve Bekir Coşkun'a saygı!

Tayyip Erdoğan'a ve Bekir Coşkun'a saygı!
 

Bir haftadır tek konumuz oldu; Ye sev ya terket mantığı.
Bekir Coşkun " Abdullah Gül benin Cumhurbaşkanım olmayacak" dedi...
"Ya sev ya terket " diye ...
Tayyip Erdoğan gürledi..
Ve gazetelerde , televizyonlarda yorum üstüne yorumlar.
Hatta Milliyet Blog'da.
"Demokrasi"
"Ulusal birlik"
"Vatan sevgisi"
"Kemalizm"
"Haddini aşmak"..
"Maksadını aşan cümle kullanmak".
"Sen Meclisin seçtiği Cumhurbaşkanı!nı nasıl tanımazsın?".
"Bir gazteciye bu söylenir mi?"
"Başbakan'a yakışmadı"
"Aslında onu söylemek istemedi"
"Tayyip Erdoğan padişahlık özleminde"
"Bekir coşkun hükümeti siyasi rakip olarak algılıyor".
""Akşamdan kalma hali"
"Siyasi bağnazlık"...vs..vs..vs.
Bu polemiği herkes bir tarafından çakştirdi durdu hafta boyunca.
Herkes bir "yorum" getirdi bu konuya.
Aslında şunu demek istedi ama...
"Yok..yok...demek istediği o değil budur".
"Hayır...hayır...ikisi de değil...aslında şudur".

Tüm "yorumlara" saygı.
Herkes düşüncesini ifade etme hakkını kullandı bu konuda.
Sanırım bir süre daha da kullanmaya devam edecek.
Kolay gelsin.
Ama gelen ağır gelsin...
Düşünerek gelsin...
Olduğu giibi gelsin.
Tayyip Erdoğan'ın , Bekir Coşkun'un arkasına saklanmadan gelsin.
İster karşı görüşte, ister aynı görüşte olsun.
Ama onları harcamadan gelsin.
Kendi olarak gelsin.
Ya da...
Yüreğinin yettiği kadar gelsin.

Tayyip Erdoğan da, Bekir Coşkun da ne söylediklerini bilen ve söylediklerinin ne anlama geldiğini tartabilecek kadar zeki insanlar.
Bekir Coşkun güçlü bir kalem.
Tayyip Erdoğan güçlü bir hatip.
Biri yazdı...
Diğeri söyledi.
Eğitimlerini, hayat görüşlerini, siyasi tercihlerini ve "gönüllerindeki Türkiye özlemlerini" harmanlayıp düşüncelerini yazdılar, söylediler.
Bilerek, isteyerek, açıkça.
Sanki ne yazdıklarını, söylediklerini bilmiyorlarmış gibi...
Sanki meramlarını anlatmak için "tercümanlara" ihtiyaçları varmış gibi...
Ya da okuyanların, dinleyenlerin anlama yetileri yokmuş gibi davranmak ...
Yazana da, söyleyene de, okuyana da, dinleyene de saygısızlık olmuyor mu biraz?

Yoruma gerek yok.
Bize düşen "anlamak" ve "tercih etmek".
Bekir Coşkun'u ya da Tayyip Erdoğan'ı tercih etmek değil elbette...
Cok daha önemli bir tercihi yapmak zorundayız.
Ya Bekir Coşkun'un gönlündeki; Mustafa Kemal'in başlattığı aydınlanma devrimine sahip çıkan ve onu devam ettiren, çağdaş hukuk kurallarının geçerli olduğu, şeyhlerin, imamların, tarikatların , ikinci cumhuriyetçilerin, bölücülerin, gericilerin değil " laik, demokratik hukuk devleti"nin egemen olduğu , ulusal birliği güçlü, tam bağımsız bir Türkiye...

Ya da...

Tercih sizin!
 
Toplam blog
: 64
: 627
Kayıt tarihi
: 09.03.07
 
 

Kamu ve özel sektörde geçen yıllar... Halkla ilişkiler, kalite yönetim sistemleri, kültür sanat orag..