Tayyip Erdoğan'ın "T" si Ermenilerin "L" si...

Bir grup, TL’nin yeni simgesine baktığında, Tayyip Erdoğan’ı görüyor, diğer bir grup ise Ermenileri. Siyaset yapma biçimi bakımından bir farklılık söz konusu değil elbette. Fakat dünyaya aynı pencereden baktıkları söylenen bu insanların bu kez farklı şeyler görmesi şaşırtıcı oldu doğrusu. “Paradan sıfırları attı, şimdi de imzasını atıyor.” denilebilir ve Başbakanın ismi üzerinde uzlaşılabilirdi aslında; Türkiye’de kim Ermenilerden esinlenme cesaretini gösterebilir ki?

Hem neden böyle bir şey yapsınlar ki?

Bu hiç mantıklı değil…

Gerçi mantıklı olması da gerekmiyordur tabi; “Şeriatı getirecek, dikta kuracak, İsraille kanka olacak, bizi Avrupa’nın uydusu yapacak, bizi Ortadoğu ülkesi yapacak, Kıbrıs’ı satacak, Ermenistan’a toprak verecek…” gibi iddialarda bulunurken nasıl bunları bir mantığa oturtma gereği duymamışlarsa, şimdi de duymuyorlar. Ama görüş birliğinde olmak önemlidir onlar için. Herhalde, yakında, görüş birliğini sağlayacak ve bu yazının başlığı gibi bir söylemle karşımıza çıkacaklardır.

Eskiden de konusu olurdu böyle şeylerin. Özellikle de savcılarımız takılır kalırlardı bu tür şekillere. Mesela, orağa - çekice benzer şekilleri bir yerde gördükleri an “Komünizm propagandası yapılıyor.” gerekçesiyle dava açarlardı. Levent Kırca veya Müjdat Gezen bu tür takıntıların skeçlerini yapardı o zamanlar. Fakat şimdi, program yapıyor olsalar, bu durumun skecini yapmazlardı herhalde. Belki şuan onlar bile bu meseleyi ciddi ciddi tartışıyor ve bu simgenin seçilmiş olmasından dolayı Başbakanı şiddetle eleştiriyorlardır.

Aziz Nesin yaşıyor olsaydı, artık dayanamaz, onun deyimiyle “kendini güdümlemez” ve bütün bu söylemleri, çelişkileri, kurguladığı bir hikâye üzerinden eleştirirdi tahmin ediyorum. 1980 öncesi, bir gazetede yazdığı “Büyük Grev” hikâyesi üzerinden, o dönemin solcu sendika yöneticilerini eleştirmiştir mesela. Bu yüzden o çevrelerden büyük tepkiler de almıştır tabi. Daha sonra, bu hikâyeyi, bu hikâyeye verilen tepkileri ve kendi yanıtlarını bir kitap haline getirmişti. Tepkilerde “Aziz Nesin sen nesin?” yaratıcılığı da vardı, her çeşit çürütmecilik de… Yani o solcularla, bu solcular arasında pek fark yoktur aslında. Sık sık “Tam Aziz Nesinlik bir durum.” diyerek, kendilerinin, Aziz Nesinlik durumlarını örtmeye çalışıyorlar ama nafile… Her şey ortada…