Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Haziran '19

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Taziye (Başsağlığı) Yemekleri

Ülkemizin bazı yörelerinde taziye yemekleri insanları maddi ve manevi olarak canından bezdirir hale geldi. Başsağlığına gelenlerin karınlarını sabahtan akşama kadar doyurma işi,  ev sahipleri tarafından mecburiyet olarak kabul edilmiş. Yemekler bedava olunca ve sohbet tatlı olunca,  gelenler her yeni günde tekrar geliyorlar, sosyal yaşam iyice hareketleniyor ama insanlarda maalesef yas belirtileri hiç olmuyor.

Taziye yemekleri bazen on gün bazen de on beş gün sürüyor. Taziye yemekleri amacından çıkıp taziye şenliklerine dönüştü.  Evlerin dışına büyük bir çadır kuruluyor ve gelen misafirler orada ağırlanıyor. Günde eve gelen 20 ila 100 kişi arası değişen insan sayısına harcanan yemeklerin masrafını ve acısını unutup çalışan ev halkını düşünen kaç kişi var acaba?

Parası olanlar yemekçi ve bulaşıkçı tutarken, parası olmayanlar veya parası olup da parasına kıyamayanlar evdeki hanımlara veya gelinlere yükleniyorlar. Düşünün! Zaten köy yerlerinde kendileri en az 10-15 kişi, bir de sayısı 100 kişiye kadar değişen ziyaretçiler, günde 40-50 kilo et ve diğer malzemelerin masrafını düşünün. Kendi evinde kurban bayramında kurban kesemeyenler o kadar insan için kaç koyun parası veriyorlar. Ben bu geleneğin değiştirilmesi gerektiğini söylediğimde ise aldığım cevap "Olmaz öyle şey, bizi ayıplarlar, sonra adam yerine koymazlar" denildi.

Yani bir ayıplanma kaygısı uğruna cepten giden çoluğun çocuğun rızkı, kadınların öküz yerine konulup dur, durak bilmeden acımasızca çalıştırılması ve insanların acısını yaşayamaması gibi bir gelenek hangi vicdana sığar bilmiyorum. Diyelim ki bir şeyler yapıldı bu da ayıplanır kaygısı ile değil Allah rızası için yapılmalı ve toklar değil açlar doyurulmalı öncelikle. Bu insanları maddi, manevi yıkıma uğratan gelenek, göreneklere bir an önce çözüm bulunmalı bana göre.

İzmir'de güzel bir gelenek var, camilerin önünde veya lokma dağıtımı için uygun kalabalık yerlerde hayır için ölülerin arkasından LOKMA döktürme adeti var. Bazen bir kişi bazen bir kaç kişi bir araya gelerek bütçelere fazla yüklenmeden arzu ettikleri hayır işini yapıyorlar. Sokaklardaki her kesimden insanlar sıraya girip lokmalarını alıyorlar ve afiyetle yiyorlar. Hiç değilse ölünün arkasından herkes acısını yaşayabiliyor ve kakara kikiri de olmuyor.

Bazı yörelerde ise ölü evine gelenler ya bir tencere yemek pişiriyorlar ya da et ve erzak getiriyorlar ama ölü evinde getirdiklerinden yiyip, içmiyorlar bence en uygun adetlerden biri bu.

İnsanı yoran, bezdiren, zararı dokunan gelenek göreneklerimizi devam ettirmek yerine insanlara fayda getiren yeni adetler koymamızda yararlar ve mutluluklar var.

Sevgiyle kalın.

Sibel Koçarslan

 

 
Toplam blog
: 627
: 3456
Kayıt tarihi
: 11.06.11
 
 

Kendi halinde yaşayan doğa tutkunu, sıradan bir vatandaş. İnsanların dış güzelliğine değil iç güz..