Tazminatı ödenmeyen öğretmenin hakkı.

Kurt, dumanlı havayı sever derler ya. Ülkenin şu anda içinde bulunduğu sıkıntılı ortamdan yararlanıp insanımızın ekmeğiyle oynamaya meraklı ticaret cambazları eğitim dünyamızda da cirit atmaktadır.

Geçen hafta , bir arkadaşım dert yanıyordu: ''-Uzun yıllardır, dişimizden tırnağımızdan arttırarak okuttuğum çocuklarım, üniversitelerini bitireli üç yıl olmasına rağmen iş bulma sıkıntısı çekmektedirler.Bir de işten atılmaları yok mu bizi kahrediyor.'' Diye dert yanmaktaydı.

Konunun detayına indiğimizde , gerçekten acıklı bir durumla karşılaşmıştık.Kaliteli bir üniversitenin Fizik Bölümünü bitiren genç kızımız, MEB tarafından ataması yapılmayınca, saygın olarak(?) tanıdığımız bir kolejle anlaşma yapıp öğretmenliğe başlamıştı.

Birer yıllık zincirleme'' akitlerle '' üç yıl arka arkaya çalışmış.Üçüncü yılın sonunda sözleşmesi yenilenmeyerek iş akti feshedilmişti.

Üç yıl boyunca , ''zincirleme ''yenilenen sözleşmelerine ek olarak da , matbu biçimde, ''Dönem sonu kendi isteğimle ayrılacağım '' ibareli- istem dışı -dilekçeler alınmıştı.

Sözleşmenin yenilenmemesine neden olarak d:'' ihtiyaçlarının olmadığını'' belirtmişler. Buraya kadar tamam...

Bir yıllık sözleşme, bitiş tarihinde yenilenmeyebilir.Şimdi işin hukuksuz ve çirkin tarafına gelelim...

Çalıştığı üç yılın karşılığı olanve hakettiği, üç maaş tutarı ikramiyesi verilmemiş.

Nedeni de tam bir ''Şark Kurnazlığı''. Neymiş efendim? ''Kendi isteğinizle ayrıldınız...İkramiye ödeyemeyiz ''

Kurnaz tilkiler sahnede !.. Tabi meydanı boş bulmuşlar geziniyorlar...

Kızımız, boynunu bükmüş, kaderine razı olmuş;evine dönmüş ve ailesine derdini anlatmış.

Yeni bir iş aramak için de hergün ''Yol tepmeye '' başlamış. ''O kurum senin, bu dersane benim'' gezip durmuş...

Başvurduğu dershaneler ve bazı özel okullar, bir yıl ücretsiz stajyer olarak çalışma teklifi getirmişler.

Sanki ''köle'' çalıştırıyorlar. Ve bu çağdaş kölelerin sırtından da çuval dolusu para kazanıyorlar.

''Tazminat konusunda'' İlgili kurumun, haksız bir uygulama içinde olduğunu açıklamıştım.

İş Kanununa göre: ''Kendi isteğiyle ayrılsanız bile tazminat ödenmesi zarureti vardır.''

Bu sözleşme, '' Bir yıllık yapılmış'' olsa bile ödenir. Emeğe ve alın terine saygı göstermek gerekir...

Kaldı ki üç yıl zincirleme akitlerle çalıştırılanlar, tazminatı kesin olarak hak ederler.

Yargıtay ''İçtihatları '' da bu yönde olumlu kararlarla doludur.

Mahkemeler de bu içtihatlarla hareket ederler ve işçinin lehine karar verirler.

Mağdur öğretmeni , SSK Alsancak Bölge Müdürlüğü'nün ilgili birimine yönlendirmiştim.Orada İş Hukuku'na vakıf, güzel insanlar, hiçbir ücret talep etmeksizin, ilgilinin dilekçesini yazmışlar.

Ayrıca sözü edilen eğitim kurumuna da bir iş müfettişi göndererek haksızlığı yerinde tesbit etmişler.

Ve İş Mahkemesine de dava açmışlar.Bu durumda sıkışan eğitim kurumu(?) , öğretmene bir yıllık tazminat teklifi getirmiş.Kişinin şakası olmadığını anlayınca başlamışlar pazarlığa...

Tabi ki kabul edilmemiş.Şimdi dava sonuçlandığında, kızımız, üç yıllık tazminatıyla birlikte, en yüksek faiz hesabından birikmişlerini alacak ve mağduriyet sona erecektir.

Altı yıl önce, ben de aynı yöntemle hakkımı ''Söke söke ''almıştım.Araştırmacı ve sorgulayıcı bir mizaca sahip olduğumdan, ''Sora sora Bağdat bulunur '' misali, Konak'taki İzmir Barosu'nun kütüphanesini teşhis edip Yargıtay İçtihatlarını okumuştum.

Okudukça da birçok hukuki bilgiler edinmiştim...Şimdi, internette herşeyi öğrenmek mümkün...

Oradaki saygın insanlar da bana çok yardımcı olmuşlardı. Avukat bile tutmadan , kendi işimi kendim halletmiştim.

Bu durum, diğer mağdur edilen ve haksızlığı sineye çeken öğretmenlere de hukuk yolunu açmıştı...

''Bu ülkede hak verilmez;hak alınır.'' İlkesi halen geçerli durumdadır.Ancak , hak arama yollarını bilmek koşuluyla...

Ben, ''Kendi yıldızını bulmak '' İsimli öyküde olduğu gibi, karaya vurmuş olan , birkaç deniz yıldızını kurtarmıştım...

Ya diğerleri, zalimlerin ellerinde yok olup gidiyorlar...Hangi iş kolunda olursa olsun, haksızlığa karşı hukuki yollarla mücadele gerekir...

Bunun için de bir avukata ya da SSK, İşçi Hakları Birimlerine danışmak gerekiyor.Yoksa ''Bazı kan emici patronların ''hukuksuzluğu'' devam eder durur.

''Adalet, bir örümcek ağına benzer; kuşlar O'nu delip geçer, sineklerse yapışıp kalır..'' (C.Şahabettin)