Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Aralık '13

 
Kategori
Güncel
 

T.C Kurumları

T.C Kurumları
 

Yazıma başlarken şunu önemle belirtmek istiyorum; Ben bir Türk vatandaşıyım, annemin sülalesi ordu mensubuydu, bazıları şehit olmuş, bazıları da İstiklal harbi ve öncesinde komutanlık yapmış kişilerdi.

Yıllardan beri birçok tartışmaya konu olan "T.C." rumuzunun resmi kurumlara ait bina girişlerindeki tabelalarda ve çeşitli hizmet araçlarının üzerinde bulunması ile ilgili naçizane bir yorum yapmak istiyorum.

Cumhuriyetimizin kuruluşunda, Atatürk’ün zamanında böyle bir sorun yoktu ancak vefatının ardından ülkemiz bölünme ve ayrıştırma gibi ciddi iç ve dış tehditlerle karşı karşıyaydı ve "T.C." rumuzu bütünleştirici bir anlam taşımaktaydı. Bence o dönemde ülkemizde yaşayan farklı etniklere Osmanlı devletinin sona erdiğini vurgulamak ve cumhuriyetin ulusumuza önemini empoze etmek amacıyla bir çok kurumun tabelasında isminin önüne "T.C." yazılmıştır.

Benim anlatmak istediğim konu tamamen siyasetin dışında bir konudur. Özetle, yurt dışından gelen yabancı misafirlerimin ara sıra yaptıkları tuhaf yorumları. Bana “ mademki burası Türkiye Cumhuriyeti neden bu binaların üzerinde sürekli bu vurgu yapılıyor, yoksa burada başka bir Cumhuriyet mi var da bu vurguyla kurum bir diğerinden ayırt ediliyor ” denilmektedir, maalesef açıklamasını yapamadığım bu durum bana ve bu bakış açısından hepimize dokunmalıdır.

Aslında şu siyasi vurgular ve tartışmalar olmasa idi sadece ben değil, birçoğumuz "T.C." rumuzunun Türkiye’de bulunan tüm binalardan ve kurum yazışmalarından, sırf yukarıda açıkladığım sebepten dolayı kaldırılmasını isterdi. Daha ileri götürmek gerekirse ben bunu bu açıdan düşündüğümde ülkeme yapılan bir saygısızlık olarak algılıyorum, T.C. İstanbul Valiliği ne demek! T.C. Sağlık Bakanlığı ne demek! Benim ülkemin kurumları neden kendi kimliğini ispat etme ihtiyacı duysun ki!

Yurt dışında bulunan temsilciliklerimizin bina tabelalarında yazılmasını anlarım. Türkiye Cumhuriyeti Elçiliği, Türkiye Cumhuriyeti Ticaret Ataşeliği vb., bu binaların Türkiye Cumhuriyetine ait olduğu vurgusunu anlarım ama yaşadığımız bu topraklar zaten Türkiye Cumhuriyetinin sınırları içindedir.

Yoksa burada bilmediğimiz başka cumhuriyetler de mi var! Yoksa bu ülkenin ileride bölünecek hesabı yapılarak mı şimdiden kurumsal kimliklerin ayrılma durumu oluşturuluyor!

Türkiye’de sınırları içinde hiçbir kurumun eskisi gibi kendi kimliğini vurgulamaya ihtiyacı artık yoktur… Olmamalı.

Biz bir ulusuz, biz Türkiye cumhuriyetiyiz. Bunca şehit kanının aktığı bu toprakları bölmeye ne Ermeni'nin, Kürt’ün, Arap’ın, nede Hıristiyan’ın, Yahudi'nin, Müslüman’ın veya bir başkasının gücü yetmez. Zaten birbirinden farklı olan ama beraber yaşayan farklı etniklere bölünmeyi günümüzde sorsanız aklıselim olan hiç kimse bunu istemez ama konu siyasete gelince iş değişiyor.

Yıllardan beri var olmayan düşmanlar yaratılıyor, herkes bu ülkeyi bölmek istiyor havası yaratılıyor, dış mihraklardan bahsediliyor ama gelin görün ki hepsi aslında içeriden yönetilen bir tiyatro ve hepsinde amaç gücü elde tutmak ve halkımız üzerinden türlü bahanelerle rant sağlamaktır.

Nasıl mı?

“Ülkede terör var, en yüksek bütçeyi orduya ayıracağız”,

“Ülkede sağ – sol rejim çatışması var, iktidarı düşüreceğiz”,

“Ülkede irtica var, partileri kapatacağız”,

“Ülkede baronlar var, geçit vermeyeceğiz” deyip, Halkımızı sürekli kontrol altında tutmak. Zamanında cumhuriyet devrimini halklara empoze etmek üzere planlanmış bu tarz uygulamaların yanı sıra günümüzde bölünme senaryoları ve kargaşa ortamı yaratılmaktadır.

Aslında yıllardan beri değişmeyen ve hiçbir eleştiriyi kabul etmeyen tek gerçek; Baskıcı recimlerdir.

Hoşunuza gitmeyecek ama ciddi bir izlenimim de şudur; Gelişmemiş ülkelerin hepsinde halklar siyaset ile hep iç içedir ve bu etkenlerden uzak durmadığımız sürece çok çabuk gaza gelebilen ve herşeye kanabilen bir millet olmaya devam edeceğiz.

Asıl üzücü olan da budur.

 
Toplam blog
: 27
: 4680
Kayıt tarihi
: 21.10.06
 
 

Sosyal adaletin varlığından şüphe eden, dünyanın birçok yerini gezmiş, varolmanın bizim seçimimiz..