Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Kasım '08

 
Kategori
Sosyoloji
 

Tecavüz ve Kimyasal Hadım !

Tecavüz ve  Kimyasal Hadım !
 

Ezberlerinizi bozabilir misiniz mesela ?


Şu anda dünyanın herhangi bir yerinde, herhangi bir kadın , herhangi bir erkek tarafından tecavüze uğruyor !


Şimdi içinizden 23 e kadar sayın...

Yine başka bir yerde, başka bir kadına başka bir erkek tecavüz ediyor !

Yani dünyada her 23 saniyede bir ; bir kadın tecavüze uğruyor .

Amerika'da bu oran iki saniyede bir.

Türkiye'de ise bu oranı bilmek mümkün değil. Yansımıyor çünkü .

Bana/bize olmaz demeyin. Siz yada küçük kızınız , kızkardeşiniz evde, işyerinde, tarlada, metroda, sokakta, parkta, asansörde, Taksimde taciz ya da tecavüze uğrayabilir. Evliyseniz kocanız dahi tecavüz edebilir hatta…. Erkekseniz ; karınız, kızınız, sevgiliniz, kızkardeşiniz de uğrayabilir. Hatta hem tecavüze uğrayıp hem de öldürülebilir.

Çünkü tecavüz , cinselliğin değil şiddetin ifade biçimidir.

Erkek egemen toplumlarda, erkek egemen iktidarın sürdürülme biçimidir tecavüz. Çünkü kadına karşı duyulan öfkenin, onu bastırma, tahakkümü altına almanın, yönetmenin biçimidir. Hatta bizzat kadınlar da kendilerini erkeğin sözde şehvetinden özünde şiddetinden korunmak için örtünürler.

Her tecavüzcü mutlaka erkektir. Her mağdur ise mutlaka ya kadın ya da çocuktur !

Ama uğradığı tecavüzden dolayı utanç duyan, bunu kimselere anlatmayan, şikayetçi olmayan , hayatı kararan, töre infazlarına mahkum edilip öldürülen, intihar eden de kadın ya da çocuktur.

Çünkü, tecavüz/taciz suçlarından dolayı mahkumiyetten çok beraat kararı verilir bu ülkede !

Dünyanın her yerinde tecavüz suçu işlenir ama…

ABD’nin Teksas eyaletinde 3 kız çocuğuna 2 yıl boyunca cinsel saldırıda bulunan bir kişi, 4 bin 60 yıl hapis cezasına mahkum olur. Kanada da ise mezarlıkta tecavüze uğrayan bir kadına hakim “ senin gibi salaklar oldukça daha çok tecavüzlere uğrarsınız siz, ne işin vardı mezarlıkta “ deyip parmağını sallasa da tecavüzcüye 30 yıl hapis cezasını yapıştırır ! Kendi kişisel görüşlerini bir kenara bırakıp, yasaları olaya uygular çünkü.

Yani gelişmiş, çağdaş ülkelerde yargı mağdurları korur, bizim ülkemizde ise tecavüzcüleri, tacizcileri !


Çünkü, şikayetçi olmak için karakola gittiğinizde polis size inanmaz, müstehzi güler, içinden kuyruk sallamışsındır sen der... o saate orada ne işin vardı der, kocandır döver de sever de der

Hele olayın üstünden birkaç gün geçmişse, bulgular kaybolmuşsa hele hele bakire değilseniz, yandınız !

Sonuç kaçınılmazdır ; BERAAT !

Bakire değilseniz, tecavüzü hak etmişsiniz demektir. Tecavüzcü tenör Şahin’in eski davasında ve nicelerinde olduğu gibi. Hakim size asla inanmaz !

Eğer suç esnasında şoka uğrayıp bağırmamışsanız, mücadele etmemişseniz, ya da bu mücadelenin bulguları yoksa , kalmamışsa vücudunuzda; yine yandınız ! Sonuç BERAAT'tır çünkü!

Fahişelere, travestilere, yabancı uyruklu kadınlara da tecavüz etmek, taciz etmek, dövmek, öldürmek serbesttir ya beraattır sonuç ya da üç beş yıl hapisle kurtulur tecavüzcü ve de katil!

Yoksa kot pantolon mu giyiyorsunuz ! O zaman temelli yandınız !

Bütün bunları ben söylemiyorum Yüksek Yargıtay söylüyor : Kot pantolon giyen bir kadına kendi yardımı olmadan tecavüz edilemez!!!!!!

Yanlışlıkla size tecavüz etmek isteyen kocanızı reddettiniz hatta yataktan ittiniz mesela….

O da sizi yanlışlıkla öldürüverdi mesela ….

Sonuç, haksız tahrik ve üç beş yıl hapis ! Bir kadın savcı ve bir kadın hakimin muhalefetine rağmen çıkar karar.

Gazetelerin üçüncü sayfaları ; soframızdaki yeri öküzümüzden sonra gelen ve hiç yaşamamış gibi ölen kadın haberleri ile doludur. Ya boşandıktan sonra bir başka erkekle ilişkisi olduğu için öldürülmüştür ya kocası rüyasında karısının kendisini aldattığını gördüğü için öldürülmüştür ya kendisinden boşanmak istediği için öldürülmüş ya da boşanmak istemediği için ya da üstüne kumayı kabul etmediği için…Çocuğunu göstermediği için, içki parası bulmadığı için…..için…için…için….

Hep bir bahaneleri vardır. Ve bu kadınlar ya karıları, ya kızkardeşleri ya kızları ama hep en yakınlarıdır. Bunu yaparken de toplumun erkeğe yüklediği, hak gördüğü her şeyden beslenmekte ve kabul görmektedirler !

Kendisinden 10 yaş büyük bir erkekle evlendirildiğinde 15 yaşındadır F.K. O gece bakire çıkmaz, evine gönderilir ve intihar eder.

Dokuz yaşında tecavüze uğramış (muhtemelen aile üyelerinden biri tarafından) ve bunu kimseye söylememiştir. Kocası ile birlikte üç kişi gözaltına alınır, sorgudan sonra serbest bırakılır.

Savcılık, tecavüz “iddia”sının soruşturulmaya devam ettiğini söylese de, onlarca benzer “haber”den de bildiğimiz üzere, bu gibi olayların hemen hemen hiçbiri ne hikmetse “çözülemez!”.

F.K toprak altındadır artık ve namusu kurtulmuş , defolu mal temizlenmiştir !

Bir diğeri, yine aynı yaşta aynı gerekçe ile baba evine gönderilir. O da intihar eder ve gencecik ölü bedene yapılan otopside bakire olduğu anlaşılır !

Töre cinayetlerinde ; aile meclisinin kararı ispatlanmadıkça , sanıklar töre cinayetinden mahkum edilemeyecek artık, Yargıtayın son kararlarından birine göre !

Bu nasıl iştir ?

Aile Meclisi ne ki , nasıl ispat olunacak ? Aile Meclisi kararı suçun zorunlu kanıt unsuru değil ki yasaya göre …Hem Aile Meclisinin kararını kim ispatlayacak ?

Mezarın içindeki gencecik kadın çocuk mu?

Bir kürek toprak da yargı atar, hiç yaşamamış ve adı bile olmayan ölü kadınlar coğrafyasındaki ölü kadınların üstüne !

Eeeee napalım, yargıda da çoğunluktalar ! Yargı da erkek egemen siyasetin tipik bir uzvudur işte…

Sapık tacizci Üzmez’in serbest bırakılması, tacize uğramış çocuklara bir gözdağıdır ! Yani 14 yaşındaki küçücük kızları bir yandan yaşlı sapıklar taciz eder, bir yandan devlet !

İstediğiniz kadar yasaları değiştirin, AB’ye uyum yasaları filan yapın... kafalar değişmedikçe, kafaların içindeki örümcekler temizlenmedikçe, kadını özne ve insan değil, mal olarak görmeye devam ettikçe, en önemlisi kadının kendisi bu bakış açısını topyekün değiştirmedikçe sonuç asla değişmeyecektir !

Suçun sosyolojik ve psikolojik irdelemesi

*Tecavüzden hüküm giyenlerin sayısı, giymeyenlerden hep daha azdır bizim ülkemizde.

*Kadınlar ya da çocuklar çoğu zaman tecavüzle birlikte şiddete de uğradıkları, tehdit edildikleri için şikayet edemezler

*Erkekler kadınları cezalandırmak, onlardan intikam almak, aşağılamak, hadlerini bildirmek, maceralı, tehlikeli ve doruktaki 'o' deneyimi yaşamak için tecavüz ediyorlar araştırmalara göre.

*Çoğunda özgüven eksikliği , pedofili ( çocuk sapkınlığı ) iktidarsızlık, erken boşalma gibi bedensel ve ruhsal problemler had safhada.

*Hiç unutmayalım ki erkekler için cinsel şiddetin önde gelen işlevi kadınlara/çocuklara egemen olmak ve onları denetim altında tutmaktır.

*Kadınların ya da çocukların tanıdıkları hatta aile içinden kişilerle ilgili suç duyurusunda bulunmaları olasılığı çok düşük nerdeyse imkansızdır ve ENSEST SUÇLAR nerdeyse hiç yansımaz yargıya !

*Sahi, AKP'li kadın milletvekillerinin cinsel suçlarda cezaların artırılmasına ilişkin yasa önerisinin içinde neden ensest suçlardaki ağırlaştırılmış ceza maddesi yok ? Ve neden aniden sesleri kesildi ya da birileri tarafından kestirildi ? Bir bilen var mı ?

İki gün önce 15 yaşındaki bir kız çocuğu babası tarafından tecavüze uğradığı ve şikayet ettiği için öldürüldü !(öldürülmese de hayatı boyunca travmalı olarak yaşayacaktı zaten ) Bu nedenle hapishanedeki hükümlüler arasında tanıdık birine tecavüzden hüküm giymiş kişiler gerçekte olduğundan çok düşük oranda temsil edilirler.

Kaldı ki böyle erkekler hüküm giyselerde yaptıklarının tecavüz olduğunu inkar ediyorlar. On tanıdık tecavüzcüden biri suçu kabul ediyor ancak.

Tecavüz; toplum etiği , namusun kirlenme duygusunun baskısı altında şikayet edilmez.

Evlilik içi tecavüz ise şikayete bağlı üstelik sürekli bir suç niteliğinde (yani aynı ceza birkaç kere verilebilir ) olduğu halde, mağdur kadın her gün tecavüze uğrar ama hem ekonomik kaygılarla , hem şiddette uğrayacağı korkusuyla hem de kendisini kocasına adanmış bir mal olarak gördüğü ve görüldüğü için şikayet etmez! Etse de mahkumiyet kararı çıkmaz zaten !

*Yani değişen AB uyum yasalarına rağmen ,Yargıya göre, kadının bedeni devlete, topluma, babasına erkek kardeşlerine ya da kocasına aittir hala !


* Bu bakış açısı; toplumu ve kadınları yöneten erkeklerin ayrıcalıklarından vazgeçmemesine dayanır.

Kadın üzerinde kurulan bu kölelik sistemi, aile ve çocuk ilişkilerinde, kadınların çocuklarıyla da hiyerarşik bir yapı içinde ilişki kurmasını sağlar. Erkekler, kadınların ev içi emeklerini bedavaya getirir, dışarıda çalışınca gelirlerine el koyar , mutfakta çalıştırır, yatakta hizmet ettirir ve bütün bunları canları ne zaman isterse o zaman yapar !

* Kadınla erkeğin bu ilişkisini, kadınlar büyük bir değişim göstererek zorlamaya başladıysa da, en entellektüel erkeklerde bile çok daha yavaş ve direnen bir değişim olduğunu görüyoruz. .



ÇÖZÜM hem yasalar, hem zihniyette değişimdir

* Yasaların değişmesi zihniyetlerin değişmesi anlamına gelmiyor. BM Nüfus fonu verilerine göre çoğu gelişmekte olan ülkelerde 5 bin kadın akrabalarınca namus için öldürülüyor. Dört kadından biri gebelik sırasında tacize uğruyor. Her üç kadından biri dayak, tecavüz ya da tacize uğruyor. Erkeklerin etkili yaptırımlarla karşılaşılmaması yapılanların mazur görüldüğü anlamına geliyor.

* Bunun çözümü, kadınların yasalarla düzenlenen haklarını bilip, kullanmaları. Kadınlar bunu çocukluktan beri kendi aralarında evli, bekar, güzel çirkin, zayıf gibi tanımalarla yaratılan ayrımı aşarak, dayanışma içinde yapacaklar. Bekaret zarına toplumun yüklediği kavramların aslında ne kadar gereksiz olduğunu fark edeceğiz. Küçücük bir zarın kendi hayatından daha önemli görecek kadınların da olduğu bir toplumda yaşıyoruz.

* Başta yasalara yansıması gereken bu anlayışın uygulanması için, toplumsal bir seferberlik gerekiyor. Kadına yönelik her türlü şiddetin tasfiyesinin devletin görevi olduğu ve bu şiddeti tasfiye etmek için bütçeden yeterli payın ayırmak zorunda olduğu Türkiye'nin kabul ettiği uluslar arası sözleşmelerde yer alıyor. Kadının, kendine ve çocuğuna yönelen şiddete karşı bir güvencesi, gidebileceği sığınma evleri olması gerekiyor. Bugün Londra'da bine yakın kadın sığınağı var.

Şiddet ve cinsel saldırı konuşulabilir oldukça ...

* Kadına yönelik şiddetin ekonomik kriz ve savaş koşullarında fazlalaştığını düşünürsek, devlet, başta eğitim ve sağlık olmak üzere, insanların asgari ihtiyaçlarını sağlamalı.

* Kafaları değiştirebilmek için toplumsal bir seferberlik başlatılması gerekiyor, başta hakimler, savcılar, kolluk kuvvetlerinin meslek içi eğitimleri yenilenmeli. Yasalardaki değişimin toplumun zihniyetine yansıması için yapılabilecek tüm çalışmalar devletin görevidir.

* Kızın namusun temizlemek için en küçük erkek çocuğu katil yapan aile meclisi üyelerinin hepsini cezalandıran yasa değişiklikleri, cinayetlerin engellenmesi için atılacak bir adımdır. Kadın saldırıya uğradığında kim bilir ne yapmış diyen, kendi karısına, sevgilisine şiddet uygulamayan hakimler olmamalı.

* Kadınlar, kendilerine yönelik şiddete karşı "bu utanç bizim değil" demeye başladıkça ve cinsel suçlar biraz daha konuşulabilir oldukça, toplumdaki değişim süreci ne kadar uzun sürerse sürsün, kadınların lehine kazanımlar elde edilecektir.

“MAĞDUR KİM OLURSA OLSUN TECAVÜZ, BİR İNSANLIK SUÇUDUR”

Savaşta tecavüzün yaptırımı yok
1992 yılında önce Bosna, sonra Kosova'da başlayan soykırım sırasında da yüz binlerce insan topraklarından sürüldü, hayatını kaybetti, toplama kamplarına kapatıldı, insanlık dışı işkencelere uğradı.

Hepsinden öte, her fırsatta Doğu'ya, kendi kurum ve kuruluşları aracılığıyla insanlık dersi vermeye kalkan medeni Batı, 1995 yılı baharına kadar süren bu vahşet sırasında tecavüz edilen kadınların çığlıklarını duymadı. On değil, 100 değil, 1.000 değil yaklaşık 50 bin kadına tecavüz edildi.

Savaşı yapan erkekler, barış masasına oturunca ırzına geçilen insanlık onurunun hesabını sormadı, sormuyor. Savaş zamanlarında kadına tecavüz suç değil, hiçbir yaptırımı yok. Çözüm, tecavüz suçu işleyenlerin Uluslararası Ceza Mahkemesi tarafından yargılanmasından geçiyor..

Erkek egemen siyasetin bir tezahürü, kadına karşı duyulan öfkenin ifadesidir tecavüz. Çünkü suçun sanığı erkektir her zaman. Mağduru ise çoğunlukla kadın ve küçük çocuklar. Örtünme olgusu dahi, erkeğin şehvetinden korunmak ve şehvetini azdırmamak için bir çare olarak sunulmaktadır ne gariptir ki…



Çözüm fiili eşitliğin sağlanmasıdır kesinlikle !

Erkek egemen, feodal kalıpların yıkılması, ezberlerin bozulmasıdır !


Tecavüz etmek, Öldürmek erkeklikse BİZ ERKEK DEĞİLİZ, diye bağırarak ezberleri bozabilir misiniz mesela ?

Özellikle kendisini savunamayacak durumda olan çocuklara karşı işlenen tecavüz ya da ensest suçlarında; bu gün ABD'nin bazı eyaletlerinde, Filipinlerde, Danimarka 'da uygulanmakta olan , Almanya, Polonya, Belçika, Hollanda, Avustralya gibi gelişmiş ülkelerde ise tartışılmakta olan, geri dönüşü mümkün, aynı zamanda tedavi amaçlı KİMYASAL YOLLA HADIM ETME CEZASINI savunabilir misiniz mesela ?




Kaynak : 3. sayfa gazete haberleri
Türk Hukuk Sitesi
Yargıtay kararları
Bianet haberleri



 
Toplam blog
: 171
: 2319
Kayıt tarihi
: 15.02.07
 
 

Düşünen, üreten, kendine, insana, çağına sorumlu, tavırlı, taraflı , çağdaş ve yüzü aydınlığa dön..