Tecavüzün suçlusu kim?

Malum dizi üzerine yazıp çizmeyen kalmadı. Ben de iki kelam etsem ne eksilirim, ne çoğalırım diyerekten fikirlerimi beyan etmek istiyorum.

Bildiğiniz gibi Türk dizi sektöründe her dönem benim "flagship dizi" diye adlandırdığım diziler vardır. Bunun anlamı en çok reyting alan, üzerine yüksek yatırım yapılan ve kanalın iyi reklam toplamasını sağlayan lokomotif dizi demek. Asmalı Konak, Bir İstanbul Masalı, Aşk-ı Memnu gibi diziler yayınlandığı dönemin en çok konuşulan, iyi PR yapılan dizilerdi. Fatmagül'ün Suçu Ne? de aynen böyle bir dizi. Yapımcısı Ay Yapım adlı firma da zaten birçok ikonik diziye imza atmış en büyük yapım firmalarından biri.

Son durum şöyle ki tüm basın, köşe yazarları ve sivil toplum kuruluşları kanal yönetimine, oyunculara ve yapımcı firmaya nefretini kustu. Ana eleştiri noktası dizide tecavüzün nasıl hafife alındığı, pornografik hale getirildiği ve dizinin tecavüzün mizah konusu olmasına aracılık ettiği idi.

İyi güzel herkes çok biliyor da, esas konuşulması gerekenin Türkiye'deki tecavüz sorunsalı olması gerekirken, sorunu gündeme getiren dizinin neden günah keçisi ilan edildiği? Öncelikle dizide tecavüzün pornografik içerikle kullanıldığı düpedüz yalandır. Aksini iddia edenlere pornografik içerikli tecavüz filmleri gösterebilirim. Bu dizi bir porno dizisi değildir. Ayrıca tecavüz sahnesi gayet de rahatsız edici, böyle bir insanlık dramını lanetleyici ve de dramatik öğeler içeren sahnelerdir. Ben açıkçası izlerken erotik bir unsur görmemekle beraber, mizah öğelerine sebebiyet verecek hiçbir unsur da görmedim. Çünkü bu unsurlar zaten hiçbir sahnede yok!

Açıkçası basının rahatsız olduğu nokta dizinin toplumdaki yansımaları oldu ki, bu aslında dizinin kendinden bağımsız bir durumdur. Eğer ki siz bir korku filmi izlerken kahkahalara boğuluyorsanız veya tecavüz sahnesi sizi toplum içinde bu konuyu hafife almaya, mizah unsuru yapmaya yöneltiyorsa bunun ardında yatan sebep ülkenin yıllardan beri gelen sosyolojik altyapısındadır. Ve eleştirilmesi gereken de zaten toplumdaki bu ahlaki erozyondur ve yanlış kodlamalardır.

Bu dizi bize bir sorunu işaret etti, gözümüze soktu ve biz de gözümüze sokulandan rahatsız olduğumuz için göze sokanı günah keçisi ilan ettik. Ama gelin görün ki bu dizi olsun veya olmasın Türkiye'de vahşi tecavüz haberlerini gazete ve televizyonda izlemeye devam edeceğiz.

Sorunun kendisi ortada bir hayalet gibi duruyorken, bakın burda hayalet var diyeni suçlamak bence işin kolayına kaçmak oluyor.

Kanal yönetimi ve yapımcıları suçladığım tek bir konu var ki, böyle bir dizi asla çoluk çocuk herkesin tv başında olduğu prime time saatinde ve gündüz kuşaklarında yayınlanmamalıydı. Bu çok vahim bir hatadır ve burda da esas sorumluluk RTÜK üzerindedir. Ticari kaygılar tabi ki olacaktır ancak RTÜK buradaki çerçeveyi belirlemeyi beceremiyorsa ne işe yarıyor? Bu iş Youtube sansürlemeye benzemez sevgili RTÜK!