Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Aralık '10

 
Kategori
Psikoloji
 

Tedbirli olmak

Tedbirli olmaya örnek "Cırcır böceği ile Karınca" fablını hepimiz biliriz. Bütün yaz saz çalarak gününü gün eden cırcırböceği, kış gelipte aç kalınca, karıncanın kapısını çalar...Bilir ki, karınca yazın durmadan çalışarak kışlık erzak stokunu yapmıştır.

Yaşantımızda herkesten hatta hayvanlardan bile alınacak dersler vardır.

Hayatın kime ne zaman nerde ne vereceği bilinmez... İşte bu bilinmezlikler için tedbir gerekiyor. Geleceği görebilen yok... 17 ağustos depremi bekleniliyor muydu? Sel felaketleri veya yangınlar... Allah korusun...

Gece uyurken evin elektrik tesisatındaki bir bağlantıda oluşan şerare, aniden yangına sebep olunca canımızı kurtardığımıza şükrederiz. Sadece canımızla sokakta kaldığımızda, kimden ne şekilde, nasıl bir yardım talep edebiliriz? Böyle zamanlarda sizde varsa vardır, yoksa kimselerde yoktur...Yaşanmışlıklar bunları göstermektedir...Derler ki, "Düşenin dostu olmaz"...

İşte böyle bir durumda, muhtemel tehlikeler için biriktirdiğimiz "kara gün dostu tasarruflarımız" imdada yetişecektir.

Nedense tedbiri önemsemeyiz... Şimdi karnımız toktur, buna şükrederiz.

Orhun kitabelerinde Bilge Kaan'ın bir sözü vardır: "Türk, sabah doyduğunda, öğleye tekrar acıkacağını düşünmez" Bu, üç saat sonrasını düşünmediğimizin ifadesiyken, bir kaç ay veya bir kaç yıl sonrasını mı düşüneceğiz?

Benim gibi düşünenler diyoruz ki: Düşüneceğiz... Düşüneceğiz ki, düşünmeyenler, farklılığı görerek örnek alacaklardır. Örnek alınmak her kişinin gururunu okşar...

Günlük yaşantımızda tedbirli olmaya yönelik mini davranışlarımız vardır. Örneğin, akşamın geç saatinde sürpriz konuk(lar) gelebilir. Yoldan gelmiştir, açtır, yemek koymak gerekebilir. Bu yüzden ekmek ve yemek konusunda tedbir gereklidir.

Ders alınacak mini öykü:

Emekliliğimin ilk günleri... Komşu hanımlarla kaynaşmanın sıcaklığını yaşıyoruz... Tedbirli olduğumu hissettiler ya...Kat komşum, sabahları küçük kızını her sabah iki paket marlboro sigarasını almak üzere asansörde uğurluyor. Tembihlerini istemesem de duyuyorum...

Akşam olduğunda "ekmeğimiz kalmamış, Yurdagül teyzende vardır" diyerek kızını bize gönderiyor. Küçük şeker, kırılır mı? İki gün sonra akşam vakti yine bir ekmek daha... O saatlarde ekmek bulmak mümkün değildi bizim o muhitte... İki gün sonra bir ekmek daha... Ödünç diye alınıyor ama gidenler geriye dönmüyor...

Kızmaya başlıyorum... Bizim ev sanki unlu mamuller satış yeri... Sigarasını alırken günlük yetecek miktardaki ekmeğini niye almaz? Öğretmek lâzım ama nasıl?

İki gün sonra yine.... Geleceklerini biliyorum, ekmeği gayet az sayıda alıyorum ki "bizde de yok" derken yalan olmasın... Bizde ekmek olmadığına galiba inanmadılar ve sanıyorum ki o gece aç kaldılar... Bunu hiç öğrenemedim zira darıldılar... Peki böyle mi olmalıydı?

"Tedbirli olmak gibi akıllılık yoktur" Bu özdeyiş, halk arasında Hadis-i Şerif gibi bilinirse de, aslında Abdullah Muhammed İbn Mâce'ye aittir. Öğrenimim sırasında değerli bir öğretmenimden beynime sabitlediğim bu söz, yaşantımın etkin temel ögelerinden oldu. Tedbir, tedbirli olmak... Birtakım olasılıklara karşı hazırlıklı olmak...

Çok hoş, yaşanmış başka bir öyküyle blogu zenginleştirelim:

Evin beyi serbest çalışıyor. Kazancı iyi... Hanım ev kadını... Çocukları var...

Adam evin ihtiyaçları için eşine harçlık veriyor, harcamaları hanım yapıyor...

Uzun seneler geçiyor, herşey iyi güzel iken birgün, adamın canı sıkkın... Ağzını bıçak açmıyor... Kadın ısrar ediyor ve.... Eşinin işini kaybettiğini öğreniyor. Çözüm, çare bulamayan adamcağız, ağlamaya utanıyor...

İşte o anda kadın "bir dakika" diyor ve yatak odasında sakladığı büyükçe ahşap kutuyu getiriyor. Boşaltıyor eşinin önüne...Çok çok sayıda küçük bebek altınları... (bebe altını, cumhuriyet altının 1/4 ü kadardır.)

Adam inanamıyor... Sevinç ve merakla soruyor...

Meğer kadıncağız, tutumlu davranıp harçlıklardan artırıp küçük altınlar yapmış... Yıllarca bu alışkanlığını hiç bozmamış...

Adam yeniden kurmuş işini...

Masal olsa diyecektim ki, "onlar ermiş muradına, biz çıkalım kerevetine"... Ama masal değil gerçeğiyle yaşanmış bir öykü...

Evde, suların kesilme ihtimaline karşı bir kenarda, bir kaç bidon su...

Gece elektrik kesilebilir ihtimaliyle, işlerin olabildiğince gündüz yapılması.( kibrit, mum ve şarjlı ışıldak bulundurulması )

Ansızın gelen konuklar için meşrubat, pasta ve ikram konusunda temkinli bulunmak....

Evde çok olmasa da bir miktar paranın yastık altına saklanması... ( Ben yastık altına koymuyorum :)) )

Bunlar yaşantımızda dindinliği sağlayan mini uygulamalar...

Tedbirli yaşantının getireceği huzurlu günler ve...

Gönüller dolusu selam ve sevgilerimle...

Yurdagül Alkan.
 
Toplam blog
: 344
: 1671
Kayıt tarihi
: 09.04.09
 
 

Özel bir finans kuruluşundan emekliyim. Hayatın her aşamasını acısıyla tatlısıyla yaşamış biri ol..