Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Ekim '07

 
Kategori
Güncel
 

Teferruattan önce vatan

Teferruattan önce vatan
 

Ülkemizin üstünden yeniden bir ölüm dalgası geçiyor. Ölüm yankılanıyor göklerde. Ölüm ardında gözü yaşlı çocuklar ve anneler bırakıyor. “Hayır”! diye haykırıyoruz topluca. İnternet accountlarımıza siyah kurdeleler koyduk. Dört bir yana Türk bayrakları astık ve sokaklara dökülüyoruz. Bir çığlık için. Bir isyan için. Ülkemizin üzerindeki kara bulutlara “çekilin” diye haykırıyoruz. Bir şeylere ihtiyacımız var; şimdi her zaman olduğundan daha fazla, her zamankinden daha cesurca… Aslında belki de bizim bize ihtiyacımız var.

Atatürk’ü çok sevdik. Hiç inanmadık bir daha O’nun gibi bir liderin de gelebileceğine. Sokaklara düştük, özgürlük türküleri söyledik ama Türk ve Kürt’ün dost olabileceğine de inanmadık içten içe. Ülkemizi seviyoruz dedik ama aslında ülkemize, onun gücüne, ruhuna, geçmişine… Yeteri kadar inanmadık. Bizim inanmaya ihtiyacımız var. İçimizde var olanı diriltmeye ihtiyacımız var. Gözyaşı döktüğümüz kadar çok haykırmaya, yollara düştüğümüz kadar çok arkasında durmaya, konuştuğumuz kadar çok direnebilmeye ihtiyacımız var.
Bugün bir savaş anını düşünmeye çalışmak çok zor. Kimlerin imkânı varsa kaçacağını, kimlerinse cesurca ülkemiz topraklarında durarak savaşmak isteyeceğini kestirebilmek çok zor. Söylenene bakılırsa hepimiz buradayız, hepimiz tetikteyiz. Ama kim bilir? Hanginiz bana bu konuda emin olduğunuzu söyleyebilirsiniz ki? Belki de her şeyden önce yapmamız gereken tek bir şey var; Gerçekten milliyetimiz ya da dinimiz ne olursa olsun Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olduğumuza inanmaya ihtiyacımız var. Terörde oğlu şehit edildiği için Kürtçe ağıt yakan annenin acısının da bizim acımız olduğunu yürekten hissedebilmeye ihtiyacımız var. Kurtuluş Savaşında savaşan Atalarımızın bizden tek farkıydı bu ülkeyi canından, kanından, ırkından, ideolojilerinden fazla sevmiş olmak.

Aklımızı her daim karıştırmaya devam eden birileri var. Bir gün gelip din temasını önümüze koyuyorlar. Bir gün gelip Kürtlüğü, Türklüğü ve biz birbirimize savaş açmak için bir kıvılcımı yeterli kılıyoruz. Ne zaman ki terör gelip kapımıza dayanıyor, sokaklarda şehit cenazeleri boy gösteriyor o zaman diyoruz ki; “Biz daha ölmedik, varız, son kanımıza kadar vatanımızı koruruz.” Ya da “Atam sana çok ihtiyacımız var” . Ne yazık ki ölenle ölünmüyor. Atam! Evet, sana çok ihtiyacımız var ama sana inandığımız kadar birilerine inanmaya da ihtiyacımız var.
Ulu Önder Atatürk’ün dediği gibi aslında her şey; “Mevzubahis vatansa gerisi teferruattır”!Teferruat olan her şeyden uzak olmalıyız artık. İster Kürt olsun ister Türk olsun ben bu vatanın evladıyım diyen acımızı paylaşan herkes bizimle aynı yoldadır. Aynı acıyı ve aynı sevinci solur. Buna inanmakla başlar her şey ve mevzubahis vatansa şayet ne önemi vardır Müslüman ya da Hıristiyan olmanın? Ne kadar birlik içindeyiz? Ne kadar aynı düşün içindeyiz? Ben en çok bunu merak ediyorum.

Ben inanıyorum ki; terör birilerinin ülke üzerindeki oyunundan başka bir şey değildir. İnanıyorum ki; bu ülke topraklarında yaşayan her insan birbiriyle birer kader ortağıdır. Vatana gelen zarar er geç hepimize millet ve din gözetmeden yayılacaktır. Öyleyse önce gücümüze, birliğimize ve birbirimize olan sevgimize inanalım. Ve önce kendimizi sonra da herkesi; bu vatan toprağının üstüne akan her kanın öcünü hiç acımadan almaya kudreti olduğuna inandıralım. Tek bir nefes gibi duralım. “Rahat uyu Atam” diyelim! Aynen dediğin gibi Atam; “Mevzubahis vatansa gerisi teferruattır”.

 
Toplam blog
: 18
: 984
Kayıt tarihi
: 14.04.07
 
 

Yazmak uzun soluklu bir süreç bende; tarihini hatırlamadığım kadar küçükken başlayan, asla vazgeç..