Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Şubat '09

 
Kategori
Siyaset
 

Teğet Geçen Kriz’in Gözyaşları

Teğet Geçen Kriz’in Gözyaşları
 

Kriz en çok çocukları ağlattı. Babaları ağlamış çok mu ?


Şimdi sizin okuduğunuz bu yazıyı yazarken ister inanın, ister inanmayın, gözleri buğulanmış ve yalnızca 5 dakika önce gözyaşı dökmüş, değişik bir psikolojinin içindeyken yazıyorum. Amacım ne bir duygu sömürüsü, ne de bir fantastik yazı..

Dün haber saatlerinde star haberi izlediniz mi ? Umarım ve de inşallah izlemişsinizdir. Hatta inşallah hükümet yetkilileri ve de özellikle Sayın Başbakan da izlemiştir. Efendim olay şudur?

Haberde ekonomik kriz’in yarattığı yıkım ve işsizliğin boyutları göz önüne sergileniyordu. Kapanan fabrikalar, işsiz kalan vatandaşlar ve çığ gibi büyüyen işsizlik örnekleri irdelenirken, birçok vatandaşa tutulan mikrofona herkes aynı şeyleri söylüyorlardı. İşsiziz ve cebimizde eve ekmek götürecek paramız yok. Herkes sözleşmiş gibi aynı şeyi söylüyordu. Aynı rüzgâra kapılmış, işsiz kalmış bir adamın evine konuk oldu kameralar. Burada işsiz kalmış bir baba, komşuların yardımıyla hayatta kalmaya çalışan 3 çocuk, bir anne ve bir aile dramını hep beraber izledik. Baba, aylardır işsiz olduğunu, eve ekmek alacak para bulamadığını, olmayan işi aramaya giderken bile dolmuş parasını başkalarından dilenerek(!) alıp gittiğini söyledi. Bu arada, dolmuş parası bir yana çocukların yemesi için yumurta almak için bile para bulamadığını söyledi. Karısı da aynı telden çalıyordu.

Buraya kadar söylenenler, daha önce duyduklarımızdan, gördüklerimizden pek farklı değildi. İnsan elbette ki çok üzülüyor ve kara kara düşünüyor. Bu kadar insanın hali ne olacak diye düşünürken, mikrofon uzatılan, o dünya güzeli küçük kızın dramına ve döktüğü göz yaşlarına içim dayanmadı ve ben de koptum.. Hatta şu satırları yazarken bile gözlerimden yaş dökülüyor. Çünkü birkaç dakika önce o görüntüleri tekrar gösterdi. Diyordu ki küçük kız “ paramız yok, arkadaşlarım kantinden bür sürü şey alırken, ben alamıyorum. Çorabım bile yok, ayakkabılarımdan su giriyor, ayaklarım ıslanıyor. Ben başka bir şey istemiyorum, babama iş versinler istiyorum…”

Daha başka şeyler de söyledi dünya tatlısı o küçük kız. İlköğretim öğrenci olsa gerekti. Önlüğü üzerindeydi. Belki de giyecek başka bir şeyi yoktu. Eskimiş tek çorabı, sırılsıklam olmuş, yarım yamalak yanan sobada kurutmaya çalışıyordu. Bir taraftan da, milyarlara değişilmez o gözyaşları, inci inci gözlerinden dökülüyordu. Hadi buyurun, insan olmayan nasıl dayanır ki bu gözyaşlarına? Kendimi zor tuttum ama dayanamadım. Ben de başladım, fakat kısa bir süre sonra toparlanmaya çalıştım. Ofisteydim o saatte. Bir yazı yazmayı düşündüm ama kafamı toparlayamadım. Abandone olmuştum ve kendimi hemen dışarıya attım. Geç saatlere kadar dışarıda dolaştım.

Ama işte yine gösterdi televizyon o küçük kızı !.. Bir kuş çırpınışındaki yüreği, üzgün ve süzgün hızlı hızlı atıyor. Gözyaşları inci olmuş tane tane dökülüyor. Bir an onu kendi kızımmış gibi düşündüm. Ben de ağladım. Benim gözyaşlarım değersizdi ama o minik yüreğin, o kırılgan, o masum ve günahsız küçük yavrunun üzülmesini, devletin onun gibi nice çocuğa gözyaşı döktürme de, ne kadar becerikli olduğunu ve bu gözyaşlarını dindirmek te ne kadar aciz olduğunu anladım. Kendimden de utandım. Ah dedim, ah keşke bu çocuklara, onların ailelerine yardım edebileceğim, o gözyaşlarını dindirebileceğim ekonomik imkânım olsaydı. Ne olurdu? Çok şey olurdu! İnanın çok şey olurdu !..

Bugün o küçük kız çocuğuna yardım eli uzanır mı uzanmaz mı bilemem ama onun gibi binlerce çocuk da, gözyaşı döküyor bu günlerde inanın. Kriz’in bütün koyuluğu ülkeyi sarmış ve 650.000’in üzerinde insan işsiz kalmış durumda. Ve Türkiye’de hala “krizin teğet geçtiği” konuşuluyor. Nasıl teğetse bu?

Bakın, bu krizin sorumlusu elbette ki bu hükümet ve bu devlet değil. Adı üzerinde ”global kriz” diyoruz değil mi? Bir çok ülke bu kriz rüzgârının etkisinde. Her yerde işsizlik ve kapanan, iflas eden işletme sayısı artıyor. Ama birileri bir takım önlemler almaya çalışırken, bizim devletimiz henüz bir önlem almış ya da alabilmiş değil. Ya gerçekten teğet geçeceğine inanılıyor, ya bizi kandırıyorlar. Neden mi? Krizin başladığı ABD’de topu topu 170 bin civarında insan işini kaybetti. Bu rakam belki önümüzdeki günlerde artacaktır, çünkü kriz orada doğdu. Ama bugün itibari ile teğet geçtiği söylenen kriz bu ülkede 600 binin üzerinde işsiz yarattı. Ve hala yarım ağızlarla konuşuluyor ve önlem alınamıyorken, kriz canavar doğdu ve şuan bir canavar olmaya başladı. Kapanan, iflas eden, kapatacak olan ve satılığa çıkartılmış olan işletmelerin ve şirketlerin sayısı belli bile değil.

Hükümet, kapanan şirketleri görmüyor. Bari bu teğet geçen krizin gözyaşlarını görsün…

 
Toplam blog
: 671
: 2572
Kayıt tarihi
: 26.06.06
 
 

Anadan doğma bir İzmirliyim ve bu şehirli olmaktan gurur duyuyorum.. Hem bu şehirde doğmuş, hem b..