Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Eylül '09

 
Kategori
Siyaset
 

Tehlikeli Yol

Tehlikeli Yol
 


Son bir iki aydır gündemdeki açılım rüzgârları kamuoyunu oldukça meşgul eder oldu. Önce Kürt Açılımı, sonra Demokrasi Açılımı ve sonunda Ermeni Açılımı. Gündem ne yazık ki son günlerde bu. Bu bence tehlikeli bir yol ve günümüz hükümeti açıklanamaz bir bicimde enerjisini bu yönde kullanmakta. Bu işin sonu nereye varacak net kimse bir şey söyleyemiyor. Açık bir şey varsa o da bu yol tehlikeli bir yol.

Kürt meselesi ne yazık ki uzun yıllardan beri baş ağırtan, Türk hükümetlerinin bir türlü çözemediği bir sorun. Bu bir gerçek, ama bunun sorumlusu Türkiye Cumhuriyeti değil. Anadolu insanının kabahati hiç değil. Bölgede güçlü olunduğu dönemlerde de benzer sorunlar yaşanmış. Ama özellikle, Osmanlı İmparatorluğunun zayıflaması, bölgedeki otoritesinin azalmasıyla orantılı sorunlar artmış. Dış güçlerin katkılarıyla beslenen mesele, günümüze dek gelmiş. Tahmin edileceği gibi bölgede yeniden otorite sağlana (siyasi ve ekonomi) kadar devam edecek. Bu arada ne olacak, belli kesimler durumdan nemalanacak, canlar feda ( istenmeyerek ) edilecek, suni gündemlerle günler geçecek ve en önemlisi bölgede istikrarsızlık hâkim olacak.

Halbuki, Türkiye bölgede büyük bir güç. Bunu fark etmeyenler olabilir. Türk Devleti tarih boyunca hâkim olduğu bölgelere barışı getirdiğini artık herkes biliyor. Ortadoğu ve Balkanlar bunun en güzel örnekleri. Her iki bölge de ( sözde bağımsızlık uğruna ) Türk Devletinden kopunca ( veya ayrılınca ) istikrarın ve barışın nasıl arandığı, büyük güçlerce nasıl sömürüldüğünü anlatmaya gerek yok.

Dediğimiz gibi Türkiye bölgenin Ağabeyi. Ağabey olmak kolay değil. Yüzyılların getirdiği bir devlet otoritesi ile yöresel kültürlerin nasıl idare edilişi ile biçim bulan bir olgu. Bu ağırlık, Batılı’larca üniversitelerde incelenmekte, konu ile ilgili arşivler titiz çalışmalarla araştırılmakta. Bunun bilincinde olan komşuların, Türk Cumhuriyetine bakışlarını ifade etmeye gerek yok. Ne yazık ki, batı ayarlı propagandalar, bu havanın hissedilmesini engellemekte. Hatta tam tersine bir anlayışın yerleşmesine yardımcı olmakta.

Onun için diyoruz ki ( 1 Eylül Dünya Barış gününde ) illa bir açılımdan bahsedilecekse Türkiye Cumhuriyeti Açılımını gerçekleştirelim. Bölgede istikrar için, barış için Türk Devletinin varlığının ne kadar önemli olduğunu vurgulayalım. Günümüz hükümeti bu yolda olduklarını söyleyebilirler. Ama iş maalesef öyle gözükmüyor. Yöresel birlikteliği, bölgenin özelliğini içimizde yaşayarak hep beraber ileriye bakarak yaşamak hedefimiz olmalı. Komşularımızla birlikte hepimizin buna ihtiyacı var diye düşünüyorum.

Barış dolu günler bizlerin olsun......

 
Toplam blog
: 487
: 1730
Kayıt tarihi
: 01.04.07
 
 

1965 İstanbul doğumluyum. İTÜ Elektrik mühendisliğinden mezun oldum. Özel sektörde Kalite Bölümünde..