Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Ekim '07

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Tehlikenin farkında mısınız?

Tehlikenin farkında mısınız?
 

Ülke savaş çığlıklarıyla yankılanıyor. Bir tarafta ateş düştüğü yeri yakar misali analar –babalar kan ağlarken; diğer yanda daha fazla analar ağlasın diye savaş çığırtkanlığı aldı başını gidiyor. Sanki “sınır dışı operasyon” her şeyi çözecek, bu kan ve göz yaşı duracakmış havası yaratılırken diğer yandan asıl olanlar gözden kaçırılıyor. Bu sis ve dumanın içinde birileri kana susamışlığını tatmin etmeye çalışıyor.

Dönüp bir geriye bakın, bakın neler göreceksiniz...!

Dün kırmızı pasaportlar çıkarıp, ceplerine de harçlık verip ülke -ülke gezdiren kimdi; dünyada adam yerine konmayan iki “Aşiret ağasını” kim buralara kadar taşıdı? Hatta bu iki aşiret ağasını Ankara'larda kırmızı halılarla karşılayanlar kimlerdi?

20-25 yıl boyunca “Çekiç güç’ü” oralarda kalmasını sağlayıp bu ülkenin başına belaları açmasına zemini kim hazırladı?

Bu ülkenin kurtuluş savaşında omuz omuza çarpışmış, kederde –tasada hep beraber olduğu bir halkı yok sayıp “ne kürdü, onlar dağda gezerken kart-kurt eden ayaklardan çıkan seslerin tekrarından dolayı onlara o isim verilmiş deyip “yok sayanlar kimlerdi?

Dün Irak'ın işgalinde ısrarla 1 Mart teskeresinin çıkmasını isteyenler bu olmayınca İncirlik üssünün işgalin lojistik desteği amacıyla kullanılmasına göz yumanları hiç düşündünüz mü?

Hadi bunlardan vazgeçtik; bugüne kadar “Kürt problemini “ sadece öldürmekle çözülebileceğini ilke edinerek bu ülkede binlerce vatan evladının yeniden-yeniden ölmesine ve sakat kalmasına kimler neden oldu?

Her şehit cenazesinde ön saflarda bağırarak ellerini havaya kaldırıp bir hayvan işareti yapanların kaçının; askere gitmemek için sahte “askerlik yapamaz raporu” için uğraştığını hiç düşüneniniz oldu mu?

Ya da bir televizyon programında haklı olarak bir gazinin dile getirdiği gibi “hiç zengin işadamı, siyasetçi ..vb. çocuklarından şehit olan ya da sakat kalan gördünüz mü?” diye sordu. Çünkü onlar için paralı ve kısa dönem askerlik çıkarılır ya da torpille özel kuralarla uygun yerlere gönderilir. Bu konuyu hiç düşündünüz mü?

İnsanımız haklı olarak; öldürülen onca askerimiz için ağlayacak, sokaklarda bu tip saldırıları kınayacaktır. Kınamamak insanlık ayıbıdır. Ancak bunu fırsat bilip son zamanlarda gelişmekte olan “Linç Kültürünü” yaygınlaştırmaya çalışanlara dikkat ettiniz mi?

Kim kime saldırıyor, olayları bu kadar kullanmadaki mantık ne ola ki?

İnsanın sorası geliyor; bu çözümsüzlüğü yaratanlara bu kini niçin kusmuyorsunuz? Bu saldırıda ve bir çok saldırıda kullanılan silahların ABD kökenli olduğu biliniyor niçin ABD’ye böyle bir tepkiniz yok? Diğer yandan düne kadar besleyip kırmızı halılarla karşıladığınız “Aşiret Ağaları” bizimle dalga geçercesine “Bir kediyi bile vermem” derken ona ne tepki gösterdiniz? Bunlardan hiçbirisi yapılmadığına göre :

Ülkeyi kardeş kavgasına sürüklemek Maraş-Çorum ‘daki yaptıklarınızın aynısını yapmanın mı peşindesiniz?

Elbette insanlığın büyük acılar karşısında birlik ve bütünlük duygusu içinde ;kan ve göz yaşına neden olanları lanetlemek en doğal hakkı bunu barışa yol açacak etkinliklere çevirmek insani olanıdır, savaşı körüklemek “kandan medet umanlara ve savaştan rant sağlayanlara hizmet etmek insani olanı değildir.

Toplumsal histerileri ;kendilerinden olmayan herkese saldırma olarak kullanacakların varlığının ve tehlikesinin farkında mısınız?

Karanlığa bakarak karanlıktan kurtulunamaz...! Barışa bir şeyler yapmak gerek..!!!

 
Toplam blog
: 45
: 1344
Kayıt tarihi
: 04.11.06
 
 

Düşünmeyi ve yazmayı çok severim. Yaşama ilişkin çelişkileri görmekte ısrarlıyımdır. Muhalif olmaya ..